Türkiye
Yaşadıkları tiyatro sahnesinde
Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenen "Diktat" Diyarbakırlı tiyatroseverleri şaşırttı. Fransız yazar Enzo Cormann'ın, siyasetin düşman ettiği iki kardeşi anlattığı oyunu, bölgenin yaşadıklarına ayna tutuyor.
Haberin Öne Çıkanları
Diktat
Kardeş kavgası sahnede.
Kasapoğlu: Herkes izlemeli

“insan toprağa bakar... inanır mısınız doktor? tam o anda bir patlama olur. çocuk binanın kapısına doğru savrulur. el arabası havaya fırlar ve baba, yüzü toprağa dönük yere yığılır. sol böğrüne bir havan topu mermisi saplanmıştır. sizce bu mermi nereden geliyordu doktor?”
bu replik, diyarbakır devlet tiyatrosu'nda cumartesi günü ilk gösterimi yapılan “diktat” isimli tiyatro oyunundan. bilinmeyen bir ülkede, bilinmeyen nedenlerle, aynı topraklarda birbirine düşman olan iki kardeşin hikâyesini anlatanan oyunun en can alıcı sahnelerinden biri.
oyunun ilk temsili 2004'te istanbul’da yapıldı. yönetmeni işıl kasapoğlu, oyunu diyarbakır’da sahnelemenin o günlerde bir hayal olduğunu düşünüyordu.
oyunda, iç savaş çıktığında ayrı saflarda yer alan iki kardeş piet ve val’in hikayesi anlatılıyor. iki kardeş, iç savaşın sonunda farklı köşelere savruluyor. piet umut vaat eden bir doktor ve politik bir figüre dönüşüyor. resmi kayıtlarda "ölü" yazan üvey kardeşi val ve annesi ise başka bir ülkeye yerleşiyor.
yıllar sonra iki kardeş eski bir kültür merkezinin harabelerinde buluşuyor. ve val, kardeşi piet’e silah doğrultuyor. babasının nasıl öldüğünü kardeşine anlatıyor.
tecrübeli yönetmen işıl kasapoğlu’nun diyarbakır’da devlet tiyatrosu sahnesinde yönettiği enzo cormann’ın ‘diktat’ oyunu bir hesaplaşmaya ışık tutuyor. val başlarına gelenlerden abisini ve onun içerisinde yer aldığı kesimi suçluyor.
oyunda iç savaş sonucu pek çok insan ölüyor. pek çoğu da evsiz, yurtsuz kalıyor. savaş sonrası geçmişten kalan defterler açılıyor, hesaplaşmalar kardeşlerin arasına kadar giriyor.
oyunun verdiği mesajlar, bölgenin tarihi ve yaşadıklarıyla da birçok anlamda örtüşüyor. bu da seyirci açısından oyunu daha can alıcı bir noktaya taşıyor.
diktat, diyarbakırlıların birçok açıdan kendilerini yakın hissettikleri bir hikâye üzerine kurulu. hem yıllardır çatışmaların yaşandığı topraklarda yaşıyorlar, hem de bu çatışmaların getirdiği kardeş kavgaları ve düşmanlıkları.
kasapoğlu’nun hayali
yönetmen kasapoğlu, nükhet izzet tarafından türkçeye çevrildiği günden beri en büyük düşünün oyunu diyarbakır’da sahneye koymak olduğunu anlatıyor ve herkesin izlemesi gerektiğinin altını çiziyor:
“oyun sadece istanbul’da semaver kumpanya’da sahnelendi. hep düşünürdüm diyarbakır’da sahneye koymayı. bu nihayet gerçekleşiyor ve perdemizi açıyoruz. diyarbakır’da geçmişte de oyun yönettim. bu sefer geldiğimde oldukça farklıydı. kent değişmiş, insanlar değişmişti. sonra olaylar başladı ve ülkenin bu tarafında pek çok kişi öldü. sonra insanlar yine değişti, kentler değişti. bu oyunda o insanlar kendilerini bulacaklar. kardeşler arasında yaşanacak kavganın varacağı bir yer yok. bu oyunu kendisini trak ve trip diye konumlandıranlarla birlikte tüm insanların izlemesi gerekiyor. oyunla bu safları bir araya getirip onlara kardeş kavgasının anlamsızlığını anlatmak bu yapımda görev almış herkesin en büyük dileği.”
‘oyun şaşırttı’
seyircilerden vejdin acar yaşadıkları coğrafyada da kardeşin kardeşi vurduğunu belirtiyor:
“çok şaşırdım oyuna. izlerken ilk olarak yaşadığımız coğrafya ve üzerinde yaşananlar geldi. çok paralellik var ve daha yakın bir zamanda sokaklarda ayrı görüşten ama aynı yerlerden gelen kardeşler birbirlerini öldürdüler. oyunun mesajı da bizim istediğimiz de aynı şey; kardeş kavgası olmasın.”
üinversite öğrencisi gözde özkoçak da izlerken şaşırmış. oyunda iki kardeş nasıl ayrı saflara bölünmüşlerse yaşadıkları coğrafyada da aynı şeyin yaşandığını anlatıyor.
“tam bu bölgedeki olayların ardından böyle bir oyun izlemek beni çok etkiledi. burada da bir kardeş dağda öbür kardeş askerde olabiliyor. böyle pek çok örnek var. ama önemli olan kucaklaşacak cesareti bulabilmek. oyunun mesajı kucaklaşmayı öneriyor; bizim bölgede de olması gereken bu. savaş ve çatışma olmasın.”
olayların ardından
nursena yokuş da üniversite öğrencisi. oyuna arkadaşlarının davetiyle geldiğini, izlerken çok şaşırdığını söylüyor.
“sanki kasti olarak seçilmiş bir oyun. benzerini, belki de çok daha acısını yeni yaşadık. pek çok insan öldü, pek çok insan yaralandı. o olayların ardından izlediğimiz için çok etki yaptı üzerimde. herkesin çıkarması gereken dersler var. herkes üstüne düşeni yaparsa artık kardeş kavgası yaşamayız.”
kaynak: al jazeera türk
Yorumlar