trabzon'a maçtan bir gün önce geldik. sokakta konuştuğumuz herkeste fenerbahçe'ye karşı büyük öfke vardı. ortak görüş, 'güçlü olan fenerbahçe'nin hileyle trabzonspor'un yıllar sonra gelen şampiyonluğunu elinden aldığı'ydı.

bazı trabzonspor taraftarları, konuşurken sinirden adeta kendilerini kaybediyordu.

çoğu kimsenin beklediği gibi öfke tribünlere yansıdı. haftalardır yükseltilen tansiyon sonrasında hüseyin avni aker stadı'nda biriktirilen nefretin patlaması yaşanıyordu.

fenerbahçe otobüsünün stada yaklaşması ile birlikte adeta savaş başlıyordu. yüzlerce çevik kuvvet polisi ve çatıların üzerine yerleştirilen meslektaşları, fenerbahçeli oyuncuların sağlam bir şekilde stada girmesi için büyük çaba gösterdi. olağanüstü güvenlik önlemlerine rağmen takım otobüsünün camının kırılması engellenemedi.

atılan torpillerden biz de nasibimizi aldık. trabzon'da, istanbul medyası olarak adlandırılan ulusal kanallara da büyük öfke vardı.

karşılaşma öncesinde stat hoparlörlerinden çalan şarkılar ile fenerbahçe'ye göndermelerde bulunuluyordu. 'biri benden bir şey çaldı geri alacağım az kaldı' ve 'organize işler bunlar'...

fenerbahçe kalecisi volkan demirel'in koruduğu kale önüne atılan yabancı maddeler ve tribünlerin her geçen dakika artan öfkesi, karşılaşmanın tamamlanamayacağının işaretiydi.

futbolcular, üstlerine atılanlar yüzünden köşe vuruşlarını yapmakta zorlandı. 

daha önce sahaya atılan bir kapı kolunu federasyon yetkililerine teslim eden volkan büyük bir taşı da hakeme gösterdi.

fenerbahçe golünden sonra öfke daha da arttı. volkan'ın kayarak yedek kulübesine gelmesi de tribünlerdeki gerginliği artırdı.

bir trabzonspor taraftarı skorboard üzerine tırmanarak fenerbahçe bayrağını yırttı ve fırlattı.

kale arkalarındaki fileler söküldü, saha kenarındaki güvenlik güçlerinin sayısı her dakika arttı. ancak hiçbir şey gerilimin düşmesini sağlamadı.

ilk yarının uzatma bölümünde volkan'ın ayağının dibine düşen meşale trabzon'daki maçın da sonu oldu.

buna spor demek mümkün değil. bu öfke tohumlarını atanlar acaba şimdi mutlu mudur bilinmez. 

kaynak: al jazeera