galatasaray-beşiktaş maçının başlamasından dört saat önce, türk telekom arena'ya geldim.

galatasaray taraftarları stat çevresini yeni yeni doldurmaya başlamıştı.

bir an kendimi avrupa'da bir maçta gibi hissettim. çünkü orada da statlar maçın başlamasına çok az kala dolar. bunda metronun etkisi çok fazla.

taksim'de oyalanıp, maçtan hemen önce metroyla stada geçmek bir galatasaray ritüeli oldu.

stat çevresinin vazgeçilmezleri çekirdekçiler, köfteciler, simitçiler istanbul'da bir maçta olduğumu bana yeniden hatırlatan figürlerdi.

e-bilet uygulamasının başlamasından sonra tarihe karışması beklenen görüntüler de vardı stat çevresinde.

bilet bulamadıklarını söyleyen kalabalık bir taraftar grubu, bilet taleplerini haykırdı, normal şartlarda misafir izleyici için ayrılan tribüne giden girişi zorladı.

tabii karşılığında bedava bilet değil, polis müdahalesi geldi.

bu noktadan uzakta, çevre yolunun kenarında farklı şeyler yaşanıyordu.

fotoğraf çekmeye daldığım için karaborsa ağının tam da ortasına düştüğümü anlamam biraz zaman aldı.

küçük bir grup üzerime yürüyüp tehdit savurdu. işime devam etmek üzere oradan hızla ve güvenle ayrılırken, önümde bir başka diyaloğa tanık oldum: "bilet lazım mı abi? kale arkası 750, yan tribünler 1500"

derbi karaborsasında günün fiyatlarıydı bunlar.

karşılaştığım en renkli tipler, bilet bulmaya çalışan japon gençlerdi.

takashi ve kibu, osaka'dan istanbul'a gezmek için geldiklerini ve futbolu çok sevdiklerini anlattı. derbiye denk gelmenin sevinci, bilet bulamayacaklarını anladıklarında bitti.

takımların stada gelmesiyle coşku arttı.

maçın hemen başında galatasaray taraftarının geleneğe dönüşen renkli şovlarından birini daha izledik.

türk telekom arena'da tribünler hınca hınç dolmuştu.

golden sonra daha da artan tezahürat maç boyunca sürdü.

maçın sonlarında cenk'in yaşadığı sakatlık herkesi korkuttu.

uzun bir duraklamadan sonra ayağa kalkan beşiktaş kalecisini tüm stat alkışladı.

maçın bitimiyle hem galatasaray takımında hem de stadı dolduranlarda, telafisi olmayan bir maçı kayıpsız atlatmanın sevinci vardı.

kaynak: al jazeera