Türkiye

Sur’da 'geçici serbestlik'

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı onuncu gününde ‘ikinci bir duyuruya’ kadar kaldırıldı. Yasağın ardından evlerini terk edenler sabah erkenden eşyalarını alıp ilçeyi yeniden terk etti. Çünkü yasağın kalkmasını 'geçici bir durum' olarak değerlendiriyorlardı. Bu tahminlerinde haklı da çıktılar. Sur'da bugün yine sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

diyarbakır’ın sur ilçesinde 2 aralık tarihinde başlayan sokağa çıkma yasağı sur kaymakamlığı’nın duyurusuyla dün akşam 23:00 itibariyle kaldırıldı. ancak ‘ikinci bir duyuruya kadar kaldırılmıştır’ ifadesinden yola çıkan sur sakinleri bu ifadenin ‘geçici bir durum’a işaret ettiğini tahmin ediyordu. bu tahminlerinde de haklı çıktılar. bugün bir duyuru yapan sur kaymakamlığı, saat 16 itibariyle yeniden sokağa çıkma yasağı ilan etti. bu yasak öncesinde sur'da yaşayanlar evlerine giderek eşyalarını alıp ilçeyi terk etti. al jazeera de o sırada yanlarındaydı.

sur ilçesi civarındaki polis kontrol noktalarının hâlâ yerli yerinde oluşu ve sur’a giren çıkanların arama ve kimlik kontrolünden geçirilmesi vatandaşların tahminlerini güçlendiriyordu.

dağkapı meydanı girişindeki polis barikatları açık ancak arama noktaları kurulmuş, yasağın kalkmış olmasına karşın sur ilçesindeki takviye polis gücü hala görev başındaydı. polis kontrol noktalarından girenlere polis sur’un hangi bölgesine gireceğini sorduktan sonra birkaç mahalle adını zikredip, ‘o bölgelere girmeyin’ uyarısı yapılıyor. ‘neden’ diye soranlara da, ‘içeride hâlâ gruplar var’ yanıtını veriyorlar.

kontrol noktasındaki bir başka polis, içeride hâlâ örgüt mensuplarının bulunmasına karşın yasağın niye kaldırıldığı yolundaki sorulara da, ‘vatandaş perişan oldu, biraz nefes almasınlar mı?’ diye cevap veriyor.

sur
Sur ilçesine giriş ve çıkışlar polis kontrolünde yapılıyor.

evden kaçış

dağkapı’daki kontrol noktası geçildikten sonra gazi caddesi üzerinde başka bir polis kontrol noktası ve başka bir aramadan geçirildikten sonra girilebiliyor mahallelere. mahallelerde yoğun bir insan kalabalığı var. kimi yataklarını, kimi halılarını, kimi de omuzladığı televizyonunu çıkarma telaşında. sıcak, güneşli, güzel bir gün olmasına karşın sur içinde sıkıntılı ve gergin bir hava var. bir süre önce yakılan kurşunlu (fatih) camii’nin bulunduğu sokağın girişinde zırhlı polis araçları bekliyor. içeriye girmek isteyenler yine uyarılıyor, basın mensuplarına ise birkaç kez uyarı yapılıyor. camii’nin bulunduğu alanda örgüt mensuplarının bulunduğunu ve zarar görebilecekleri belirtilerek girmemeleri isteniyor.

‘çekin, bu halimizi çekin’

objektif doğrultulduğunda genelde yüzünü saklayan, ‘beni’ çekme diyenlerin aksine sırtındaki yüküyle oflaya puflaya yürüyen kadın, ‘bu halimizi çekin’ diyor.

“on gündür el yanında sığıntıyız. perişan olduk. ne elde, ne avuçta kaldı. bu yasağı kaldırdılar yine yasaklayacaklar iki üç parça eşyamızı kurtarmak için geldik. yeter artık, vallahi rezil olduk.”

sur
Herkes eşyasını çıkarmanın telaşında.

‘nereye gidiyoruz?’

iki yaşlı adam; birinin sırtında televizyon, diğeri inşaatlarda kullanılan el arabasına buzdolabından alıp doldurduğu belli olan yiyecek, içecekle yürüyorlar. onlar da sıkıntılı ve gergin...

“vallahi bu sur’da oturanların hiçbirinin gidip dışarıda ev tutacak güçleri yok. gidiyoruz ama nereye gittiğimizi bilmiyoruz. televizyonumuzu ve dolaptaki yiyecekleri, bozulmasın diye aldık. ama götürüp nereye koyacağımızı da bilmiyoruz.”

eşyalarını polis noktasına kadar taşıyanlar yükleyecekleri bir araba bulma telaşına düşüyorlar ardından. mahallelere araç girişine izin verilmiyor. zırhlı araçlarla çoğu mahallenin girişi kapalı.

‘evim yanmış’

eşyalarını kurtarma telaşına düşmüş kadınlardan birisi basın mensuplarından kendisi adına aracı olmalarını ve bir kamyonet ile kalan eşyalarını kurtarmak için izin almalarını istiyor polisten.

“yeni yatak odası takımı almıştım oğlumla gelinime. iki gün yattılar üzerinde. şimdi hepsi yanmış. evim yanmış. kalan eşyalarımı taşımam için araba götürmem lazım ama polis izin vermiyor.”

eylemsizlik anlaşması

mahalleye girmek isteyenlerin yoğun sorularına muhatap kalan sivil bir polis etrafındakilere laf yetiştirmeye çalışırken bir yandan da sokağın öbür ucundaki hareketliliği gözlüyor. tedirgin ve her an patlayabilecek silahlar nedeniyle yarım ağız konuşuyor.

“araç sokamam o tarafa, gidip alabildiğinizi alın. terörist var orada. akşama kadar kimse silah sıkmayacak. zaman daralıyor. gidin alın ne alacaksanız, zaman kaybetmeyin. bak sonra kalır eşyalar.”

mahallelerde sokak başlarını tutan polisler çok gergin. iç taraflarda ydg-h ve pkk’lıların kurdukları barikatlarda olduğunu belirtiyor bir polis. başka bir polis ise vatandaşların ihtiyaçlarını karşılaması ve esnafların biraz nefes alması için yasağın geçici olarak kaldırıldığını anlatıyor. bu ‘nefes aldırma’ arasında bile teyakkuzdalar ve hedefleri örgüt mensuplarının sivillerin arasına karışarak kaçmalarını engellemek.

barikat
Örgüt mensuplarının barikatları mahallenin her tarafında.

‘başka bir kontrol noktası’

polis noktasından çıkıp kurşunlu camii’nin olduğu tarafa gitmek daha çok geriyor herkesi. yerler mermi kovanları ve duvarlar mermi delikleri ile dolu. ağır bir yanık kokusu her tarafa sinmiş. caminin olduğu sokak dönüldüğünde başka bir kontrol noktası karşılıyor. örgüt mensupları silahları ile birlikte gelenleri kontrolden geçiriyor. üst araması ve kimlik kontrolü yapan örgüt mensupları aynı gerginlikte. kamera veya fotoğraf makinesi taşıyanlar kimlik kontrolü ve hangi kuruluşta çalıştığına dair soruların ardından caminin bulunduğu alana giriş için izin veriyorlar. onlar da aynı uyarıyı yineliyorlar; ‘çabuk olun, oyalanmayın.’

cami
Kurşunlu Camii harabeye dönmüş.

diyarbakır’ın sur ilçesinde cevatpaşa, fatihpaşa, dabanoğlu, hasırlı, cemal yılmaz ve savaş mahalleleri riskli bölgeler. polis bu mahallelerin giriş çıkışlarında zırhlı araçları ile bekliyor. helikopterler sürekli mahalleler üzerinde keşif uçuşu yaparak kontrol altında tutmaya çalışıyor. sur içerisinde gazi caddesi ve balıkçılarbaşı ile melek ahmet paşa caddesi üzerindeki işyerleri nispeten daha sakin. birer ikişer kepenklerini açan esnaf ve ilçede oturanlar verilen bu geçici aradan azami miktarda faydalanma telaşında. bazı işyerlerinin kepenkleri ise hâlâ kapalı. soranlara komşu esnaf, ‘onlar iflas etti, bir daha açmayacaklar’ diye cevap veriyorlar...

kaynak: al jazeera

Abdülkadir Konuksever

1971 yılında diyarbakır'da doğdu. 1990 yılında gazeteciliğe başladı. ulusal ve uluslararası yayın kuruluşlarında çalıştı. basılı iki öykü kitabı bulunan konuksever, al jazeera türk diyarbakır ofisi muhabiri olarak görev yapmaktadır.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;