Blog
Hayatın içinden
Her gerçek acı olmayabilir ama her acı gerçektir.
irak, kerkük, dhok, iran, saddam hüseyin, humeyni, baas partisi, türkmen, ayrımcılık, ırkçılık, hristiyan, kürt, arap… bağdat, scud füzesi, erbil, siren, bombardıman, sığınak, zulüm, işkence, idam, ölü, peşmerge, zap kampı, hakkari, çukurca, mülteci, yaşam mücadelesi, travma ve i. körfez savaşı… bu yazdığım sözcüklerin birçoğunu yalnızca haberlerde duydunuz. ben ise yaşayarak öğrendim…
1977 yılında irak’ın kerkük kentinde doğdum. anne ve babamın ilk tayin yerleri türkiye sınırındaki dhok kentiydi. ben üç yaşındayken iran-irak savaşı başladı. savaş, çiçeği burnunda cumhurbaşkanı saddam hüseyin’in ilk önemli icraatıydı. humeyni, öğrendiğim ilk yabancı ülke devlet başkanının ismi oldu. baas partisi’nin hüküm sürdüğü bir ülkede türkmen bir ailenin çocuğu olmak hiç de kolay değildi. ayrımcılık ve ırkçılık gibi sözcüklerin anlamını çok erken yaşlarda öğrendim. ama farklı milletlerden ve dinlerden insanlarla yaşamayı öğrenmem de aynı döneme denk gelir. annemin aileden biri gibi gördüğü ve her gün işe giderken, kardeşimle beni emanet ettiği um imad hristiyan, anaokulundaki en iyi arkadaşım kürt, en sevdiğim şarkıcı olan maya akram arap’tı.
bağdat’a ilk gittiğimde 9 yaşındaydım. ben oradayken iran’ın scud füzesi saldırısına tanıklık ettim. ama bu benim için yeni bir şey değildi. o sıralar erbil’e taşınmıştık ve her sabah siren sesiyle uyanıyorduk. iran uçaklarının bombardımanı sırasında sığınaklara kaçardık. sokağın ortasında silahla vurularak ölen birini ilk gördüğümde henüz on yaşımı doldurmamıştım. saddam rejiminin zulmü altında yaşamak istemeyen ailem türkiye’ye iltica kararı aldı. yakalansaydık bizi işkence ve idam gibi tehlikeler bekliyordu. sınırı kaçak olarak geçmemizi peşmergeler sağladı. at ve katırlarla yaptığımız üç günlük yolculuğumuz sırasında, o zamanlar peşmergelerin, bugün ise pkk’nın kullandığı zap kampı’nda da bir gece geçirdik. hakkari’nin çukurca ilçesinden türkiye’ye adım attığımızda artık resmen mülteci olmuştuk.
o tarihten sonra ailemle birlikte, yeni bir ülkede, yeni bir hayat kurmak için büyük bir yaşam mücadelesi verdik. savaşın yarattığı travmaların hepsini yenemeyince onlarla yaşamayı öğrendim. i. körfez savaşı’nı milyonlar, canlı yayında bir film gibi izlerken, olup bitenin ne denli gerçek olduğunun farkındaydım. işte bu farkındalık beni haberci yaptı.
bugün al jazeera türk adına ilk yurtdışı haberimi yaptım. kaderin cilvesine bakın ki doğduğum şehir olan kerkük’teyim.
Yorumlar