Türkiye
Sığınma evinden yeni hayata
Çoğu ya koca, ya baba şiddeti görüp, evi terk eden tam 386 kadın. Diyarbakır'daki sığınma merkezlerine korkuyla adım attıklarında nasıl bir hayata doğru yürüdüklerini bilmiyorlardı ancak çoğu iş bulup, kendi ayakları üzerinde durmayı başardı. İçinde şiddet ve korkunun olmadığı yeni bir hayat kuran kadınlarla Al Jazeera Türk konuştu.
Haberin Öne Çıkanları
'Parkta bayıldım'
'Para götürmeyince dövüyordu"
diyarbakır büyükşehir belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren kadın sorunlarını araştırma ve uygulama merkezi (dikasum) bünyesinde hizmet veren kadın sığınma evi, bugüne kadar 386 kadına kapılarını açtı. ailelerinden şiddet görüp evlerinden kaçan ve sığınma evinde kalmayı tercih eden kadınlar arasında, kendilerine yeni bir yaşam kurmayı başaranlar da var.
berfin onlardan biri. henüz 17 yaşındayken, evlendikten sonra eşinden ve eşinin ailesinden şiddet gören berfin bütün gün çalışıp kazandığını da eşine vermek zorunda bırakılmış, üstüne dayak yemeyi daha fazla kaldıramamış:
"ailemin istememesine rağmen, 2009'da kaçarak evlendim. ilk bir yıl eşimle aramda bir problem yoktu. tekstilde çalışıyor, kazandığımı son kuruşuna kadar eline sayıyordum. ben kazanmaya başlayınca o işinden ayrılarak aylaklık etmeye başladı. huzursuzluk başladı tabii. eşimin ailesiyle birlikte oturuyorduk. beni döver, kaynanam ve kayınlarım seslerini çıkarmazlardı. en büyük hayalim çocuk sahibi olmaktı. tam üç kez düşük yaptım. bir gün eşim seni dışarıda bir erkekle görmüşler diye dövmeye başlayınca kayınbiraderim ve kaynanam da vurmaya başladı. kendimi dışarıya zor attım. yüzüm, gözüm kan içinde pazarın ortasında bayıldım. kendime gelince ağabeyimin evine gittim. bir daha dönmeyeceğimi söyledim.”
"merkezdekilerin yardımıyla iş buldum"
berfin şu an 23 yaşında. eşinden kaçıp, bir süre ağabeyinin yanında kaldıktan sonra, bir süre de ablasının evinde yaşadığını anlatıyor. ancak ailesine yük olduğunu düşününce tek çıkış yolu olarak sığınma evini gördüğünü söyleyen berfin şöyle devam ediyor:
"çünkü kocam peşimdeydi ve sürekli kaldığım yerlere gelip beni götürmeye çalışıyordu. bir arkadaşım bahsetmişti, dikasum’a (diyarbakır kadın sorunlarını araştırma ve uygulama merkezi) başvurdum. beni bir eve götürdüler. benim durumumda yedi, sekiz kadın vardı. hepsinin benzer hikâyeleri vardı. burada danışmanlar sorunlarımızı dinleyip yardımcı oldular. bol bol kitap okudum. çok şey öğrendim. sonra merkezdekilerin yardımlarıyla bir restoranda iş buldum. aşçı yardımcısı olarak çalışıyorum."
çalıştığı restoranda sürekli mutfakta. kalabalığa karışmıyor, müşterilerin olduğu bölüme çıkmıyor. patronu ve ustası dışında kimse de başından geçenleri bilmiyor. hayatı boyunca ilk kez kendisine ait bir banka kartı olduğunu söylüyor:
“eski eşim sürekli beni soruyormuş. ben hiç karşılaşmadım ama evlendiği halde vazgeçmiyor. ben de beni bulabileceği yerlere gitmiyorum. benim durumumda olan bir arkadaşımla ev tuttuk. ayda bin 200 lira maaş alıyorum. evin masraflarını bölüşüyoruz. kalan paramı bankaya yatırıyorum. bana banka kartı verdiler, çok mutlu oldum. ilk kez kendime ait bir eşyam oldu.”
berfin yeni yaşamından mutlu, ‘babamın evindekinden bile daha rahatım’ diyor. yakın zamanda yapacaklarını da daha şimdiden planladığını söylüyor:
“ortaokul son sınıftan ayrılmıştım, okutmamışlardı. şimdi en büyük isteğim okulumu bitirebilmek. sonraki en büyük isteğim ehliyet alabilmek. araba kullanabilmeyi çok istiyorum. belki bir gün arabam da olur ama ev daha önemlisi kendime önce bir ev alacağım. sonra olursa araba da alırım belki.”
berfin anlattığı yeni hayatında bir erkeğe yer vermiyor. verecek gibi de görünmüyor. başından geçen tecrübe en azından şimdilik yalnız bir hayatı dayatıyor.
‘sözler dayaktan daha yaralayıcı’
23 yaşında olan helin şiddeti babasından görmüş. her dayaktan sonra kaçıp akrabalarına sığınan helin, nisan ayında kararını verip sığınma evinde kalmaya başlamış:
“hiç okula gitmedim. okuma yazmayı kendi kendime öğrendim. dört kardeşiz ve 11 yaşımdan beri çalışıyorum. babam işsiz. daha doğrusu ben ve temizliğe giden annemin kazandıkları sayesinde çalışmayı hiç düşünmedi. kazandığımızı getirip avucuna sayardık. birazını ayırıp bir ihtiyacımızı görsek dayak başlardı. ancak hakaretleri daha yaralayıcıydı. kahveye gidecek parası olmayınca ya da sigarası bitince çıldırır, acısını bizden çıkarırdı. kaçıp akrabalarıma sığınırdım. her seferinde beni geri getirir ve her şey yeniden başlardı. bir gün kararımı verdim ve sığınma evine geldim.”
helin sığınma evindeki ilk gününü ağlayarak geçirmiş. çektiklerine daha fazla dayanamadığı için böyle bir yol seçtiğini anlatan helin’in aklından annesi ve kardeşleri çıkmamış:
“ilk kez böyle ciddi bir başkaldırıda bulunuyordum. çok ağladım, düşündüm, kendimi sorguladım. eve bir daha geri dönmeyeceğimi söylemiştim. ancak babama karşı birlikte göğüs gerdiğimiz annem ve kardeşlerim ne olacaktı? işte bu aklımdan çıkmıyordu. 15 gün kaldım sığınma evinde. durumu benden daha kötü olan kadınlarla konuştum. kitap okudum ve sığınma evi yetkililerinden bilgi aldım neler yapabileceğime ilişkin.”
kısa bir süre kalmasına karşın sığınma evinin kendisine çok şey kattığını söyleyen helin, annesi ve kardeşleri nedeniyle evine geri dönme kararı almış. "ancak artık aynı kişi değildim" diyor:
“ben sığınma evindeyken yetkili arkadaşlar ailemle görüşmüş. ortak bir noktada uzlaşmaya çalışmışlar. hep akrabalarıma kaçarken sığınma evine kaçmam babamı oldukça şaşırtmış. evime dönme kararı aldığımda kendimi güçlü hissediyordum. en azından gitme cesareti bulmuştum ve başı dik olarak evime döndüm.”
helin şimdi kardeşleriyle birlikte açtıkları küçük bir marketin işletmeciliğini yapıyor. babasına da para veriyor ancak kendi ihtiyaçları için para ayırdıktan sonra:
“bir şey değişti mi? hayır. dayak yiyor muyuz? evet. ama bir şey değişti. karşısında duruyorum ve dövse de ezilmediğimi hissediyorum. eskisi kadar değil ayrıca uyguladığı şiddet. sonuçta çekmeyeceğimi, gidebileceğimi biliyor.”
helin babasını hiç affetmeyeceğini söylüyor. günün birinde ‘yaptıklarımdan çok pişmanım beni affet’ demesini umuyor. o zaman geldiğinde vereceği yanıtı da şimdiden belli; affetmeyeceğini söyleyecek.
6 yılda 386 kadın sığındı
dikasum sığınma evi yöneticisi, sosyal hizmet uzmanı nihal bozhan özbek, sığınma evinin hizmet vermeye başladıkları 2008’den bu yana 386 kadının kendilerine başvurduğunu ve her on kadından üçünün kendilerine yeni bir yaşam kurduğunu söyledi:
“başvurucular arasında can güvenliği olanları acilen başka kentlere naklederek tehlikeden uzaklaştırıyoruz. kadın talep ederse ailesiyle görüşerek sorunun halli yoluna gidiyoruz. ancak bu yönde kararı olmazsa sığınma evinde eğitim ve rehabilitasyon çalışmaları yapıyoruz. kadının kendisini geliştirmesi ve haklarını öğrenmesi de bu çalışma kapsamında yapılıyor. ailesine geri dönmek istemeyen kadınlar için iş imkânları araştırıyoruz ve sonrasında da desteğimizi kesmiyoruz. altı yılda 386 kadın ve 292 çocuk kabul ettik. bu başvurucuların üçte biri farklı hayatlar kurdular. geri kalanlar eşine veya ailesine geri döndü.”
üçüncü merkez açılacak
türkiye’de bir belediyede ilk kadın politikaları daire başkanlığı’nın diyarbakır’da kurulduğunu belirten dikasum sığınma evi'nin yöneticilerinden sosyolog rüya değirmenci kanat, bağlı oldukları daire başkanlığının iki milyon lira bütçesinin bulunduğunu belirtti. kanat şunları söyledi:
“diyarbakır büyükşehir belediyesi’nde kurulan kadın politikaları daire başkanlığı, dikasum’un çalışmalarına ivme kazandırdı. artık kendi bütçemiz var ve olaylara daha hızlı müdahale edebiliyoruz. büyükşehir belediyesi ve bağlar belediyesi'nin iki kadın sığınma evi var. üçüncüsünü açmak üzere çalışmalar yürütülüyor. ayrıca valiliğin bir istasyonu var ve onlarla paslaşarak çalışma yürütüyoruz. yeni bir hayat kuran kadınlara desteğimiz kesilmiyor. onlarca kadınla görüşüyoruz. ihtiyaç duyduklarında ayakta kalabilmeleri için pek çok desteğimiz bulunuyor.”
kaynak: al jazeera türk
Yorumlar