Görüş

1 Kasım ve AKP-MHP yarışı

1 Kasım seçimlerinde en büyük rekabet alanlarından biri de AKP-MHP yarışı olacak. Peki MHP seçimlerde nasıl bir performans sergileyecek? İki partinin başa baş olduğu iller ve bölgeler hangileri? Saadet Partisi ile ittifak AKP’ye ne kazandırabilir? Akademisyen Kürşad Zorlu Al Jazeera için yazdı.

Konular: AKP, MHP
Kürşad Zorlu'ya göre, MHP’nin 1 Kasım seçimleri süresince en fazla karşısına çıkacak soru alanı, koalisyon görüşmelerindeki rolüyle ilgili olacak. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

“çözüm süreci” denilen illüzyon sona erdi ve hepimiz yeniden terör kabusuyla yüzleşiyoruz. artan şehit sayısı ve iktidar kanadının “örgüt bu süreci silah depolamakla geçirmiş” şeklindeki açıklamaları yaklaşan seçimlerde halkın gündemini büyük ölçüde güvenlik sorununa odaklayacak gibi görülüyor. fakat bununla birlikte 1 kasım seçim sonucunu etkileyecek diğer bir değişken grubu, millet iradesinin verdiği mesaja dayalı olarak “koalisyon kurulmasını hangi parti engelledi?”, “uzlaşmadan kim kaçtı?” şeklindeki soruların seçmende bulacağı karşılıkla ilgili olacak. bu kapsamda akp ve mhp arasında manipülasyona açık bir rekabet alanı söz konusu. özellikle sayın devlet bahçeli’nin, başbakan ahmet davutoğlu’nun açıklamaları sonrası “kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğine” yönelik sözleri görüşmelerde konuşulanları daha da önemli kılıyor.

akp’nin tuğrul türkeş’i seçim kabinesine almasıyla birlikte “mhp’ye dışarıdan müdahale mi var?” sorusu ülkücülerde belirginleşirse yeni bir kenetlenme unsuru haline gelebilir.

by Kürşad Zorlu


tuğrul türkeş faktörü

seçime yönelik güncel bir tartışma konusu da, bakanlık teklifini kabul eden eski mhp genel başkan yardımcısı tuğrul türkeş’in mhp ve akp seçmeni üzerindeki muhtemel etkisi... bu hamle öncelikle seçim hükümetinde bir arada bulunan akp-hdp fotoğrafının akp seçmeninde yaratacağı olumsuzluğu gidermeye dönük bir moral unsuru olarak kabul edilebilir. ancak bunun ötesinde sonuçlar beklemek hayli zorlama olur.

hatta eğer bu hamleyle birlikte “mhp’ye dışarıdan müdahale mi var?” sorusu ülkücülerde belirginleşirse yeni bir kenetlenme unsuru haline gelebilir. dolayısıyla mhp’yi bu seçimde bekleyen muhtemel olumsuzluklar etki gücü itibariyle türkeş’in kararıyla ilgili değil, söylem ve aday odaklı algılar ve/veya yapısal sebeplerle bağlantılı olabilir.

mhp’nin geleneksel oy sahasında durum ne?

peki, mhp açısından bazı önemli iller mercek altına alındığında 1 kasım seçimlerine yönelik bir takım tespitler yapılabilir mi? bunun için geçmiş seçimlere bakmakta fayda var. mhp’nin geleneksel oy sahasında yer alan küçük ve orta ölçekteki 10 ilin (tablo 1) 1999, 2002, 2007, 2011 ve 2015 seçimlerini kapsayan oy değişimi irdelendiğinde 1999’daki genel seçimlerde bu 10 ilin mhp’nin toplam oylarının yüzde 11’ni oluşturduğu görülüyor. partinin baraj altında kaldığı 2002 seçimlerinde bu 10 ilde yaklaşık yüzde 60 düzeyinde bir oy kopuşu oldu, 46 milletvekilinin 39’nu akp kazandı

2015 seçimlerinde tbmm’ye 35 milletvekili gönderen bu 10 ilde, akp 24 milletvekili alırken, mhp göreli oy artışları sağlayarak 8 milletvekili çıkardı. özellikle aksaray, kırşehir, kırıkkale ve kütahya’da mhp ciddi bir çıkış yaptı.

buna karşın mhp’nin özellikle tokat, kastamonu, çankırı, çorum ve yozgat’ta 2002’de yaşanan kopuşları istenilen ölçüde geri getiremediği anlaşılıyor. muhakkak ki bu illerde çıkacak sonuçlarda artan terör olaylarının da etkisi olacaktır.

