Görüş
Biliç Rodgers’ı mat etti
Spor yazarı Uğur Meleke, Beşiktaş'ın Liverpool'u elediği maçta Slaven Biliç'in hamlelerinin karşılaşmayı siyah beyazlılara getirdiğini kaleme aldı. Meleke'ye göre Opare tercihi, maçın kritik hamlesiydi.
Haberin Öne Çıkanları
-İlk galibiyet Opare tercihi
-İkinci galibiyet Gökhan Töre
-Üçüncü galibiyet penaltıcı seçimleri
ilk maçın yıldızı jordon ibe’a karşı opare tercihi, biliç’in ilk galibiyetiydi. 50’lerde gökhan töre’yi sola alıp, ibe’ı da değiştirtti hırvat hoca... ikinci galibiyeti ağır emre can’a karşı hareketli tolgay’ı sokarak aldı. üçüncü ve esas zaferse penaltılarda geldi: biliç penaltıcı seçimlerini kusursuz yaparken, rodgers baskıyı kaldıramadı...
19 şubat perşembe gecesi brandon rodgers yastığa başını koyduğunda rahattı: 19’luk yer uçağı jordon ibe, anfield road’da beşiktaş’ın kavruk sol beki motta’yı mahvetmişti. üstelik ikinci maçta bu süratli brezilyalı sol bek cezalı olacaktı, yani karşısında daha da kötüsünü bulacaktı ibe... merseyside’da gole ihtiyacı olmayan beşiktaş, ibe’a bu kadar açık alan bıraktıysa, kim bilir istanbul’da ne araziler verecekti...
rodgers rahattı... hafta sonu southampton’ı deplasmanda yenip zafer kazanan ekibinden 4 değişiklik yaptı. zeki coutinho’yu riske etmeyerek istanbul’a getirmedi çünkü sağda ibe’ın işi bitireceğini düşünüyordu. biliç’se sıkıntılıydı tabii. motta cezalı, ismail sakattı. bu yaştaki uğur boral ise ibe için kolay lokma olabilirdi. risk alınacaktı belli ki.
biliç’in kararı yeni transfer daniel opare oldu. ganalı genç, sağlıklı günlerinde standard liege’de iki kez sol bek oynamıştı. birinde cercle brugge’u 4-0, diğerinde anderlecht’i 2-1 yenmişlerdi. yani tecrübesi vardı o pozisyonda. üstelik gana milli takımı’nda benim izlediğim opare, çabuk oyuncuya karşı değil, akıllı oyuncuya karşı zorlanabilirdi. kendisi gibi dağınık çabuğu, geniş alanda dengeleyecek fizik kalitesi var. jordon ibe gibisini yani... esas sorunu akıllıya karşı yaşardı: nitekim dünya kupası’nda amerikalı jermaine jones ona karşı sol açık oynamış, opare’yi zekasıyla mat etmişti. ama ibe yapamazdı aynı şeyi. yapamadı da.
burada bir detayı daha es geçmemek gerek: opare’yi kulüp kariyerinin belki de en büyük maçında rahatlatan bir başka unsur da sol stoper franco idi. normalde sağ stoper oynayan franco’nun bu maçta sol stoper oynaması da bir başka güzel detay.
ikinci darbe: gökhan töre
biliç, ikinci ve öldürücü darbeyi ikinci yarıda vurdu: hücuma çıkışlarında opare’ye toslayıp morali bozulan ibe’ın önüne gökhan töre’yi koydu. gökhan, ibe’ı iki kez geçip, birinde golü de attırınca, tabelada genç ingiliz’in numarası yandı. rodgers’ın planı çökmüştü... el artık biliç’e geçmişti.
tabii 60’larda rüzgarın yön değiştirmesinde gökhan’ın sola geçmesi kadar tolgay’ın girişinin etkisi var. ilk maçın yıldızlarından henderson sakat. joe allen ufak tefek bir oyuncu. emre can kalın ama hızlı değil. 60 dakika yokları oynayan sosa’dan sonra oraya canlı tolgay’ın girmesi orta sahayı beşiktaş’a geçirdi. beşiktaş ikinci bir saatte liverpool’u bir değil birkaç kez yendi bu sayede...
üçüncü darbe: penaltılar
maç penaltılara kaldı. kabul edelim, kaleci avantajı liverpool’da gibi gözüküyordu. atıcı tercihlerinde kusursuz olmalısınız o yüzden. ilk iki penaltıcı en yetenekliler (ba ve gökhan), son iki penaltıcı soğukkanlılar (atiba ve tolgay) olarak seçildi. muhtemelen sosa, oğuzhan ya da olcay sahada olsa, biliç’in üçüncü penaltıcı tercihi bunlardan biri olurdu. ama üçüncü penaltıcı için de mevcutlar içindeki en iyiyi seçti hırvat hoca: veli’yi... bence penaltıcılarımızın zayıf halkası oydu ama çok şükür o da hata yapmadı...
rodgers’ın ilk dört penaltıcı tercihleri anlaşılabilir: iki yetenekli lambert ve lallana’yı, iki soğukkanlı emre can ve allen izledi. ama beşinci penaltıcı tercihi, bence kariyerinin en büyük hatalarından biriydi: sezonun en kritik anında, sezonun en kötüsü lovren’i seçmek! akıl almaz... üstelik elinde hâlâ sterling gibi bir yetenekliyle toure ve skrtel gibi iki tecrübeli de varken...
evet, tolgay attı. evet beşiktaşlı topçular harikalardı. ama, maçı etkileyen kararları incelediğimizde slaven biliç’in de brandon rodgers’ı mat ettiğini söyleyebiliriz rahatlıkla... bravo biliç. bravo çocuklar.
tolgay, türkiye için de attı
dün gecenin bir başka kritik detayı da uefa ülkeler sıralamasında sallantıda olan pozisyonumuzdu. geceye başlarken 12’nci sıradaydık ve 13’üncü yunanistan’la aramızda sadece 0,5 puan vardı. gecenin sonunda şükür ki fark artık 0,7... dün gece beşiktaş elense ve olympiakos turu geçse yunanistan’ın 12’nci sıraya çıkması artık çok zor olmayacaktı. o yüzden dün gece hem liverpool ağlarını sarsan beşiktaşlı tolgay’ın, hem de olympiakos’a gol atan dniprolu fedetsky’nin bu golleri sadece kendi kulüpleri için değil, beşiktaş için attıklarını da söyleyebiliriz...
bu sezonun başında değişen statü ile 12’nci basamağı korumak artık daha da kritik: bu yıla kadar da zaten 12’nciliği korumak, şampiyonlar ligi gruplarına direkt takım gönderebilmek demekti. ama bu yıldan itibaren 12’nciliğin başka bir anlamı daha var: 12’ncilik demek, kupa galibinizin de direkt avrupa ligi gruplarına girmesi demek.
dün gece yunanistan’ın devre dışı kalmasıyla, sezonu 12’nci sırada bitirmeyi garantileyerek iki payeyi de elde ettik: böylece 2015-2016 süper lig şampiyonu devler ligi gruplarına, 2015-16 türkiye kupası şampiyonu da avrupa ligi gruplarına direkt girecek.
uğur meleke, milliyet gazetesi spor yazarı.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
kaynak: al jazeera
Yorumlar