Suriye'de iç savaş
'Savaş hepimizi çok yordu'
Suriye'nin Halep kentinde savaştan önce avukatlık yapan Lika Mahmud, şimdi haftanın dört günü cephede nöbet tutuyor ve zaman zaman sıcak çatışmaya giriyor. Lika Mahmud'la yaşadığı hayatı ve karşılaştığı zorlukları konuştuk.

en büyük mağduru kadın ve çocuklar olan suriye savaşı beşinci yılına girdi. milyonlarca suriyeli suriye içerisinde veya yurtdışına göç ederek hayatta kalma mücadelesi veriyor.
suriye halkı, esed’in bombardımanının yanında, işid’in ele geçirdiği bölgelerdeki katı ve keyfi uygulamalarından dolayı da evlerini terk ederek göçe zorlandı.
suriyeli kadın ve çocukların yaşadığı dram ise savaş süresince artarak devam etti. binlerce kadın, eşini ve çocuklarını kaybetti. hayatta kalanlar ise suriye’de ve komşu ülkelerde yapılan yardımlarla ayakta kalmaya çalışıyor.
deyr ez zorlu lika mahmut, suriye’den ayrılmayan ve eşiyle birlikte aktif olarak savaşa katılan kadınlardan biri. mahmut savaşla birlikte yaşadıkları zorlukları anlattı.
haftanın dört günü cephede nöbet tuttuğunu ve defalarca sıcak çatışmaya girdiğini söyleyen suriyeli kadın savaşçı, “bir yandan esed güçlerine karşı savaşırken, diğer yandan işid’in kontrolündeki bölgede kalan 12 yaşındaki oğlumu düşünüyorum” diyor.
halep üniversitesi hukuk fakültesi mezunu olan lika mahmud, savaştan önce halep adliyes'inde icra müdürü olarak görev yaptığını belirtti.
'oğlumu şehirden çıkaramadım'
mahmud, temmuz 2014‘te halen büyük oranda işid’in kontrolünde olan deyr ez zor’da yaşayan ailesini ziyarete gittiğini ve 12 yaşındaki oğlunu şehirden çıkaramadığı için ailesinin yanında bırakmak zorunda kaldığını belirtiyor. mahmud sekiz aydır oğlundan ayrı.
“oğlumu kentten çıkarmaya çalıştığım için, işid’in gözetiminde. onun başına bir kötülük gelmesinden korkuyorum. beni hayata bağlayan tek ümit, bir gün hem esed, hem de işid’den kurtulma ümidi.”
'savaş mümin erkek ve kadınlara farz kılındı'
muhalif cephede rastlanması zor örneklerden biri olan lika mahmud, esed güçlerine 800 metre mesafede bulunan halep uluslararası havalimanı cephesinde nöbet tutuyor.
tüm zorluklara rağmen cepheyi terk etmeyeceğini vurgulayan suriyeli kadın savaşçı şunları söylüyor:
"kuran’da rabbimiz, ‘cihat mümin erkek ve kadınlara farz kılındı’ diye buyurmakta. ben de bu çağrıya binaen cephedeyim. savaştan önce avukattım şimdi ise bir mücahideyim. suriye’de benim durumum çok fazla kanıksanan bir durum değil. fakat şayet esed’siz bir suriye’de kadın ve erkek olarak birlikte yaşayacaksak, idealimizdeki suriye’nin oluşması için her türden çabayı da kadınlar olarak göstermek zorundayız. herhangi bir erkek savaşçıdan farkım olduğunu da düşünmüyorum."

Lika Mahmud, tüm zorluklara rağmen cepheyi terk etmeyeceğini vurguluyor.[Fotoğraf: AJT-Yılmaz Bilgen]
'başta korkuyorduk ama artık alıştık'
savaşın ilk döneminde her silah sesinden irkildiklerini ancak artık bombardımanlara alıştıklarını belirten lika mahmud sözlerini şöyle sürdürdü:
"başta her silah sesinde ‘kıyamet koptu’ sanıp panikliyorduk. artık tank, top, varil bombaları dahi bizi korkutmuyor. doğrusu ölüm ve şiddet hayatımızın bir parçası oldu. kaçacak bir yerimiz olmadığını bildiğimiz için bu şiddet sarmalında yaşamaktan başka çaremiz de yok."
'herkes göç ederse elimizde bir yurt kalmayacak'
ülkeyi terk etme seçeneğini, sonuçları açısından faydalı görmediğini söyleyen suriyeli kadın savaşçıya göre herkesin kaçması durumunda geri dönülecek bir suriye kalmayacak.
"birçok akraba ve tanıdığımız yurtdışına kaçtı. kimse gittiği yerde mutlu değil. biz madem bir özgürlük meşalesi yaktık, bunun bedelini de burada ödemeyi göze almalıyız. aksi halde başta kendimize olan inancımızı ve vatanımızı da kaybederek, çok daha kötü bir akıbete uğrayabiliriz. bizim için en hayırlı yerin ‘özgür suriye’ olduğunu unutmamalıyız. verilen bunca kurbandan sonra özgürlük idealinden dönüşümüzün olmadığını dost da, düşman da, herkes bilmeli."
'kadınların yükü erkeklerden daha ağır'
halepli kadınları bir araya getirmek için büyük çaba sarf ettiğini belirten lika mahmud, bu konuda ciddi engellerle karşılaştığını, erkeklerin sadece savaşmakla yükümlü olduğu suriye’de kadınların yükünün çok daha ağır olduğunu söyledi:
"eşlerimiz sadece savaşmakla mükellef. biz ise hem ev hem çocuk hem de eşlerimizle ilgilenmek zorundayız. ayrıca eksik olmayan bombardıman sebebiyle hemen her evde bir yaralı var. herkes bizim bunca sıkıntı ile boğuşmamızın sinirlerimiz üzerinde yaptığı baskıyı göz önünde bulundurarak daha fazla anlayış göstermesi gerek."
tabanca, yarı ve tam otomatik tüfekler de dahil birçok ateşli silahı kullanabilen lika mahmud, halep'in merkezinde bombardımanın az olduğu dönemlerde 65 öğrenciye de okula dönüştürdüğü bir binanın bodrum katında ders vermekte. onun tek isteği ise savaşın bitmesi ve yeniden eşi ve çocuğuyla normal bir hayata dönebilmek.
Yorumlar