maçtan bir gün önce, bir grup trabzonspor taraftarının, şehir merkezinden biraz uzakta bir otelde konaklamayı tercih eden galatasaray'a gidip hoşgeldin demesi bu ortamın habercisiydi aslında.

trabzonspor-galatasaray maçı öncesinde avni aker stadyumu'nun çevresinde, alışılagelmiş taraftar kalabalığı ve coşkusuna bu kez pek rastlanmıyordu.

maç öncesi, kentteki yumuşak hava, galatasaray kafilesinin şehre inişindeki yüksek düzeydeki güvenliği, iki köklü takım arasındaki bu maç öncesinde, normal düzeye düşürmüştü.

maçtan saatler önce dolan çevre sokaklar, uzun bilet kuyrukları ve coşkulu tezahüratlar yerini sakin bir bekleyişe bırakmıştı.

daha önce bu statta, çok daha gergin maçlar izlemiş biri olarak bu ortam beni hem şaşırttı hem de ziyadesiyle sevindirdi.

bordo mavili taraftarlara maç öncesi bu ortamın nedenini sorduğumda herkesten aynı cümleyi duyuyordum:

"galatasaray, bizim kardeş takımımız."

avrupa kupalarına katılabilmek adına büyük önem teşkil eden bu maç öncesi trabzonpor taraftarı için önemli olan dostluk ve kardeşlikti.

stat çevresindeki kafelerde kurulan sohbetlerin ana konusu ise çoğu zaman olduğu gibi fenerbahçe'ydi.

daha önceki maçlar adeta tekrar tekrar oynanıyor, tartışmalar o an yaşanıyormuşçasına sesler yükseliyor ancak cümleler kahkahalarla nihayet buluyordu.

maç öncesi skor tahminine gelince  de görüşler hemen hemen ortaktı.

taraftarların çoğuna göre iki kardeş takım arasındaki doksan dakika kardeşçe, berabere bitecekti.

kaynak: al jazeera