Suriyeli Mülteciler

'Türkiye'yi sıcak bir kucak görmüştük'

Bir Suriyelinin Türk ev sahibini öldürmesinin ardından yaşananlar nedeniyle Gaziantep'teki Suriyeliler tedirgin. Türkiye'ye mecbur kaldıkları için geldiklerini söyleyen Suriyeliler, "Türkiye'yi sıcak bir kucak görmüştük" diyor.

Konular: Türkiye
Mustafa Ali, Türkiye'yi sıcak bir yuva olarak gördükleri için geldiklerini fakat hayal kırıklığı yaşadığını söylüyor. [Fotoğraf: Alper Altuntaş / Al Jazeera]

gaziantep'in ünaldı mahallesi'nde ev sahibi hıdır çalar'ın, suriyeli kiracıları tarafından öldürülmesinin ardından şehirde üç gün boyunca olaylar yaşandı. ondan fazla suriyeli yaralandı; suriyelilere ait ev, iş yeri ve arabalar tahrip edildi. bu mahalle ve çevre mahallelerde oturanlar bunun ilk olay olmadığını ve suriyelileri artık şehirlerinde istemediklerini söylüyor.

gaziantep'te yaşayan ve al jazeera'nin görüştüğü suriyeli sığınmacılar ise bu olaya adli bir vaka olarak bakılması ve genelleme yapılmaması gerektiğini söylüyor. suriyeliler 4 gündür tedirginlik içinde ve kendilerini çaresiz hissediyor.

'burada kardeşlik görmesek gelir miydik?'

mustafa ali, halepli bir türkmen. ailesi ile tek odalı bir evde kalıyorlar. son yaşanan olayların ardından tedirginliklerini şöyle anlatıyor:

"bu durum korku yarattı. çocuklar önceden parka çıkabiliyorlardı. şimdi çıkamıyorlar. dışarı çıkıp hava alabiliyorduk sadece, bizi ondan bile mahrum ettiler. neden suriyeli olmamız. önceden bize kucak açmazlardı. bizden bu kadar nefret ediyorlarsa gelmeseydik. bundan evvel bir görevli eve geldi ve zorla kampa götürmeye çalıştı.eve geldim, bir baktım arabaya doldurmuşlar çocukları. görevli beni tehdit etti. biz hırsızlık yapmadık. ne farkın kaldı o zaman esed'den? suriyelilerin hepsi kötü olmadığı gibi anteplilerin hepsi de kötü değil. ilk karşılaştığınız insanla genelleme yapmamak lazım. kim suç işlediyle onu götür cezaevine. niye önüne gelen suriyelilere vuruyorlar? benim hala kızımın oğlu eve bir geldi, üstü başı kan içinde. arkasından gelip vurmuşlar."

mustafa ali, türkiye'yi sıcak bir yuva olarak gördükleri için geldiklerini söylüyor ve yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle ifade ediyor:

"dün gece buralar yine aynıydı. biz sonuçta kardeşiz. kardeşiz diye geldik. düşman görsek buraya gelmezdik. buraya gelen iş adamları var. buranın emniyetli olduğunu düşünüp buraya geldiler. burada kardeşlik görmesek gelir miydik? kardeşlik gördüğümüz için, sıcak bir kucak gördüğümüz için buradayız. burada suriyelilerin yanında çalışan türkler de var."

halepli ali, olayların ekonomik sebeplerle olduğunu ifade ediyor. irak ile ticaret kesildiği için kendisinin de ramazan ayından beri işsiz olduğunu, antepliler arasında da işsizliğin arttığını söylüyor. "bu çıkan olay işsizlikten çıkıyor. iş olmadığında adam ne yapacağını bilemiyor." diyor.

'suriyelilerin umudu yok, paramparçalar'

Ali Mustafa, savaştan önce bir okul müdürüydü. Şimdi Gaziantep'te Suriyeli çocuklara gönüllü öğretmenlik yapıyor. [Alper Altuntaş / Al Jazeera]

ali mustafa ise savaştan önce bir okul müdürüydü. şimdi gaziantep'te suriyeli çocuklara gönüllü öğretmenlik yapıyor. bazı aylar bir yardım kuruluşundan para gelirse 500 tl civarı para alıyor. ancak o da bir süredir kesilmiş. merkez şahinbey ilçesindeki evinde ikram ettiği ayranı içerken anlatmaya başlıyor. söyledikleri diğerleriyle hemen hemen aynı:

"suriyeliler bu olaylardan çok etkilendi. bir öğretmen telefon etti "o mahalleden gelemiyorum" dedi. o mahallerden hiçbir çocuk gelemedi okula. bir tane öğretmen de gelemiyor korkudan. 10-15 çocuk gelebildi okula. "dışarı çıkamıyoruz" diyorlar. buradakiler de olayları duydukları için korkuyorlar."bir şey var mı" diyorum telefonda "hayır" diyorlar ama sesler geliyor. evlere bir şey yapmıyorlar ama sokakta suriye plakalı araçlara saldırıyorlar. aileler çocuklarını dışarı çıkaramıyor. bu mahallede bir şey yok ama biz de huzursuzuz. bizim komşularımızdan yana bir şey yok ama çocuklara parka gitmeyin, kalabalık yerlere gitmeyin diyorum."

ali mustafa da genelleme yapmanın yanlış olduğunu üstüne basa basa söylüyor. ve suriyelilerin nasıl bir psikoloji içinde olduklarını bir çırpıda şöyle özetliyor:

"suriye halkı oradan kaçmış gelmiş. psikolojileri bozulmuş durumda. çoğu yerde suriyelilere iş vermiyorlar. iki oğlum fabrikada çalışıyordu. sadece onların getirdiği para giriyor eve. birini çıkardılar diğerini de bayramda çıkaracaklarmış. toplam 850 lira para giriyor eve. 10 kişilik bir aileyiz. suriyelilerin psikolojisi çok bozuk. malı gitmiş, ailesinin yarısı gitmiş. günlük haber geliyor "şu öldü, bu öldü" diye. buraya geldik ama biz hâlâ orada yaşıyoruz. düşünüyorum, suriye'ye dönemem. 'ben ne yapacağım' huzursuzluğu var. iş yok, ekmek yok. kafam bir şeyler düşünmekten çalışamıyor. umudun kalmaması psikolojileri daha çok bozdu. suriyelilerin umudu yok, paramparçalar"

ali mustafa, türkiye'de olmayı kendilerinin de istemediğini ancak mecbur olduklarını ise şu sözlerle anlatıyor:

"uçaklardan yapılan bombardımanı kessinler, varil bombalarını atmasınlar bir suriyeli kalmaz burada. sokaklarda elli sene savaşsınlar kendileriyle. bir varil bombası düşüyor, üç ev yok oluyor. insan bombardıman korkusundan uyuyamıyor. 100 metre ötene düşüyor. komşularımızın ailesinden ölmeyen kalmadı. bir komşumuzun üç çocuğu öldü."

"bizim zararımız değil katkımız oldu"

Suriyeli Mustafa Silo, resmi adı Türkmenler, gayrıresmi adı Suriyeliler olan caddede kahvehane işletiyor. [Alper Altuntaş / Al Jazeera]

suriyeli mustafa silo, resmi adı türkmenler, halk arasındaki adı ise suriyeliler olan caddede kahvehane işletiyor. halepli bir türkmen. son gelişmeler onun da işlerini etkilemiş:

"işler yarı yarıya düştü tedirginlik yüzünden. eskiye oranla dükkanı erken kapatıyorum. önceden bire kadar açık olurdu şimdi 10'da kapatıyorum. bu tekil bir vaka, genelleme yapmamak lazım. bu sıkıntı bence geçici. türklerle alışveriş zaten fazla değil. biz türkiye'nin pazarından birşey almadık. yine aynı yerlere mal satıyoruz. tam tersine ekonomiye katkımız oldu bizim. yüzde yüz faydalı olduk da diyemem, yüzde yüz zararlı olduk da diyemem ama birçok katkımız oldu buraya. ben önceden de gelirdim antep'e. şehirde önceden 6-7 deyince hayat biterdi. suriyeliler geldiğinden beri 10'a, 11'e kadar alışveriş devam ediyor."

"bu insanlar zorunlu oldukları için buraya geldiler"

Mecelli bu tür olayların büyümemesinde medyaya büyük görev düştüğünü söylüyor. [Alper Altuntaş / Al Jazeera]

suriyeli muhaliflerin kurduğu geçici hükümette adalet bakanlığı müsteşarı olan enver mecelli, suriyeli sığınmacıların adli problemlerine çözüm bulmak ve güvenliklerinden sorumlu. mecelli bu tür olayların büyümemesinde medyaya büyük görev düştüğünü söylüyor:

"biz burada türk devletinin misafiriyiz. kanunlara saygımız var. böyle olaylara polis el atmalı... ricam şudur ki medya, böyle adli vakalar yerine suriye-türkiye kardeşliğine vurgu yapsınlar. bu insanlar zorunlu oldukları için, savaştan kaçmak için buraya geldiler. suriyeliler çok zor şartlarda yaşamaya çalışıyorlar ve birçoğu bakıma muhtaç."

mecelli bu tür olaylara hızlı müdahale edebilmek için bir veri bankası kuracaklarını da söylüyor:

"adalet bakanlığı olarak kanunî işler ofisi açacağız. kanunî sorunları olanlar bu ofise başvuracak. ve suriyelilerin tümünün verisi burada bulunacak. ayrıca bu ofis, afad'la da işbirliği içinde çalışacak. türk hükümeti ile de işbirliği yapacağız. bu ofis türk kanunlarında yabancılara ilişkin bölümleri arapça'ya çevirecek. suriye halkına buradaki adetlere, örflere aynı zamanda kanunlara uymaları telkininde bulunuyoruz. bizim görevimiz bu dönemde suriyelileri aydınlatmak."

"esed'in parmağı olabilir"

mecelli beşşar esed'in istihbarat ağının türkiye'de de uzantıları olduğunu ve bu tarz olayları büyütmek için çaba sarf ettiklerini savundu:

"esed'in adamlarının burada olduğu kesin. suriyelilere bütün ülkelerde engeller koymaya çalışıyorlar. böyle olayları pompalama çalışmaları da olabilir. suriye dışında faliyetler göstererek sığınmacıları zor durumda bırakmak istiyorlar. esed rejimine türk hükümetin aldığı tavır ortada. onun için buradaki suriyelileri yönlendirmek ve bunu türk hükümetine yansıtmak istiyorlar."

müsteşar, sorunların çözümü için türk yetkililerle sürekli irtibat halinde olduklarını söyledi. kamplar kurarak sorunu azaltma çabaları olduğunu, ancak buradaki hedefin evsiz suriyelileri buraya taşımak olduğunu da ekledi.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;