Görüş
Cenevre 2: Gayriresmi görüşmelere dikkat
Cenevre 2 barış görüşmeleri, Suriye'de bir geçiş hükümeti kurulmasıyla neticelenecek gibi görünmese de, rejim ve muhalefet heyetlerinin kapalı kapılar ardında yaptığı müzakereler, olası bir siyasi çözüme dair umut olabilir.

büyük umutlarla beklenen cenevre 2 konferansı, 22 ocak'taki açılışının ardından bir nebze hayal kırıklığı yarattı. ancak konferansın önemi, resmi sonuçlarından ziyade, perde arkasındaki görüşmelerde yatıyor.
siyasi açıdan bir nevi turnusol kağıdı işlevi gören konferans, suriye savaşının rakip tarafları arasında sadece siyasi değil, cenevre 2'ye dair beklentiler bakımından da büyük bir uçurum olduğunun altını çizdi.
suriye rejimi açısından cenevre 2, ülkesindeki çatışmayı gerekçelendirmek amacıyla kullandığı "terörle mücadele" söylemini meşru kılmak için bir fırsattı. rejimi konferansa katılmaya sevkeden, bu söylemle uluslararası toplumu ikna edip, devlet başkanı beşşar esed'in iktidarda kalmasını sağlama beklentisiydi.
ancak suriye dışişleri bakanı velid muallim'in açılış konuşmasında kullandığı tek taraflı üslubun da gösterdiği üzere, ikna edici olmaktan giderek uzaklaşan bu söylem, rejimin suriye'deki acımasız eylemlerine ve esed'in koltukta kalmasına gerekçe olarak elinde tuttuğu tek kart konumunda. diğer taraftan, suriye ulusal konseyi, cenevre 2'yi siyasi bir geçiş sürecinin başlangıcı olarak görüyor ki, söz konusu süreç, esed'in gidişini de kapsamakta.
her iki tarafın da cenevre 2'ye farklı amaçlarla gelmesi şaşırtıcı olmamakla birlikte, bu durum, her şeyden önce ortada görüşmek için ortak bir zemin yokken müzakerelerde bulunmanın zorluğunu da vurguluyor. özellikle, esed rejiminin ödün vermemekte direnen tutumu göz önüne alındığında, görüşmeler neticesinde bir siyasi geçiş anlaşmasına varılacağına dair umut az.
suriye ulusal konseyi'nin suriye muhalif ve devrimci güçler ulusal koalisyonu ile yollarını ayırmasını takiben, muhalefet saflarında artan iç bölünmeler de meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor. bu da, cenevre 2 vasıtasıyla sağlanacak her türlü anlaşmayı, geniş çaplı bir temsiliyetten yoksun bırakıyor ve uygulanmasının zor olacağı anlamına geliyor.
uygulamaya ket vuran bir diğer etken de - cihat yanlısı silahlı gruplar başta olmak üzere – çatışmanın hem sebebi, hem de sonucu olan ve mevcudiyetleri için çatışmanın sürmesine ihtiyaç duyan sayısız isyancı grubun varlığı. çatışmaya siyasi bir çözüm bulunması, bu grupların menfaatlerine aykırı bir durum. hatta bu grupların – cenevre 2'den çıkması umut edilebilecek en iyi resmi sonuç olan – insani yardımların ve bölgesel ateşkeslerin artırılması yönündeki girişimleri baltalaması dahi muhtemel.
ancak konferans, resmi toplantı tutanaklarının ötesinde, rejim, muhalefet ve uluslararası destekçilerini bir araya getiren ilk platform ve kapalı kapılar ardında, çok taraflı gayriresmi görüşmeler yapmak için de bir fırsat olarak önem taşıyor. söz konusu görüşmeler, şu anda kamuoyuna konuyla ilgili olarak farklı açıklamalar yapıyor olsalar da, amerika birleşik devletleri ile rusya'nın ileride beşşar esed konusunda bir noktada birleşebileceklerinin de ipucunu veriyor.
amerika birleşik devletleri, cenevre 2 aracılığıyla rusya'nın, ikincil düzeyde değil, kendi konumuna paralel bir güç olduğunu olduğunu kabul etti. bu kabul, her iki tarafın da çatışmanın siyasi yoldan çözülmesi konusunda uzlaşmasıyla birlikte, esas olarak esed'in rolünü önemsiz kılıyor. cenevre 2 sonrasında, rusya'nın sonuç itibarıyla suriye'de yönetimin değişmesini öngören siyasi bir anlaşmayı kabul ettiğini görmek imkansız değil. bu noktada esed'in varlığından ziyade kendi konumlarını korumayı düşünen rejim unsurları da, kendilerine belli güvenceler sunulduğu takdirde böyle bir anlaşmayı kabul edecektir.
cenevre 2, bir geçiş anlaşmasının imzalanmasına sahne olamasa da, konferansa katılım, ileride anlaşmaya varılabileceği ihtimalinin üstü kapalı olarak kabul edildiği anlamı taşıyor. cenevre 2'den yakın zamanda somut sonuçlar çıkmayacak, ancak konferans kapsamında yürütülmekte olan gayriresmi görüşmeler takip etmeye değer nitelikte.
beyrut'taki carnegie orta doğu merkezi'nin direktörlüğünü yürütmekte olan lina khatib, daha önce stanford üniversitesi'ne bağlı demokrasi, kalkınma ve hukuk devleti merkezi'nde arap reformu ve demokrasi programının kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar