Canlı Yayın
AKP'nin seçim beyannamesi açıklanıyor
AK Parti'nin seçim beyannamesi ve adaylarının tanıtılacağı toplantı başladı.
ak parti genel başkanı ve başbakan ahmet davutoğlu seçim beyannamesini ve partisinin milletvekili adaylarını tanıtacağı toplantı için ankara arena spor salonu'na geldi. davutoğlu salon içinde yapacağı konuşma öncesi dışardakilere de hitap etti. ak parti'nin "yeni bir yola çıktığını, kutlu bir yürüyüşün eşiğinde" olduğunu belirten davutoğlu partililerden 7 haziran seçimleri için söz istedi:
"2002'den bu yana yürüyen milli irade kervanını durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. şimdi içerde programımız başlayacak ancak sizden bir kez daha söz istiyorum. 7 haziran'da inşallah tekrar ak parti iktidarına yürüyecek miyiz, anayasa'yı değiştirecek çoğunluğa ulaşacak mıyız? sadece millete hesap verecek bir kadroyu işbaşına getirecek miyiz? allah yar ve yardımcımız olsun."
şimdi alkışlamayan, konuşamayan, birilerinin aklıyla konuşan kılıçdaroğlu’na sesleniyorum. bizzat ilan edeceğim yeni toplumsal sözleşmemiz karşısında sözünüz nedir. abd’den ithal propagandalarla, kedilerle bu işi çözemezsin. senin alkışına ihtiyaç yok, 13 yıldır krize rağmen kalkınan türkiye’yi herkes alkışlıyor. şimdi o, konuşacak sözü olmadığı için alkışlıyor ama bizim sözümüz var, beyannamenin ve toplumsal sözleşmenin arkasında durmaya var mısınız? bizim sözümüz söz, onlar konuşurlar. derler ki, “şunu yapacağız bunu yapacağız”, onlar konuşur ak parti yapar. biz yapmak için inşa etmek için geldik. sayın kılıçdaroğlu bizim abd’den gelecek akıllara, ecnebi propaganda tekniklerine ihtiyacımız yok. biz milletin diliyle konuşuruz ama hakkını yemeyelim ben buradan tebrik etmek istiyorum. ilk defa bir seçim başarısına imza attı. önseçimi kazandı ve çok mutlu oldu. seçim sadece chp içinde olsa kılıçdaroğlu hep başarılı olacak ama 7 haziran chp’nin değil milletin seçimi. babayiğit olan meydana çıkar. onun babayiğitliği yüzde 35’e kadar. en büyük hedefi yüzde 35. ben ise yüzde 35’i burada telaffuz etmektense, bu zilleti burada yaşamaktansa bu görevi bırakırdım. biz yüzde 55’e-60’a yürüyoruz.
bana sordular, hedefiniz nedir diye. yüzde 55 desem yüzde 45’in gönlüne giremem anlamına gelir. hedefimiz 77 milyonun her birinin gönlüne girmek, isterse bize ezelden beri karşı olsun, bize gönlünün kapalı olduğuna inanmıyorum. var sen yüzde 35 hayalleriyle uğraş, bizim ulaştığımız gerçeğe senin hayallerin ulaşamaz. çünkü dünyan küçük, çünkü çıktığın meydanda dahi heyecanın küçük. gönlün küçük gönlün, almıyor milleti. onun için onlarca vilayette chp milletvekili çıkaramıyor. şimdi şöyle bir duysun kılıçdaroğlu, aziz kardeşlerim. türkiye’de yaşayan her bir vatandaşımızın gönlüne girmeye var mısınız, oyumuzun üst limiti yoktur. yüzde 100 vatandaşlarımızın her birine davamızı anlatmaya var mısınız? kapılarını kapatsalar dahi, en muhalif olanına dahi gitmeye ve tekrar tekrar davamızı anlatmaya var mısınız? gelelim hdp’ye. bukalemun siyasetini bırakın. ikiyüzlü, üçyüzlü beşyüzlü siyaseti bırakın. mahalle teşkilatında, şahit müşahitliği yapanla benim yerim mevkim aynıdır. hiçbir farkım yok. o ter döken kardeşimizin verdiği emekle, bizimki arasında fark yok..
tavrınız açık ve net olsun, silahlı baskıyla doğu ve güneydoğuda oy çalarız diye düşünüyorsanız, bilin ki o kardeşlerimiz türkiye’nin nereden nereye geldiğini biliyor. ağrı’da teröristler silahlı şekilde vatandaşımıza baskı yapıyorlar. demirtaş, bu silahlı teröristlere seçim sandığını sabote etmek isteyenlere hiçbir şey söylemiyor, dönüyor bizi komplo yapmakla suçluyor. işte buradan çağrıda bulunoyurum, hdp demokratik bir siyasi partiyse çıksın desin ki, seçim kampanyaları süresince ve seçim günü hiçbir silahlı baskıyı kabul etmiyoruz desin. teröristlerin yaptığı baskılara karşıyız desin. o zaman demokraside anlaşırız. izmir’de, kadıköy’de barış güvercini olmak, ağrı’da, diyarbakır’da şu partiye oy çıkmazsa diyenlerin yanında olmak iki yüzlülüktür. demirtaş daha önce de aynı hainliği yaptı, insanları isyana teşvik etti. seçim sandığının güvenliğini her ne pahasına olursa olsun sağlayacağız. güvenlik görevlilerimiz tedbirleri alacaktır. başbakan olarak da talimatları verdik. hakkari’den edirne’ye kadar seçim tam bir güvenlik içinde yapılacak. demirtaş ve ekibine sesleniyorum. çıkın demokrasiyle ilgili tavrınızı açık bir şekilde koyun. sizlerin üzerinden türkiye’nin her bir köşesinde 7 haziran’da sandık müşahitlerimizle sandık güvenliğini sağlamaya var mısınız? sandıkları teröristlere ya da gerginlik yanlılarına teslim etmemeye var mısınız? sandıkların başında nöbet tutmaya var mısınız?
son olarak bahçeli’ye sesleniyorum. hesabı hep acaba bir gerilim olur da, şehit haberi gelir de tepki oylarını toplayabilir miyim oldu. tepki oylarıyla değil vizyonla meydanlara çıkın. anadolu insanı kimin milliyetçi olduğu biliyor. orhun anıtları’na, kerkük’e sorsunlar. gerginlik psikolojisi üzerinden oy toplamasın, düşüncesini ortaya koysun. her bir il kongresinde konuştuk, tek bir dille konuştuk. iki dil kullanmadım, iki yüz kullanmadım. türk’e de, kürt’e de, sünni’ye de tek bir dille hitap ettim. bu dil, aşk, sevda, muhabbet dilidir.
katolik dünyasının engizisyon mahkemeleriyle ispanya’da yaptığı soykırımdan kaçanlar bizim adalet düzenimizde huzur buldular. tarihi olayları konuşmaya hazırız, her türlü muhasebeye hazırız ama tarih üzerinden milletimize hakaret ettirmeyiz, şantaja izin vermeyiz. dünyanın neresinde olursa olsun, bize her yer türkiye…dünyanın her yerinde türkiye’yi ve aziz milletimizi savunmaya var mısınız?
2023’e giderken yeni türkiye sözleşmesini onlara takdim ediyorum.
ya bu sözleşmeyle ilgili kanaatlerinizi bildirin, yeni katkınızı alalım. ya da kendi sözleşmenizi çıkarın., 77 milyona hitap eden ortak bir vizyonda anlaşalım. bizim yeni türkiye’miz insan onurunun hakim olduğu türkiye’dir. 100 maddeden oluşan bu sözleşmeyi okuyacağım. bismillah diyerek okuyorum. yeni nesil ve gençlere, partilere davet olarak okuyorum.
her siyasal düşünce ve düzen insana hitap etmek, belli bir mekana ve zamana dayanmak zorundadır. bunu yapmayan hiçbir siyasal düzen kalıcı olamaz. yeni türkiye insana, zamana ve mekana hakkıyla hitap eden kapsayıcı bir yenilenmenin ve inşa sürecinin eseri olacaktır.
istiklal savaşımız bütün bir insanlık onuru için verilen kutsal bir mücadeleydi. bugün de türkiye cumhuriyeti devleti’nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini bunun esası olarak görüyoruz. insan onuruna yakışır bir kültürel ve ekonomik gelişmişlik düzeyine sahip olmak devletin asli sorumluluğudur. insan onuru, siyasi, ekonomik ve kültürel seviyemizin de dış politikamızın da temelini teşkil etmektedir. insan onuruyla taçlandırılan türkiye cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği hiçbir şekilde tahkir edilemez. inancı, dili, dini, ırkı, hayat tarzı nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz.
devletler ve milletler onları oluşturanların aidiyet bilinciyle varlığını sürdürebilir. hiçbir vatandaş grubunu dışlamayan, içselleştiren bir anlayış, devletlerin bekasını sağlar. insan onuru ilkesinin anayasal ve siyasal dayanakları aidiyet bilincimizi oluşturan tarihdaşlık, hak ve hukuk temeline dayalı eşit vatandaşlıktır. ortak vatandaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe dönük kader bilincimizi de yansıtmaktadır.
son 12 yıllık toparlanma döneminden sonra tam bir özgüven içinde 21.yy’ın yükselen güçleri arasına girmeye hazırlanıyoruz. hedefimiz milletimizi tarihin nesnesi değil öznesi, devletimizi de öncü kılmaktır. önceliğimiz ülkemizin katılımcı, çoğulcu, demokratik ve özgürlükçü bir anayasal sistemle yönetilmesini sağlamaktır. temeli insan onuru olacaktır. yeni anayasal düzenimizin odağında insan, hak ve özgürlükleri yer alacaktır.
millet denetimine açık olmayan hiçbir paralel yapının meşruiyeti kabul edilemez. meşruiyetini milletten almayan güçlere karşı ortak tavır alacağımızı ilan ediyoruz.
açık ve şeffaf siyaset düsturumuz olacaktır. seçme ve seçilme hakkı en temel vatandaşlık hakkıdır, sınırlandırılamaz, yok sayılamaz, iptal edilemez.
cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlandırılması geri dönülemez bir kazanımdır. demokrasi ortak aidiyet alanlarındaki farklılıklarımızın korunmasının teminatıdır.
temsili demokrasinin bütün unsurları korunurken, katılımcı demokrasi genişletilecektir.
demokratik hukuk devleti ile denetlenmeyen hiçbir güç kalmayacaktır. millet tarafından seçimle işbaşına gelen tbmm hiçbir güç tarafından baskı altına alınamaz. tbmm’nin 7 haziran sonrasında öncelikli görevi ilk sivil anayasayı uzlaşıyla yazmaktır. ülkemizin tüm partilerini katkıda bulunmaya davet ediyoruz. tbmm bu anayasal çerçeve içinde yasama ve denetim faaliyetlerini yürütür.
demokratik hukuk devleti ilkeleri içinde yargı bağımsızlığı esastır. yargıçlar iktidarı benzeri yapılanmaların önüne geçilecektir.
hukuk düzenine her bir yargıcın objektif normlar içinde kendi vicdanına göre işletilmesi sağlanacak. darbe dönemindeki müdahaleler sonucu parlamenter sistem özünden uzaklaştırılmış, cumhurbaşkanlığı makamıyla yetkileri sınırlandırılmakla birlikte, başbakanlık makamıyla yetki çatışması yaşanmıştır. yürütme erkinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. yetki sorumluluk dengesinin açıklıkla ortaya konması, hesap verilebilirlik açısından bir zarurettir. 2014’te cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte idari yapının başkanlık sistemi yönünde yapılandırılması yetki karmaşasının giderilmesi için gerekli görmekteyiz.
2014’te milletimiz bundan sonra da kendi yöneticilerini hiçbir baskı olmadan seçmeye devam edecektir.
başkanlık sistemini yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, denetim mekanizmalarının öngörüldüğü bir yönetim şekli olarak tasavvur ediyoruz. bütün kesimleri bu yeni yapılandırma sürecine katkı vermeye davet ediyoruz. yürütme de yasama ve yargı gibi anayasal denetime açık olacak.
kamu otoritesi yetkiyi sadece halktan almış yürütme yetkilileriyle kullanır. yatay ya da paralel örgütlenmelere izin verilemez. devlet hiyerarşisini bozan yapılara karşı gerekli tedbirler alınır.
Yorumlar