Görüş
Irak ve Kürtlerin geleceği petrole bağlı
Irak'ın birliğinin anahtarı, Erbil'i ziyaret etmeye hazırlanan İbadi'nin elinde. Iraklı lider, Kasım ayında Kürtlerin maaş ödemelerini gerçekleştirir ve 2015 için adil bir gelir paylaşımı anlaşmasına varılmasını sağlarsa, Irak'ın hayati önem taşıyan bu mücadele sahasındaki geleceği açısından büyük bir zafere imza atabilir.

irak başbakanı haydar ibadi'nin bu hafta erbil'e gitmesi bekleniyor. bu, ibadi'nin başbakan sıfatıyla irak kürdistan bölgesel yönetimi (ikby) başkentine ilk ziyareti olacak. ziyaretin hazırlık süreci son derece uzun ve sıkıntılı geçti. bağdat yönetimi ile kürtler arasında varılacak gelir paylaşımı anlaşmasının şekli üzerine aylarca spekülasyonlar ve taktik manevralar yapıldı.
irak şam islam devleti (işid) ile mücadele kadar dramatik olmasa da, bu müzakerelerin neticesi, irak'ın birliğinin pekişmesinde – ya da ülkenin hızla dağılmasında – savaş meydanında cereyan eden olaylardan daha etkili olabilir.
kürtler, neredeyse bir yıldır bağdat kaynaklı mutat bütçe aktarımlarından mahrum kalmış durumda. geçmiş yıllarda bağdat'ın net gelirinden yüzde 17, yani yaklaşık ayda 1 milyar dolar pay alan kürtler, bu parayla, ikby bünyesinde çalışanların 750 milyon dolar tutan aylık maaş ödemelerini ve bakanlık programlarının maliyetini karşılıyordu.
ikby bu yıl ise işid ile savaşan peşmergeyi tam manasıyla seferber hâlde tutabilmek ve yerlerinden edilen yaklaşık 1,4 milyon arap, kürt ve azınlıkları desteklemek için ilave olarak ayda yüz milyonlarca dolar kaynağa ihtiyaç duyuyor.
2014 yılında bağdat, sadece bir buçuk aylık maaş ödemesi yapınca, ikby de, aldığı milyarlarca dolarlık borca rağmen, maaş ödemelerinde temerrüde düştü. bölge şu anda 8 milyar dolarlık bir borç içinde.
kürtler, türkiye üzerinden yaptıkları bağımsız petrol satışından 450 milyon dolara yakın gelir elde ediyor; ancak ankara, ikby'nin petrol gelirlerinin sadece yüzde 17'lik dilimini kürtlere verip, diğer yandan bağdat ile müzakereler yürütüyor. söz konusu pay, ikby'nin maliyetlerinin yüzde 10'unu bile karşılamıyor.
kürtlerin önündeki iki yol
mevcut durum, iki şekilde çözülebilir.
ibadi ve kürtler, bir yıl boyunca uygulanmak üzere bir gelir paylaşımı anlaşması üzerinde mutabakata varabilir ve 2015 bütçesinde buna yer verebilirler. anlaşma kapsamında, irak devleti ile kürtler arasında ortak petrol pazarlamasına yönelik bir düzenleme ve 2015 yılında ikby'de üretilen petrolün ihracat hacmine dair bir taahhüt yer alabilir.
böyle bir anlaşma sağlanması hâlinde, kürtler, petrol gelirlerini şeffaf bir süreç çerçevesinde doğrudan uluslararası bankalardan alacak ve söz konusu gelirler, ikby'nin bağdat'tan alacaklı olduğu aylık ödemelere karşılık kısmi bir avans olarak değerlendirilecektir.
anlaşma sayesinde irak da kürtlerin kendi iç boru hattı şebekesi üzerinden günde 200 ilâ 400 bin varil kerkük petrolü ihraç edebilir. irak federal hükümetinin kuzeydeki ihracat altyapısı işid tarafından büyük ölçüde tahrip edildiği için, bağdat'ın önümüzdeki yıllarda bu petrolü paraya çevirebilmesinin tek yolu, kürtler.
alternatif senaryo ise bağdat ile kürtlerin anlaşmaya varamaması olacaktır. bu durumda, ikby, bağdat'ın işbirliği olmadan, türkiye üzerinden bağımsız petrol ihracatına devam edebilir. ancak hukuki ve siyasi engellerle dolu bu yol, en nihayetinde irak ve kürt yönetimini ayıracaktır.
böyle bir şey gerçekleştiği takdirde, bağdat, kuzeyde kerkük petrolü için kullandığı ihracat güzergâhını kaybetmiş olur. öte yandan, müzakerelerin çökmesi üzerine türkiye de ikby petrolünden elde edilen gelirlerin tamamını erbil'e aktararak, kürtlerin ekonomik bağımsızlığını hızlandırabilir.
bağımsız ihracat, kürtler açısından ise ekonomik olarak kendi kendine yetme yolunda, bir yıllık ya da daha uzun süreli bir durgunluğa neden olabilecek, yavaş ve sancılı bir süreç demek; bunun neticesinde de tek değişecek şey, şu anda bağdat'a bağımlıyken, ankara'ya bağımlı hâle gelinecek olması.
ibadi, irak'ı birleştirecek mi, bölecek mi?
irak tarihinin bu son derece önemli dönemecinde ülkeyi bir arada tutan tek bir faktör var: irak'ın güneyinden yapılan petrol ihracatının sağladığı gelir ve bu paranın 2015 bütçesinde ne şekilde dağıtılacağı.
federal hükümetin petrol gelirleri, ülkeyi güçlendirmeye yönelik belli başlı her türlü girişim açısından kilit önem taşıyor.
güneydeki şii vilayetleri, ekonomik açıdan kalkınabilmek için, petrolden elde edilen paraların petrol üreten vilayetlere ödenmesini talep ediyor.
sünni vilayetleri ise, kendi bölgelerinde işid'i alt edip, sonrasında da kendi güvenliklerini sağlayabilmek için, abd tarafından eğitilmiş yeni askeri birlikler kurulmasını ve bunun için de ulusal muhafızlar programının federal hükümet tarafından finanse edilmesini istiyor.
kürtler, irak bünyesinde kalmayı şimdilik ekonomik bir mecburiyet olarak görüyor. destekçileri türkiye de, onları, bir anlaşma imkânı olduğu müddetçe bağdat ile müzakere masasında kalmaya zorlayacaktır.
düşen petrol fiyatları ve birdenbire artan savaş maliyetleri yüzünden 2015'te irak'ın elindeki paranın sınırlı olacağını herkes kabul etmek zorunda kalacak. fakat diğer yandan, kürtler dahil tüm kesimlerin, kendi yoluna gitmektense, irak sınırları içinde kalmanın daha iyi olacağına da ikna edilmesi gerekiyor.
irak hükümeti kurulduğunda, bağdat, kürtlere yapılan aylık ödemelerin yeniden başlayacağına söz vermişti. bu söz, müzakereler başlarken bir iyi niyet göstergesi olarak kasım ortasında yerine getirilmeli.
kürtlere bir yıldır, işid'in elindeki vilayetlere ise aylardır ödeme yapmayan federal hükümetin elinde, ödemelere yeniden başlamak için yeterince birikmiş para var.
buradaki temel gerçek şu ki, irak'ın birliği karşısındaki en önemli tehditler, "sünni ayaklanmaları" ve "kürt ayrılıkçılığı" değil.
ülkeyi bölme kapasitesine sahip tek güç, iraklı şiiler ve şayet 2015'te sünnileri ve kürtleri basra'nın petrol servetinden mahrum etmeye karar verirlerse, bunu anında yapabilirler.
işte bu yüzden, irak'ın birliğinin anahtarı, erbil'i ziyaret etmeye hazırlanan ibadi'nin elinde. iraklı lider, kasım ayında kürtlerin maaş ödemelerini gerçekleştirir ve 2015 için adil bir gelir paylaşımı anlaşmasına varılmasını sağlarsa, pek dillendirilmese de irak'ın hayati önem taşıyan bu mücadele sahasındaki geleceği açısından büyük bir zafere imza atabilir.
michael knights, washington yakın doğu politikaları merkezi'nde öğretim üyesi. irak siyaseti ve güvenliği üzerine uzmandır.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar