Görüş
1 Kasım’dan sonra Kürt meselesi
“Sert geçecek birkaç aydan sonra Kürt meselesi, Rojava/Suriye ve yeni anayasa işlerinde Erdoğan/AK Parti, TSK ve MHP dizilişinin mantığı, yerini AK Parti, CHP ve HDP dizilişinin mantığına bırakabilir.” Mesut Yeğen, 1 Kasım seçimleri sonrası Kürt meselesinin nasıl seyredebileceğini Al Jazeera için kaleme aldı.

türkiye’nin yakın dönem akıbetinin şekillenmesine muhtemel etkisi üzerinden bakıldığında 1 kasım seçimlerinin iki büyük sonucu var: 1. ak parti’nin/erdoğan’ın ‘geri dönüşü’, 2. hdp’nin güç kaybı.
çözüm süreci/kürt meselesi, suriye/rojava ve yeni anayasa gibi türkiye’nin yakın geleceğini köklü bir biçimde etkilemesi mukadder bir iki mevzuda önümüzdeki bir iki sene içerisinde alınması muhtemel kararlar, tam da bu iki sonucun tayin edici olduğu bir siyasi bağlamda şekillenecek. her biri diğerine bağlı bu üç mevzuda alınacak kararların tam olarak nasıl şekilleneceğini kestirmek elbette mümkün değil ama bugünden bakıldığında ortada iki büyük ‘mantık’, iki diziliş var bu kararları biçimlendirebilecek.
ilk mantık, erdoğan/ak parti, tsk ve ‘cezbedilmiş mhp vekilleri’ dizilişinden, ikinci mantık da ak parti, chp ve hdp dizilişinden çıkacak görünüyor. ilk mantık, her üç meselede de pkk/hdp hattının temsil ettiği kürtlerle hem içeride hem dışarıda çatışarak, ikinci mantık ise bu üç meselede pkk/hdp kürtleriyle uzlaşarak karar almayı esas alacağa benziyor. gidişat, ilk mantığın, ilk dizilişin galebe çalacağı yönünde ve hayra alamet değil.
geleceği konuşmaya nasılsa çok vaktimiz olacak. şimdilik geleceği bu biçimde şekillendirecek görünen bu vasat, ak parti’nin/erdoğan’ın geri dönüşü ve hdp’nin güç kaybedişi nasıl mümkün oldu ve bu durum kürt siyasetinin ve kürt meselesinin yakın dönem seyrini nasıl biçimlendirebilir, bunun hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
1 kasım’da pkk ve hdp
ak parti’nin ve erdoğan’ın 7 haziran’da ‘gidişinin’ ve 1 kasım’da ‘dönüşünün’ başat sebebi belli: 7 haziran’da “erdoğan başkan olmasın”, 1 kasım’da ise “koalisyon/siyasi belirsizlik olmasın” kararları galebe çaldı. 1 kasım’da alınan sonuca chp ve mhp’nin “türkiye’yi yönetme işini becerebiliriz” görüntüsünden uzak oluşları, ak parti’nin “tamam, dersimi aldım” mesajını hakkıyla vermesi, hdp’ye yönelik tedhiş, eşitsiz imkânlar vs. hepsi katkıda bulundu, doğru, ama hepsinden çok hükümetin ve hükümet medyasının yarattığı “kabus geliyor” algısı etkili oldu. ve lafı uzatmadan: hükümetin ve medyanın bu algıyı başarıyla oluşturabilmesinin en büyük kolaylaştırıcısı da pkk’nin çatışmaya dönme davetine icabet etmesi ve özyönetim işine girişmesi oldu.
yalnız, doğruya doğru: çatışma durumuna dönmüş olmak ve özyönetim işi öyle iddia edildiği üzere kürtlerin hdp’ye dönük teveccühünü dramatik bir biçimde azaltmış ve kürtlerin yüzünü ak parti’ye çevirmiş değil. olan biten, daha ziyade pkk-hdp hattının geleneksel olarak çok güçlü olmadığı yerlerdeki kürtlerin önemlice bir kısmının hdp’den yüz çevirmesinden, bir kısmının da ak parti’ye dönmesinden ibaret. kürtlerin bir kısmının süreklileşmiş bir olağanüstü hal durumunda yaşamak istemedikleri açık ve bunda şaşıracak bir yan da yok.
lakin hdp’nin güç kaybı 1 kasım’ın iki başat sonucundan daha az önemli olanı, bunu da teslim etmek gerekiyor. 1 kasım’ın daha önemli sonucu, ak parti’nin/erdoğan’ın geri dönüşü ve bu geri dönüşü mümkün kılan amillerin başında da pkk’nin isteyerek, davetle ya da mecbur bırakılmış olarak çatışmaya geri dönmüş olması. pkk’nin çatışma durumuna geri dönüşü,7 haziran’da sandığa gitmeyen ak partilileri, saadet partilileri, bbp’lileri ve mhp’lileri 1 kasım’da ak parti’ye oy vermeye sevk eden kaygıyı inşa etmek için altın bir fırsat yarattı, bu açık. demem o ki, pkk’nin çatışmaya geri dönüşü hdp oylarının düşmesinden çok ak parti oylarının yükselmesine zemin oluşturarak bugün içine düştüğümüz siyasi bağlamın oluşmasına katkıda bulundu.
durum bu olduğundan, seçim sonuçlarından ve buna bağlı olarak oluşan bugünkü siyasi vasattan hdp’yi sorumlu tutmak ancak insafsızlık olur. 7 haziran sonuçlarını aşırı yorumlamak hatası vareste, hdp ne pkk çevrelerinden gelen kimi açıklamalarda savunulduğu üzere “doğru çizgiyi takip etseydi, yüzde yirmileri bulabilirdi”, ne de pkk çatışma durumuna döndükten sonra pkk’ye sırtını dönebilirdi. türkiye’nin bugünkü siyasi mevzilenmelerinde köklü bir alt üst oluş yaşanmadıkça hdp hangi kampanyayı yaparsa yapsın, hangi çizgiyi takip ederse etsin, üç beş aylık bir seçim çalışmasıyla yüzde yirmilere ulaşamazdı. beri yandan, “hdp pkk’ye yüz çevirseydi her şey farklı olurdu” da boş laftan ibaret. hdp bünyesi bu türden bir yüz çevirmeyi kaldırmazdı, bu bir. imkânsız olan gerçekleşip hdp pkk’ye yüz çevirmiş olsaydı büyük ihtimalle baraj filan da geçilemezdi, bu iki.
bu hal, seçimlerde alınan sonuçları hdp kararları üzerinden değil pkk kararları üzerinden tartışmak gerektiğini gösteriyor. burada da cevaplanması gereken esas soru belli: kürt siyasetinin ana oyun kurucusu pkk açısından seçimlerde alınan sonuçlar, ak parti’nin oylarının yükselmesi ya da hdp’ye verilen desteğin azalması, kürt siyasetinin ve pkk’nin akıbeti için önemli midir, değil midir?
askeri-siyasi bir örgüt olarak pkk’nin seçimleri önemsememesi, çatışma ya da çatışmasızlık kararlarını askeri mülahazalarla almasında şaşıracak bir taraf olmaz. nitekim yanlış hatırlamıyorsam seçimlerden önce pkk cenahından “seçimler ana gündem maddemiz değil” türünden açıklamalar gelmişti. ancak seçim sonuçlarının, ak parti’nin şu ya da bu kadar oy almasının pkk’nin ve kürt siyasetinin akıbeti açısından önemli olduğu düşünülüyorsa şunu da görmek gerekir(di): çatışma durumu, eğer kuvvetler arasından stratejik bir denge durumu oluşmamışsa, genellikle muhalif olanın değil, iktidarda olanın işine yarıyor ve 1 kasım’da da öyle oldu. dolayısıyla, ak parti’nin yüksek oy almasının ve hdp’nin oyunun düşmesinin kürt siyasetinin akıbeti açısından hayırlı olmayacağı düşünülüyorsa, bu hayırsız duruma düşülmesinin sorumlusu hdp değil pkk, bunu teslim etmek lazım.
bundan sonra?
peki, şimdi ne olacak? ak parti ve erdoğan’ı geri döndüren bu sonuçlar pkk/hdp hattında neye sebep olup, kürt meselesinin seyrini muhtemelen nasıl şekillendirecek?
normal bir durum hüküm sürüyor olsaydı bu sonuçlarla beraber pkk/hdp hattında bir büyük ‘yol, yordam’ tartışması başlayabilirdi elbette. ancak gerek rojava düzleminde bir eşikte olunuşu, gerekse de devletin kürt meselesinde liberal bir tutum benimsemenin uzağında oluşu ve öcalan’ın işlere müdahil olamama hali kısa vadede pkk/hdp hattında ve aslında genel olarak kürt siyasetinde ‘yol, yordam’ tartışmasındansa ‘birlik, beraberlik’ eğilimini güçlendirecektir.
kürt meselesinin seyrine gelince, başta da belirttiğim üzere erdoğan/ak parti’nin geri dönüşü ilk etapta ak parti, tsk ve mhp dizilişini ve bu dizilişten doğacak bir şahin tutumu teşvik edeceğe benziyor. önümüzdeki birkaç ayda çözüm süreci, rojava/suriye ve başkanlık meselelerinde agresif bir ak parti/erdoğan sahne alacağa benziyor. bu itibarla da önümüzde herkes için epey sert geçecek birkaç ay olduğuna şüphe yok.
ancak sert geçecek görünen bu birkaç ayın yine herkes için yaratıcı olma ihtimali de az değil. ak parti/erdoğan açısından bakıldığında,işid’e karşı enerjik mücadele karşılığında rojava’yı sıkıştırmak ve tel abyad ve cerablus’ta vekil tutmak siyasetine abd’den ve ab’den onay almak; ak parti’nin büyük geri dönüşünün verdiği heyecanla istihdam edilecek şiddet kampanyasının ve hüda-par ve kdp çizgisindeki pkk memnuniyetsizi kürt örgütlerinin yardımıyla pkk-hdp hattını kürt şehirlerinde zayıflatmak ve mhp’li vekillerin desteğiyle başkanlığa ulaşmak muhtemel görünüyor.
lakin önümüzdeki dönemin başka bir biçimde yaratıcı olma ihtimali de az değil. pyd’nin hem rusya hem de abd açısından vazgeçilmezliğini koruyor oluşu, tel abyad ve cerablus’a vekil siyasetinin karşısında sadece pyd’nin değil, iran, rusya ve suriye rejiminin de duracağı, pkk-hdp harici kürt aktörlerin kıyas kabul etmez zayıflığına karşı kürt şehirlerinde yürüyen polis ablukasının kürtlerde adım adım “devletin derdi pkk’yle değil bütün kürtlerle” duygusunu oluşturmakta oluşu ve başkanlık eksenli bir anayasa değişikliğinin meclis ve referandum duvarlarına toslama ihtimali, hepsi birden ikinci bir ihtimalin daha olduğunu gösteriyor.
bu da şu demek: sert geçecek birkaç aydan sonra kürt meselesi, rojava/suriye ve yeni anayasa işlerinde erdoğan/ak parti, tsk ve mhp dizilişinin mantığı, yerini ak parti, chp ve hdp dizilişinin mantığına bırakabilir.
prof. dr. mesut yeğen, istanbul şehir üniversitesi insan ve toplum bilimleri fakültesi sosyoloji bölümü öğretim üyesi.
twitter'dan takip edin: @mesutyegen
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar