Mısır'da darbe dönemi
Sisi 'rüyasını' gerçekleştirdi
Mısır'da darbe lideri Sisi rüyasını gördüğü cumhurbaşkanlığı koltuğunu ele geçirdi ancak Mısır halkının özellikle Arap Baharı ve 2011 Devrimi ile canlanan hayalleri her zamankinden daha da uzakta görünüyor.
mısır’da 3 temmuz darbesinin lideri abdulfettah sisi, geçtiğimiz yıl aralık ayında ülkesindeki yerel bir gazeteye verdiği mülakatta bir gün ülkenin cumhurbaşkanı olacağına dair gördüğü bir rüyayı anlattı.
sisi rüyasında, ülkenin üçüncü cumhurbaşkanı enver sedat’a, bir gün ülkenin cumhurbaşkanının kendisi olacağını söylemişti.
mısır’a izleri yıllarca silinmesi çok zor olan ağır bedeller ödetmek karşılığında da olsa sisi’nin gördüğü rüya sonunda gerçekleşti.
abdulfettah sisi, 11 ay süren yoğun şiddet, kaos ve çöken demokrasinin gölgesinde yapılan seçimleri kazanarak ülkenin yeni cumhurbaşkanı olma hakkı kazandı.
sisi rüyasını gerçekleştirdi ama mısır halkının özellikle arap baharı ve 2011 devrimi ile canlanan hayalleri her zamankinden daha da uzakta görünüyor.
mısır 3 temmuz darbesinden sonra, gelecekte derin izler bırakması mümkün büyük bir toplumsal kamplaşma, ekonomik çöküş ve ağır bir siyasi krizin ortasına düştü.
yasama, yargı ve yürütme tamamen işlevsiz hale geldi, medya yoğun bir baskı altına alındı, ekonomi hüsnü mübarek döneminin dahi gerisine düştü.
başta müslüman kardeşler olmak üzere muhalif gruplara yapılan baskı her geçen gün artarken, darbe yönetimi muhalefete hiçbir bir şekilde merhamet göstermeyeceğini üzerine üzerine basa basa söylemeye devam ediyor.
insan hakları örgütlerine göre mısır’da darbeden bu yana siyasi tutuklu sayısı 23 bine ulaştı.
yüzlerce kişi idam cezasına ve çok ağır hapis cezalarına mahkûm edildi.
ülkedeki gelişmeleri takip eden 17 gazeteci, ‘şiddete teşvik ve terör’ suçlamasıyla tutuklandı.
müslüman kardeşler ‘terör örgütü’ ilan edildi, 6 nisan hareketi’nin faaliyetleri yasaklandı, hamas da yasaklılar listesine girdi ve büroları kapatıldı. sisi seçildiği takdirde ‘ihvan diye bir şey kalmayacağını’ açıkça ilan etti.
mısır medyası da büyük oranda darbe rejiminin etkisi altına girerken, sisi seçim kampanyası boyunca cumhurbaşkanlığı döneminde nasıl bir medya istediğini net ifadelerle anlattı.
çok fazla özgürlüğün ulusal güvenliği tehlikeye sokacağını söyleyen sisi, yayın yönetmenlerine halkta ‘korku ve şüphe’ oluşturmamaları uyarısı yaptı.
sisi’nin altından kalkma ihtimalinin en zor olduğu konu ise, kaosun ve şiddetin de tetiklemesiyle çöküşün eşiğine gelen ekonomi.
darbe rejimi şu ana kadar suudi arabistan ve birleşik arap emirlikleri (bae) gibi körfez ülkelerinin verdiği dış destekle ayakta kalmaya çalıştı.
bu durumun ne kadar sürdürülebilir olduğu ise hayli tartışmalı bir konu.
‘ihvan’ı yok etmenin bahanesi’
al jazeera’ya konuşan araştırma kuruluşu siyaset, ekonomi ve toplum araştırmaları vakfı’ndan (seta) ufuk ulutaş’a göre, sisi’nin mısır ekonomisini yönetecek kapasitesi olmadığı gibi, belli bir süre ekonominin düzelmesi ve kaosun hafiflemesi darbe rejiminin işine gelecek bir durum değil.
ulutaş, “mısır’da devam edecek kötü gidiş darbe rejimine müslüman kardeşler’i bitirmek için bir bahane ve gerekli ortamı verecektir. bugün yolda bir adam kayıp düşse bunun faturasını ihvan’a kesiyorlar. gelecek dönemde de bu tavır sürecektir” ifadelerini kullanıyor.
ancak ulutaş’a göre, darbe rejiminin ihvan’a yönelttiği her türlü suçlama sonunda dönüp kendisini vurabilir:
“darbe yönetimi ihvan’ı ekonomiyi ve istikrarı bozmakla suçluyordu. birkaç ay sonra aynı ekonomik sıkıntılar ve istikrarsızlık sürdüğü takdirde, ki bu yüksek ihtimaldir, halkın sokaklara dökülme ihtimali de aynı derecede yüksek olacaktır”
ulutaş, darbe sonrasında büyük darbe yiyen müslüman kardeşler teşkilatının yeniden güçlenme ihtimalinin çok zayıf olduğunu ancak toplumsal tabanın buharlaşmasının da mümkün olmadığını öne sürüyor:
“ihvan bu süreci dikkatli bir şekilde idare etmeyi ve doğru zamanda yeniden ayağa kalkmayı deneyecektir”
sisi’nin geleceğini mısır halkının değil kendisini destekleyen körfez ülkelerinin belirleyeceğini kaydeden ulutaş, “eğer sisi ülkedeki kaosun altından kalkmayı başaramazsa, mısır güvenli bir ülke haline gelmezse ve körfez ülkeleri ihvan tehlikesinin ortadan kalktığına inanmaya başlarsa bu kendisinin sonu olacaktır” ifadelerini kullanıyor.
‘seçim anlamsız ve geçersiz’
al jazeera’ya konuşan müslüman kardeşler liderlerinden eşref abdulgaffar, seçimin baştan aşağı anlamsız olduğunu çünkü mısır’ın bir cumhurbaşkanı olduğunu onun da başkan sisi tarafından kaçırıldığını söylüyor:
abdulgaffar’a göre seçimin kurallara aykırı şekilde bir gün uzatılması gibi yarışın manipüle edildiğine dair açık ve net kanıtlar da cumhurbaşkanlığı seçimini geçersiz kılıyor.
katılım oranının yüzde 44 olmasının mümkün olamayacağını da belirten abdulgaffar, “durum bu olsaydı bu normal bir katılım oranı olacaktı ve medya bu kadar paniğe kapılmayacaktı. arap heyetinin istatistiklerine göre seçimde sadece 4 milyon 400 bin seçmen oy kullandı. bu da seçmenlerin sadece yüzde 7’sine karşılık geliyor ve bu yüzde 7’nin de sisi’ye oy verip vermediği de belli değil” ifadelerini kullanıyor.
abdulgaffar, sisi’nin kendisine oy vermeyen kesimlere karşı intikam girişiminde bulunabileceğini, işkence ve tutuklamaların da sürebileceğini kaydediyor.
sisi’nin ihvan’ı ortadan kaldırma girişimiyle ilgili olarak ise abdulgaffar “ihvan mısır toplumundaki her evin içindedir. her kentte, her köyde ihvan vardır. ihvan mısır halkının içinden çıkan bir harekettir. sisi ihvan’ı yok etmek için önce halkı bitirmeli. halkla bir savaşa girerseniz her zaman kazanan halk olur” yorumunu yapıyor.
mısır iflasa sürükleniyor
siyaset, ekonomi ve toplum araştırmaları vakfı’ndan (seta) orta doğu uzmanı can acun, sisi yönetimindeki mısır’ın geleceğinin tahmin edildiğinden çok daha karanlık olduğu görüşünde:
“mısır çok köklü sosyo-ekonomik sorunlarla karşı karşıya ve iflasa doğru sürükleniyor. bunun hem yapısal hem de darbe sonrası süreçten kaynaklanan nedenleri var. körfezden gelen astronomik yardımlara rağmen, bütçe açıkları gayri safi milli hasıla’nın %14'ünde seyrediyor. işsizlik resmi rakamlarla %14 gerçekte ise bunun en az iki katı. enflasyon ciddi anlamda artıyor, yapısal sorunlardan ve döviz rezervi eksikliğinden ülkede büyük bir enerji krizi yaşanıyor. başkent kahire de bile uzun süren elektirik kesintileri, tüp gaz kıtlığı mısırlıları öfkelendiriyor. ülkenin çok önemli bir gelir kaynağı olan turizm ise çatışma ve kaos atmosferi ile bitmiş durumda. sisi'nin seçim kampanyası süresince yaptığı açıklamalarda ekonomiyi nasıl rayına oturtabileceği ve iflastan kurtarabileceğine dair hiç bir işaret görmedik. aslında bu durum mısır'da darbeyi destekleyen birçok pozisyonda dahi eleştiri buldu. sisi'nin bu anlamda bir hazırlığı olmadığı düşünülüyor".
can acun, sisi’nin seçilmesi halinde ihvan’ı yok edeceğine dair söyleminin ise gerçeklerle uyuşmadığını ifade ediyor:
sisi'nin söylemlerinin benzerlerine nasır, sedat ve mübarek döneminde de mısır şahitlik etti ancak ihvan varlığını her şeye rağmen muhafaza etmeyi başardı. 80-90 yıllık köklü bir yapının, mısır’ın toplumsal yapısında önemli bir karşılığı olan bir yapının tamamen yok edilmesi diye bir şey sosyolojik açıdan mümkün değil. ancak ihvan’ın iktidarını kaybettiğini ve bir süre daha mısır'da iktidar olamayacağını söyleyebiliriz. bunu tek sebebi darbe yönetimi ve onların politikası değil, oluşan (medya başta olmak üzere bilinçli bir dizayn ile veya oluşturulmuş olan) toplumsal kamplaşma çerçevesinde halkın önemli bir kısmı ihvan’a karşı bir düşmanlık besler hale gelmiş durumda. ihvan için bundan sonra en ideal politika 25 ocak’takine benzer şekilde kendini çok ön plana atmadan darbe karşıtı muhalefetin bir unsuru olup onu desteklemesi ve ardından daha geniş bir konsensüse dayanan yeni bir iktidarın varlığı için mücadele etmek olacaktır”
kaynak: al jazeera
Yorumlar