mhp açısından geleneksel seçim çevrelerinde önemli hususlardan birisi, sahadaki insan kaynağını motive ederek dinamizm katabilecek aday profillerinin büyükşehirlere nazaran daha belirleyici olmasıdır. 1980 öncesi ve sonrasında partinin ideolojik mücadele alanını ayakta tutan bu tip illerde, özellikle sosyal ağ düzeneğinde merkeze oturan kanaat önderleri vasıtasıyla göreli biçimde bu başarılabiliyordu. bu sistemin yeniden inşası için yapılacak müdahaleler ise ancak orta vadede kalıcı sonuçlar verebiliyor.

kıl payı kaybedilen illerde mücadele

7 haziran’dan sonra yapılan bazı araştırmalarda akp’nin kıl payı kaybettiği illerde birer milletvekili alarak iktidar için gerekli rakam olan 276’ya ulaşabileceği belirtiliyor. bu varsayımdan hareketle, tablo 2’de yer alan 16 ildeki durum analiz edildi[1].

7 haziran’da 16 ildeki bu yarışta 10 milletvekilliği için mhp kazançlı çıkarken, 6 milletvekilliğinde akp önde kalmayı başardı.

akp’nin balıkesir, kayseri, burdur, bayburt, samsun, gümüşhane, giresun, kastamonu, kahramanmaraş ve istanbul 3. bölge’de mhp’nin az bir oy farkıyla kazandığı milletvekilliğini geri alması için 84 bin civarında oy alması gerekiyor.

istanbul 3. bölge, bu başa baş yerlere iyi bir örnek. mhp burada 4. milletvekilliğini sadece 252 oy farkıyla aldı. haliyle akp’nin 3 bin 800 ilave oy almak için bu bölgede yoğun bir çalışma sürdürmesi sürpriz olmamalı. bu bölgede hakan şükür ve osman pamukoğlu gibi bağımsız adaylara 83 bin 564 oyun dağılımı da yeni sonuçları değiştirebilir.

mhp’yi bu seçimde bekleyen muhtemel olumsuzluklar türkeş’in kararıyla ilgili değil, söylem ve aday odaklı algılar ve/veya yapısal sebeplerle bağlantılı olacaktır.

by Kürşad Zorlu


doğrusu istanbul, mhp açısından tablo 1’deki seçim çevrelerinden daha önemli. ülkedeki toplam seçmenin yüzde 19’u, mhp’nin ise aldığı oyların sadece yüzde 12,4’ü istanbul’da. burada partinin genel söylemleri ve inandırıcılığının yanı sıra teşkilatı temsil eden adayların dışında geniş kitlelerce takdir görebilecek adayların da konuşlandırılması çok önemli.

madalyonun diğer yüzü

ancak bir de madalyonun diğer yüzü var. zira mhp’nin de birer milletvekilliğini kıl payı kaybettiği iller söz konusu. malatya, çorum, çankırı, adana, amasya ve ankara 2. bölge’de akp’nin kazandığı 1 milletvekilliğini geri alabilmek için mhp’nin yaklaşık 24 bin 900 oy daha alması yeterli olacak.

mhp kocaeli’de 622, iğdır’da bin 242 oy farkıyla birer milletvekilliğini hdp’ye kaptırdı. seçim sistemine göre bu iki ilde yaklaşık 3 bin oyla birer milletvekilliği mhp’ye geçebilir.

bu çerçevede mhp’nin de oylarını muhafaza edip 1 kasım seçimlerinde yaklaşık 28 bin  ilave oy daha alabilirse 8 milletvekilliğini kazanabileceği anlaşılıyor.

saadet partisi hamlesi

bu illerle alakalı asıl hamle, akp’nin saadet partisi (sp) ile seçim işbirliğine yönelmesidir. 2015 seçimlerinde sp’nin aldığı oy 949 bin 178 ve yüzde 2,06’ya tekabül ediyor. 2011’deki seçim sonuçlarına göre bbp oyları çıkarıldığında 588 bin 490 oya tekabül ediyor. bu tip ittifakların oyları bütünsel olarak getirmesi garanti edilemez. fakat özellikle bazı illerde bu hamle daha etkili değişikliklere yol açabilir.

kamuoyuna yansıyan ancak henüz hayata geçirilmemiş bu birliktelik tablo 2’de yer aldığı üzere akp’nin kıl payı kazandığı illeri korumasına katkı sağlarken aynı zamanda balıkesir, samsun, giresun ve  istanbul 3. bölge’de birer milletvekilliğinin akp hanesine yazılması anlamına gelebilir. yani 7 haziran’da 16 milletvekilliğinde 10-6 olan mhp üstünlüğü bu kez akp tarafına geçebilir.

adana, mersin ve manisa dikkat çekici

adana, mersin ve manisa illeri mhp açısından çok önemli. buralarda alınan oylar mhp’nin toplam oyunun 2014 yerel seçimlerinde yüzde 15,9’nu, 2015’te ise yüzde 10,4’nü temsil ediyordu. bu iller mhp’nin belediye seçimlerini kazanarak ülke genelinde moral ve motivasyon sağladığı sembolik seçim çevreleri.

şüphesiz belediye seçiminde adayın kimliği ve birleştirici yönü öne çıkar ve kimi zaman partinin geleneksel oylarından çok daha yüksek destek sağlanır. böyle bile olmuş olsa elde edilen oy, o parti için bir başarı ölçütü ya da varılması gereken hedef haline gelir.

2014 yerel seçimlerinde adana’da  414 bin oy alarak yüzde 33,5’luk bir orana ulaşan mhp 7 haziran’da 290 bin 428 bin oy alarak yüzde 23’te kalmış.

mersin’de 2009 seçimlerine göre müthiş bir artış yakalayan ve 324 bin oyla yüzde 31,95’lik bir orana ulaşan mhp 7 haziran’da 257 bin 908 oy alarak yüzde 25 oy oranında kalmış.

manisa’da da benzer biri durum söz konusu. mhp bu ilde 354 bin 800 oyla yüzde 40,1’lik bir oy oranını yakalarken 2015 seçimlerinde geçerli oyların 212 bin 884 oy alarak yüzde 24’nü ulaşabilmiş. bu üç ilde oy oranlarındaki düşüş mhp açısından irdelenmeyi gerektiriyor.

nasıl bir karşı hamle?

tüm bu tespit ve değerlendirmeler ışığında mhp’nin 1 kasım seçimlerine yönelik kısa vadeli eylem planında şu hususlar öne çıkarılabilir: mhp’nin yukarıdaki ihtimaller çerçevesinde kısa süreli, etkisi yüksek ve geniş kitlelere yönelik karşı hamle stratejisi geliştirmesi pek çok ilde rekabeti daha da ileriye götürebilir.

mhp’nin 1 kasım seçimleri süresince en fazla karşısına çıkacak soru alanı, koalisyon görüşmelerindeki rolüyle ilgili olacak. bu bakımdan açıklayıcı, ikna edici ve yüz yüze iletişimin ağırlık kazandığı bir siyasal iletişim yönteminin gerek kitle iletişim araçlarında gerekse sahaya yönelik çalışmalarda etkin hale getirilmesi büyük önem arz ediyor.

1 kasım’da yapılacak seçimlerin en büyük dezavantajı, süre kısıtı ve güvenlik konusu. bu bakımdan sayın bahçeli'nin stratejisini geniş kitlelerde savunma konusunda daha etkili bir sunum ve medya planlaması yapılması kaçınılmaz gözüküyor.

ani ve kitlesel oy düşüşlerinin yaşandığı illere yönelik aday değerlendirme sürecinde yeni bir vizyon ve heyecan ortaya koyabilen, saha hakimiyeti yüksek ve algı yönetiminde ön alabilecek adayların tercih edilmesi gerektiği ileri sürülebilir. mhp bu hamleleri gerçekleştirebilirse seçimin sürpriz yapan partisi olabilir.

doç. dr. kürşad zorlu, ahi evran üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğretim üyesi. orta asya ve türk dünyasıyla ilgili çok sayıda makalesi bulunan zorlu, aynı zamanda yeniçağ gazetesinde köşe yazarı.

twitter'dan takip edin: @zorlu77

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

 



[1] analizde yurtdışı oylar dahil olmak üzere yüksek seçim kurulu’nun ilan ettiği kesin seçim sonuçları kullanılmış ve mhp-akp yarışında az bir oy farkıyla diğerine geçmiş olan milletvekilliğindeki gerekli oy farkı dikkate alınmıştır. bununla birlikte akp’nin saadet partisi (sp) ile ittifak yapması durumunda sonuçlara muhtemel yansıması da ortaya konulmuştur. ancak hesaplama yapılırken 7 haziran’da sp’nin büyük birlik partisi (bbp) ile seçime girdiği göz önüne alınarak bunun olası etkisi için 2011 seçimlerindeki oy oranı uyarlanmıştır. buna göre sp oylarının 1 kasım’daki yöneliminin 7 haziran’daki sonuçlar çerçevesinde yüzde 62 düzeyinde kalabileceği öngörülmüştür. analizde tüm partilerin 7 haziran’daki mevcut oylarını koruduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

 

Kürşad Zorlu

“demokratik yönetim sürecinde karşılaşılan sorunlar” adlı tezi ile doktora derecesi aldı. bürokraside üst düzey görevler yaptı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;