Görüş
Açlık grevindeki kocam
Mısır'da gözaltında tutulan Al Jazeera çalışanı Abdullah Şami'nin eşi Gehad Khaled'e göre kocası isteseler de, istemeseler de özgür bir adam.

özgürlüğüne getirilecek en ufak bir kısıtlamadan dahi son derece rahatsız olan biri değilseniz, yazının devamını okumayabilirsiniz. sözlerimi abartılı bulacak ya da kendimi acındırdığımı düşüneceksiniz. istediğim bu değil.
bunlar sıradan bir insanın sözleri, hepsi bu. her ne kadar geçmişte her iki şapkayı da takmış olsam bile, ne bir 'uzman hukukçu', ne de 'mısırlı bir devrimci' kimliği ile yazıyorum.
bu mektup, kocası altı aydan uzun bir süredir gözaltında tutulan bir kadından.
kocamın ismi abdullah şami. yaşadığımız bölgede, kahramanca duruşu ve bir aydan uzun bir zamandır sürdürdüğü açlık grevi ile adeta bir efsane haline geldi. o, bedelini hayatıyla ödemek zorunda kalsa bile, vicdanı gereği gerçeği (tüm çıplaklığıyla) haber yapmanın dışındaki her türlü seçeneği reddeden bir gazeteci.
ismini, içinde bulunduğu zor durum hakkında medyada çıkan haberlerden duymuşsunuzdur. ancak tüm o duyduklarınız gazeteci abdullah'a dair detaylar. abdullah'ın insan yönünü bilen ise pek az.
eşitsizlik ve adaletsizlikten, bunlara tanık olmaktan ve o tür bir sefalet içinde yaşamaktan nefret eden birisi.
mısır'da isyan sırasında nişanlandık. isyan hareketinin bir devrim olduğunu düşünüyorduk. ben, mısır sokaklarındaydım; abdullah ise libya devrimi'ni haber yapmak için misrata'da ateş hattındaydı.
abdullah ile tanışmadan önce benim için 'yuva' kavramının son derece dar bir anlamı vardı. o ise bana, insanın başını yastığa koyduğu yer neresiyse yuvasının da orası olduğunu öğretti; sınır yoktu, etiket yoktu. önem verdiğimiz meseleler mısır ya da arap dünyası ile sınırlı değildi. adaletsizliğin norm haline geldiği her yer bizim için önemliydi.
nişanlandığımızdan itibaren neredeyse her günüm abdullah'ın bir yerlerde hapse düşebileceği endişesi ile geçti, ama bunun burada, mısır'da olacağı asla aklıma gelmezdi! günler, aylar geçiyor ve abdullah hâlâ kendi ülkesinde hapis.
şimdi bir de sınırsız süreliğine açlık grevine başladığı için kalbim her gün daha da hızla çarpıyor. cezaevindeki arkadaşları ne zaman "gördüğün kötü muameleyi protesto mu ediyorsun" diye sorsa sinirleniyor. aynı sorunun bana sorulduğunu duyunca da kızıyor. açlık grevine gitmesinin sebebi, hapiste ayrıcalıklı muamele görmek istemesi değil, hapiste oluşunu kabullenememesi.
hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, gözaltında tutulmasının bir temeli ya da gerekçesi yok ve üstelik ortada bu uygulamayı geçersiz kılacak bir sürü teknik detay mevcut. abdullah, hakkında hiçbir suçlama olmaksızın 193 gündür gözaltında. şu anda bir cezaevinde olabilir, ama şüphesiz, o özgür bir adam; isteseler de, istemeseler de!
özgürlük bedende değil, ruhtadır. şayet abdullah'ın serbest kalabilmek için çalıştığı kurumla ilişiğini keseceğini, kendi gözleriyle gördüklerini haber yapmayı bırakacağını ve benim yaşamakta olduklarım yüzünden mesleği hakkındaki fikrini değiştireceğini düşünenler varsa, hepsi yanılıyor.
abdullah bir gün serbest kalacak. çıktığında daha güçlü olacak. ben ise ona her zamankinden daha çok destek olacağım.
gehad khaled, mısırlı bir aktivist ve gözaltındaki al jazeera çalışanı gazeteci abdullah şami'nin eşi.
twitter'dan takip edin: @gehad93
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar