Suriye'de iç savaş

Suriyeli çocuklar savaşı unutmaya çalışıyor

Suriye'deki iç savaştan en çok çocuklar etkilendi. Uluslararası Doktorlar Birliği, çocukların travmayı atlatabilmesi için İstanbul'da bir rehabilitasyon projesi yürütüyor. Bazı çocuklar savaşı unutmaya başladı, bazıları için ise süreç daha uzun.

Suriye'de dört yıldır süren savaştan on binlerce çocuk etkilendi. [Fotoğraf : Sümeyye Ertekin]

suriye’de dört yıldır süren savaşın mağdurlarının başında çocuklar geliyor. ölümlere ve yıkıma şahit olan binlerce suriyeli çocuk şimdi çatışmalar nedeniyle doğdukları topraklardan da uzakta. aileler, çocuklara yaşadıkları travmayı unutturmaya çalışıyor.

psikologla atölye çalışması

uluslararası doktorlar birliği (alliance of international doctors-aid) istanbul fatih’teki ofisinde suriyeli çocuklar için özel bir çalışma yürütüyor. bir psikolog ve psikoloji öğrencileri haftada bir gün suriyeli çocukların sorunlarını belirleyebilmek için atölye çalışmaları yapıyor. bir sonraki aşamada ise çocuklarla ve aileleriyle bireysel terapi uygulamayı planlıyorlar. ancak şimdilik finansman ve suriyeli psikolog eksiği nedeniyle bu aşamaya geçemiyorlar. amaçları, suriyeli psikologlar bulup çocuklara kendi dillerinde terapi ve tedavi uygulamak.

Suriyeli çocukların çizdikleri resimler arasında iki tane siyah tuval de bulunuyor. [Fotoğraf: Sümeyye Ertekin]

psikoloji eğitimini almanya’da tamamlayan uzman psikolog hilal mete, burasının çocuklar için bir nefes alma kapısı olduğunu söylüyor.

"rehabilitasyon için yaptığımız çalışmaların teorik bir arka planı var. yapılan her atölye, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimini teşvik ediyor. savaş travmasına maruz kalan çocuklar travma sonrası stres bozukluğuna işaret eden ve uygun sekilde ele alınmadığında ısrarcılığını sürdürerek gelişimi olumsuz yönde etkileyebilecek olan bir takım tepkiler gösterebilirler. gerceklestirilen atölyeler sayesinde çocuklarda büyük ölçüde var olan tedirginlik, irkilme durumları, huzursuzluk, öfke patlamaları ve saldırgan davranışların azaldığını gözlemliyoruz.  atölyelerde çocukların savaş nedeniyle yıkılan güven duygularını yeniden inşa ederek, onların zihinsel ve duygusal gelişimlerinin daha sağlıklı bir şekilde oluşmasını amaçlıyoruz."

 

Uzman psikolog Hilal Mete çocuklarla ve ailelerle de terapilere başlamayı hedeflediklerini söylüyor. [Fotoğraf: Sümeyye Ertekin]

siyah tuvaller

uluslararası doktorlar birliği ofisinde çocukları rengârenk koltuklar, sandalyeler karşılıyor. sol kenardaki kütüphanede ise çeşitli hikâye kitaplarının yanı sıra çocukların çizdiği resimler sergileniyor. bu resimler arasında iki tuval dikkat çekiyor. ikisi de simsiyah. psikolog hilal mete bu iki tuvali suriyeli çocukların çizdiğini söylüyor, onların iç dünyalarının resimlere yansıdığını belirtiyor.

alt katta ise yine çocuklar için tasarlanmış oyun ve atölye odası var. bu hafta 6-7 yaşlarındaki suriyeli çocuklar mutfak atölyesi yapıyorlar. izlediğimiz atölye çalışmasında dört çocuk var; önce renkli papatya kurabiyesi ardından makarna salatası yapıyorlar. gelecek haftaki çalışmaya 10 çocuğun katılması bekleniyor. çok yakın bir zamanda bir başka grupla da rehabilitasyon çalışmaları başlayacak.

'ben türkiye’yi sevmiyorum'

çocuklar kısa zamanda türkçeyi öğrenmiş. sadece 6 yaşındaki kays çok az anlıyor. aynı yaştaki hatice, halep’ten gelmiş. türkiye’yi sevmediğini söylüyor. “suriye’deki evimiz çok güzeldi. bizim evimiz vardı ama gitti” diyor.

aynı yaştaki ayet ise aynı görüşte değil, türkiye'yi sevdiğini söylüyor. kardeşi reyhan da türkiye'de olmaktan memnun. güzel bir türkçe'yle "benim arkadaşlarım var burada. onlarla oyun oynuyorum. evlerine gidiyorum. onlar bizim saçımızı yapıyorlar, biz onlarınkini yapıyoruz" diyor. ayet ve reyhan türkçeyi televizyondan ve sokaktaki arkadaşlarından öğrendiklerini anlatıyorlar.

'askerler bize ateş ediyorlardı'

çocuklarla sohbet devam ederken ayet'in ağzından “biz kaçtık suriye’den” sözleri dökülüyor. “neden” diye soruyorum. “çünkü askerler bize ateş ediyorlardı. insanları öldürdüler” diye yanıt veriyor.

konuyu değiştiriyorum, atölye çalışmasını sevip sevmediklerini soruyorum. hep bir ağızdan "seviyoruz, burada resim yapıyoruz, kurabiye yapıyoruz, oyun oynuyoruz. oyuncakları seviyoruz. buradaki ablaları çok seviyoruz” diye cevaplıyorlar.

'biz suriyeliz, bayramımız yok'

çocuklarla konuşurken hatice’ye “elbisen ne güzelmiş” diyorum. “bayramlığım o benim” diyor. ayet atlıyor: “benim bayramlığım yok. çünkü bizim bayramımız yok.”  nedenini sorduğumuzda “işte! biz suriyeliyiz, bizim bayramımız yok” demekle yetiniyor.

aralarından hatice dışında suriye'ye dönmek isteyen yok. reyhan "hâlâ askerler orada” derken, çok az türkçe bilen kays, arapça “askerler vardı orada, bomba atıyorlardı evlere” diyor, savaşan asker taklidiyle derdini anlatmaya çalışıyor.

psikoloji üçüncü sınıf öğrencisi merve sepetçi üç haftadır suriyeli çocuklarla birlikte. her geçen gün ilerleme sağladıklarını söylüyor: “mesela geçtiğimiz haftalarda iki çocuk daha hırçın davranışlar sergiliyorlardı. biri grup çalışmasını bilmiyordu. bu hafta daha iyilerdi. ”

Suriyeli çocuklar mutfak atölyesinde yaptıkları yemekleri yine hep birlikte yiyorlar. [Fotoğraf: Sümeyye Ertekin]

'aileler de çocuklar da memnun'

birkaç saat sonra çocukların aileleri onları almaya geliyor. önce reyhan ve ayet’in babaları ile konuşuyorum. güvenlik nedeniyle ismini ve fotoğrafını vermeyen c.a. çocuklarının burada dil öğrendiğini, savaşta gördüklerini unuttuklarını, bu yüzden bu atölye çalışmalarından memnun olduklarını anlatıyor:

"çocuklarım seve seve buraya geliyorlar. oyun oynuyorlar. buradakiler ellerinden geleni yapıyorlar. çok mutlular. koşa koşa gitmek istiyorlar. savaşı unuttular."

hatice’nin annesi ise çocuklarının psikolojisi için suriye'yi terk edip 10 ay önce türkiye'ye geldiklerini anlatıyor: 

“insanlar öldü gözlerinin önünde. binalar vuruldu, yandı. çocukları buraya getirdikten sonra biraz düzelmeye başladılar. hatice çok sakin oldu, artık her şeye ağlamıyor. mesela çok korkaklardı, kapı çalsa koltuğun arkasına saklanıyorlardı. uçak geçtiğinde 'şimdi bizi vuracaklar' diyorlardı. ama artık korkmuyor. akşam olunca insanların hâlâ dışarıda olmasına şaşırıyorlardı. 'anne akşam oldu, hiç kimse dışarı çıkmasın, babam evde kalsın, amcalarım dışarı gitmesin' derlerdi. şimdi daha iyiler."

aileler için öncelik, çocuklarının travmayı atlatması ve çatışma dönemini güvenlik bir yerde geçirmek. savaş bittiğinde ise ülkelerine dönmek istiyorlar.  

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;