MHP
Türkeş muamması
MHP’de uzun yıllar sonra Genel Başkan ile ters düşen isim Tuğrul Türkeş oldu. Türkeş, Bahçeli’nin net tavır aldığı ve sert sözlerle eleştirdiği geçici hükümette bakanlık görevini kabul etti. Türkeş bir süredir Genel Başkan ve parti yönetimi ile birçok konuda farklı düşünüyordu. Bakanlık teklifini kabul etmesinin altında da bu farklılıklar yatıyor.

7 haziran’dan bu yana türkiye’de siyaset sahnesinde bir dizi fırtına koptu ancak bir ismin kararı öyle bir etki yarattı ki birkaç saatliğine de olsa sadece kendi partisini değil meclis’teki tüm diğer partileri de dalgalandırdı. o isim, ülkücü hareketin lideri, mhp’nin kurucusu alparslan türkeş’in oğlu yıldırım tuğrul türkeş.
ilk günden kapılarını kapatan mhp’de beklenmeyen oldu
milliyetçi hareket partisi genel başkanı devlet bahçeli daha ilk günden erken seçimden yana tavrını koymuş, partisinin hiçbir koalisyon ya da işbirliği formülü içinde yer almayacağını açıklamıştı. meclis’ten erken seçim kararı alınmasına destek olmayacağı gibi, geçici seçim hükümetine de üye vermeyeceklerini net bir şekilde açıklamış, üstelik diğer partilere yönelik çok sert sözler içeren eleştirilerde bulunmuştu. bahçeli, baştan beri ak parti ile işbirliği yapmak kadar hdp ile aynı çizgide yürüdüğünü gösteren ya da bu anlama gelme ihtimali olan hiçbir adım atmayacağını söylemişti.
ancak şaşkınlık yaratan karar tam da tüm senaryolara en net şekilde kapılarını kapatan devlet bahçeli’nin genel başkanı olduğu milliyetçi hareket partisi’nden geldi. mhp ankara milletvekili tuğrul türkeş partisinin kararını yok saydı ve başbakan davutoğlu’nun geçici bakanlık teklifini kabul etti.
karar ankara’da her şekilde yankı yarattı, tabii en çok milliyetçi hareket partisi’nin genel merkez binasında.
mhp’den üç isme bakanlık teklif edilmişti. genel başkan yardımcısı kenan tanrıkulu, istanbul milletvekili meral akşener ve genel başkan yardımcısı tuğrul türkeş.
tanrıkulu ve akşener, davutoğlu’nun teklifine üzerinden sadece birkaç saat geçtikten sonra hemen ret yanıtı verdi. türkeş ise uzun süre sessiz kaldı. ve sonra bakanlık teklifini kabul ettiği haberi duyuldu.
mhp’nin türkeş ile ilgili kararını vermesi genel başkan’ın yakınındaki birkaç parti yöneticisi ile yaptığı toplantıdan sonra oldu. mhp genel başkan yardımcısı semih yalçın, türkeş’in genel başkan bahçeli tarafından kesin ihraç istemiyle merkez disiplin kurulu’na sevk edildiğini duyurdu. bir de davutoğlu’nun davetine tepki olarak genel başkan yardımcılığı'ndan istifa eden kenan tanrıkulu’nun değil ama tuğrul türkeş’in genel başkan yardımcısı olarak görev yaptığı kata çıkan asansördeki isim levhası anında söküldü. genel başkan devlet bahçeli ise tepkisini twitter’dan dile getirdi, “vatan sabırdır; mirasyediler idrak edemez. vatan yürek atışıdır; korkakların eline bırakılamaz. vatan türkiye’dir, turan’dır; asla bölünemez.”
türkeş “neden?” sorusuna yanıt vermedi
al jazeera’nin telefonla ulaştığı türkeş sadece “teşekkür ederim, haber doğru” yanıtını verdi. “neden böyle bir karar aldınız?”, “genel başkan ile görüştünüz mü?” ya da “bundan sonra ne olacak?” sorularının tamamını yanıtsız bıraktı. türkeş şimdilik bu soruyu yanıtlamadı ama babasının kurucusu olduğu bu siyasi hareket içinde yaşadıkları bu nedene bir ölçüde de olsa ışık tutabilir.
1997 yılında alparslan türkeş hayatını kaybettikten sonra genel başkanlık için tuğrul türkeş de başka adaylarla birlikte yarışa girdi. takvimler 17 temmuz 1997’yi gösterirken genel başkanlık için yarışan altı adayın lehine çekildiği devlet bahçeli, partinin yeni genel başkanı seçildi. bahçeli o günden bu yana, yani 18 yıldır o koltukta oturuyor.
bu tablo türkeş’ in siyasi hayatının sonu olmadı. tuğrul türkeş, aydınlık türkiye partisi’ni kurdu. ancak parti 3 kasım 2002 seçimlerinde baraj altı kaldı. türkeş beş yıl sonra milliyetçi hareket partisi’ne geri döndü. yeniden partili oldu, bahçeli ile barış görüntüsü verdi ama hiçbir zaman aralarında tam bir uyum olmadı. aradan geçen 12 yılda birçok konuda kamuoyuna yansıyan ya da yansımayan görüş ayrılıkları oldu.
ihsanoğlu ile alevlenen gerilim
genel başkan bahçeli ile yaşadığı görüş ayrılıklarından biri ekmeleddin ihsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı'na adaylığıydı. türkeş, ihsanoğlu’nun adaylığını basından öğrendi. sonrasında ise adaylık başvurusu için imzalar alınırken o belgede uzun süre bir tek onun imzası eksik kaldı. soranlara “yurtdışında olduğu için imza atamadığı” yanıtı verildi. ihsanoğlu’nun seçim kampanyası boyunca türkeş’i meydanlarda gören olmadı.
son seçimlerdeki aday profili, partinin kamuoyunda da eleştirilen bazı konularda aldığı kararlar görüş ayrılıklarının bazı örnekleri arasında yer alıyor.
son gerilim konusu ise seçimler sonrasında chp’den deniz baykal, hdp’den celal doğan’ın cumhurbaşkanı erdoğan ile görüşmesinden sonra doğdu. iddia, “mhp’den de bir isim görüştü. o isim tuğrul türkeş”ti. ama türkeş bu görüşmeyi yalanladı. hatta konuyu genel başkan devlet bahçeli ile de görüştüğü iddia edildi.
mhp’de uzun süre sonra ilk defa
kararın mhp açısından bir anlamı daha var. çok uzun zaman sonra mhp’de bir isim ilk defa aykırı bir harekete imza atmış oldu. “hareketin lideri”nin söylediğinin tam tersine, tepkisini çekeceğini bile bile... partide özellikle son dönemde meclis başkanlığı seçiminde “çekimser oy” verilmesine, terör soruşturması için hdp ile birlikte hareket etmemek için ak parti ile birlikte ret oyu kullanılmasına, ak parti ile koalisyon görüşmeleri yapılmamasına tepkili bazı isimler var. ancak partinin geçmişten gelen disiplini gereği bu eleştiriler ne açıkça basın önünde ne de kapalı kapılar ardında değil, genel merkez’deki yönetim katında dile getiriliyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar