Blog
Barzan’ın harçlık mücadelesi
23 Nisan'da çalışan çocuklardan birisi de Diyarbakır'lı Barzan Ay. Barzan harçlık için okuluna gitmeden önce ağaç soymak zorunda. Çocuk Bayramı ise onun için okulun tatil olması ve tam günlük yevmiye demek.
çevresinde bir anda yükselen binaların arasında sıkışıp kalmış diyarbakır direkçiler sitesi eski hareketli günlerinden de uzakta artık. bir zamanlar inşaat sektörünün önemli bir malzeme temin noktası olan direkhane, fabrikasyon ürünlere geçilmesi nedeniyle siftahsız kepenk kapayan sektörlerden birisi oluvermiş.
tiz sesleriyle, kavak ağaçlarından damlar için örtü tahtası, inşaatlar için kalıplık ve kahvehanelerde kullanılan kürsüleri oyan tornacılara da kürsülük ağaç biçen hızarlar da olmasa burası tümden terk edilmiş sanılacak. yanından geçip giden hayatın aksine zaman geçmez direkhane'de. mevsimine göre de sıcak-soğuk, tozlu-çamurludur.
zaten esnafın çoğu kavak işlemeyi bırakıp hazır inşaat ürünleri pazarlamaya başlamış bile. yine de artık sadece kasabalara ve köylere hitap eden kavak ağacı miktarı düşse de kesilip biçilmeye devam ediliyor.
kabuk kurudu mu kavak işe yaramaz
direkhane'deki esnaf, kavağı yakın köy ve kasabalardan, bazen daha doğuya giderek serin iklimlerden temin ediyor. kamyonlarla dökülen yaş kavak önce keserle düğümlerinden (budak) kurtuluyor ardından kabuklarının soyulması için bir kenara istifleniyor. kavak kabuğu diyarbakır’ın sert güneşinde kuruyup gövdesine yapışma eğilimindedir. bu nedenle hemen soyulması icap eder. bu iş ise çocuklar üzerinden yürür. erişkinler için işten sayılmaz. zaten kimse de üç beş kuruş için zahmet edip eline bölgede ‘dahre’ diye isimlendirilen orağı alıp uğraşmaz. bunun için harçlık çıkarmak isteyen çocuklar beklenir.
elinde dahresiyle çıkıp gelen o çocuklardan biri barzan. altıncı sınıf öğrencisi 12 yaşındaki barzan okuluna cebinde parayla gitmek istiyorsa önce direkhane'ye uğramak zorunda.
birbirine çatılmış üç tahtadan müteşekkil ‘eşek’e dayadığı direkleri önce dahresinin sırtıyla vurarak yumuşattıktan sonra başlıyor soymaya. nisan ayının sonu olmasına karşın termometrelerin 30 dereceyi zorladığı direkhane'de küçücük bedeni ve elleri için zorlu bir iş. ancak çabuk olmak zorunda.
bir, iki derken soyduğu ağaçlar yasladığı briket duvarda birikmeye başlıyor. arada bir göz atıp yeniden sıyırmaya başlıyor ağacını. zaman ilerliyor ve hedeflediği ücreti çıkarmak için daha çok soymak zorunda.
ağaç başı 20 kuruş kazanıyor. on ağaç soysa 2 lira edecek. ama bu para yeterli gelmez. biraz daha hızlanarak söküp atıyor gövdeden kabukları.
işi temiz, ağacın üzerinde hiçbir kalıntı bırakmıyor. bıraksa mal sahibi kızacak, belki o ağacı ayırıp saymayacak. 20 kuruş demek bu, o nedenle hızlı olmasına karşın özenini yitirmiyor.
hikayesine dair sorduğumuz soruları yanıtlamak istemiyor. bu, işini yapmasını engelleyecek belli ki. yanına oturup çalışırken söyledikleriyle yetinmek zorunda kalıyoruz.
babası antalya’da çalışıyor
barzan ay dört kardeşin ikincisi. kendisinden bir yaş büyük bir ağabeyi, iki de kız kardeşi var. baba muhlis ay inşaatlarda çalışmak üzere bir ay önce antalya'ya gitmiş. belki de barzan gibi çocukların soyduğu kavak ağaçlarından doğranmış tahtaları kullanarak kalıp çatıyor.
‘özledim’ diyor barzan ağaçlarını soymaya çalışırken. 12 yaşındaki bir çocuğun babasına duyduğu hasreti kısaca böyle ifade ediyor.
parası olsaydı yine çalışır mıydı barzan? ‘evet’ diyor, bu işi oyun haline çevirmiş. kabuk sıyrıldıktan sonra ortaya çıkan pürüzsüz, kaygan ve serin yüzeyi seviyor. çıkan koku da cabası.
barzan gibi yaklaşık 200 çocuk çalışıyor direkhane'de. bahar aylarında artan iş nedeniyle eline dahresini alan çocuklar buraların yolunu tutuyor. barzan’ın ailesi diyarbakır’ın kulp ilçesinden göç etmiş kente. kabuk soymaya gelenlerin çoğu göç eden ailelerin çocukları.
5 lira
öğlene yakın işini bitiriyor barzan. duvara yasladığı 26 soyulmuş ağaç var. yuvarlak hesap 5 lira alıyor. soyduğu kabuklar da kışın ailesine yakacak olacak, banyo o kabuklarla ısıtılacak ve soğuk günlerde tüketilmek üzere kullanılacak patlıcanlar onun ateşinde közlenecek.
daha fazla soru kabul etmiyor. acelesi var ve evinden kitaplarını alıp okuluna yetişecek. peki 23 nisan çocuk bayramı’nda ne yapacak barzan?
“okul yok, kesin on lira çıkarırım” dedikten sonra koşarak kavak ağaçlarının arasında kayboluyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar