Görüş
İran, Arap rejimlerinin dostu mu, düşmanı mı?
İran rejiminin de, Arap ülkelerinin de tek bir ortak amacı var: Arap ayaklanmalarının devrimci duruşunu ve İran'da en bariz şekilde Yeşil Hareket sırasında kendini gösteren sivil özgürlüklere ilişkin kitlesel talebi başka yöne çekip yoldan çıkarmak.

kahire'den gelen son haberler, yemen'de suudilerin öncülüğünde düzenlenen askerî harekâtın başlamasının hemen ardından, arap ülkelerinin birleşik bir ordu kurmaya hazırlandığını ortaya koyuyor. new york times'ın 29 mart tarihli haberine göre "arap ülkeleri, hem iran'ın bölgedeki etkisi, hem de islamcı aşırıcılıkla mücadele etmek için ortak bir askerî güç oluşturulması konusunda anlaştı. birçok analist, bu hamlenin en önemli gerekçesinin söz konusu ülkelerin washington'dan daha bağımsız hareket edebilme arzusu olduğunu belirtiyor."
ancak bu adımın "washington'dan bağımsız olmak" ile hiç ilgisi yok. eleştirilerin hedefindeki bu arap rejimlerindeki iktidar sahipleri, washington'ın onayı olmadan hiçbir şey yapmaz.
bu birleşik arap kuvveti fikrinin görünürdeki sebebi, yemen'deki husileri mağlup etmek.
konuyla ilgili bir diğer haberde ise şöyle deniyor: "pazar günü sona eren iki günlük arap zirvesinin katılımcıları, yemen'deki iran destekli şii isyancıları alt etmeye ant içerken, ortak bir arap müdahale gücü kurulmasının planlandığını da açıkladı, ki bu da abd müttefiki arap ülkeleri ile tahran arasında bölgede nüfuz kurma amacı taşıyan ve potansiyel olarak tehlike arz eden bir çatışmaya zemin hazırlıyor."
söz konusu "çatışma" bir aldatmaca. ortada çıkar çatışmasından ziyade bir danışıklı dövüş var.
içerideki baskıyı gizleme çabası
yemen'e yönelik olarak suudilerin liderliğinde düzenlenen askerî harekâtta ve çok sayıda arap ülkesinin bölgede yükselen şiddet rüzgârında muhtemelen suudi arabistan'ın safına katılacak olmasında amaç, iran'a karşı çıkmak değil, iran'a öykünmek. tıpkı tahran gibi içeride muhalefete ve devrime yönelik olarak uyguladıkları acımasız baskıyı, dışarıda saldırgan bir tutum sergileyerek gizlemek istiyorlar.
bu ordunun iran'a karşı koymak ve işid ile mücadele etmek için kurulacağı iddiası, dikkatleri bu giderek tırmanan militarizasyonun gerçek niyetinden başka yöne çekmeye yönelik, kamuoyunu kasten yanıltan bir söylem.
yozlaşmış rejimler, gayrimeşru cunta hükümetleri ve iktidarı elinden bırakmayan hanedanlar, sınırları dışındaki yabancı bir düşmanla savaşmaktan ziyade, kendi topraklarında yükselen demokrasi taleplerinden endişe duyuyor.
iktidardaki arap rejimleri böyle yaparak iran'a karşı çıkmıyor, ona benzemeye çalışıyorlar. kendi iç istikrarsızlıklarını gündem dışına itip dikkatleri dışarıdaki bir savaş durumu üzerinde toplamaya çalışıyorlar.
bu arap rejimlerinin yaptığı şey, oyunu değiştirip bölgedeki iran etkisi ile mücadele kisvesi altında kendi milletleri üzerinde baskı kurmak.
iran'daki rejimin yaptığı da aynen bu, yani iç muhalefeti ezmek için bir dış düşman yaratmak. üstelik bu, 2009 yılında yeşil hareket'in yükselişi ile başlamış bir şey de değil; rejimin ilk kuruluşundan beri, yani 30 yıldan uzun süredir durum böyle.
şimdi aynı formül, arap baharı ile korkudan akılları başlarından giden arap rejimleri tarafından uygulanıyor.
"iran'a karşı koymak" için seferber olan bu arap rejimlerine kim ev sahipliği yaptı? mısır'da demokratik olarak seçilmiş hükümeti deviren askerî darbenin lideri general abdulfettah sisi'den başkası değil.
sisi, bu önemli toplantı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada "arap dünyasının ulusal güvenliği vahim sorunlarla karşı karşıya ve bunun arkasındaki sebepleri tespit etmeyi başardık … [bu toplantı] arap işbirliğinin can damarlarına umut pompalamıştır" dedi.
peki bu neyin işbirliğiydi? iran'a değil, arap devrimlerine karşı bir işbirliği.
devrimci hareketlilik
suudi arabistan'a başka hangi ülkeler katılıyor? bu koalisyonda yer alan her ülke, arap ve müslüman dünyasındaki devrimci hareketlilik ve demokratik talepler karşısında kaybetmeye mahkûm. iran'a karşı ortak bir cephe oluşturarak, doğruca kendi içindeki muhalefeti zalimce bastıran iran rejiminin dümen suyundan gitmiş oluyorlar.
iran rejiminin de, arap ülkelerinin de tek bir ortak amacı var: arap ayaklanmalarının devrimci duruşunu ve iran'da en bariz şekilde yeşil hareket sırasında kendini gösteren sivil özgürlüklere ilişkin kitlesel talebi başka yöne çekip yoldan çıkarmak.
o abartılan "iran-arap" milliyetçiliği ya da "şii-sünni" mezhepçiliği bir düzmece. bunlar, hem arap ülkeleri hem de iran'daki rejimleri, kendi ortak düşmanlarından, yani halkın demokratik iradesinden korumaya yönelik, hain bir oyalama taktiği.
iran, arap rejimlerinin bu amaca ulaşmasında bir düşman değil, adeta en samimi, en sıcak dostu, hatta ideal modeli, ilham kaynağı konumunda.
hamid dabaşi, new york'taki columbia üniversitesi'ne bağlı hagop kevorkian kürsüsü'nde iran çalışmaları ve karşılaştırmalı edebiyat alanında öğretim üyeliği yapmaktadır. dabaşi, the fox and the paradox: iran, the green movement and the usa (tilki ve paradoks: iran, yeşil hareketi ve abd) isimli kitabın da yazarıdır.
twitter'dan takip edin: @hamiddabashi
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar