Görüş
İran ipleri elinden kaçırıyor mu?
Yemen, Suriye ve Irak'ta Tahran'ın aleyhine gelişmeler söz konusu. Ancak İran’ın Araplara yönelik mezhepçi projesinin tam bir yenilgi dönemine girdiği düşünülmemelidir. Devrimcilerin Suriye'deki ilerleyişi, Moskova ve Tahran’ın aktif şekilde çalışacağı yeni bir hamleye maruz kalabilir.

iran’ın, husileri suudi arabistan sınırındaki necran kentine saldırmaya yöneltmesi ve özellikle sivil hedefleri bombalatarak riyad'la kara savaşını tırmandırma kararı alması, farklı eğilimlerden gözlemcilerin de hemfikir olduğu üzere yemen’deki savaşı yeni bir evreye soktu. bu evre, suudi arabistan ve arap koalisyonu güçlerinin yaklaşımında ve husilerin kenti, iran nüfuzunun merkezi sada’yı hava operasyonlarının stratejik hedefi olarak görmesinde kendini açıkça belli ediyor.
husilerin gerilimi artıran son adımı, yemen’de daha fazla can kaybına yol açacaktır. hiçbir arap, taraflardan tek bir sivilin ölmesine sevinmez ancak amerikalılarla doğrudan ortaklık kurarak bölgede 1,5 milyon iraklının hayatına mal olan iran müdahalesi, kendi projesini yaymak veya muhafaza etme yolunda bu kayıpları önemsememektedir.
sahadaki eksenlerden ve stratejik derinlik süreçlerinden bahsetmeden önce bölgenin gelişen konumunu ve iran projesiyle ilişkilerini sunmamız oldukça önemli olacaktır. iran projesi, tahran’ın gerginliği artırması, husileri ve eski cumhurbaşkanı ali abdullah salih’i son ana kadar savaş meydanına sevk etmesi olarak açıklanmaktadır. oysa iran, husiler ve salih güçlerinin şehirlerden çekilmesini ve anayasal meşru yönetim altında siyasi diyaloga dönülmesini kabul edebilirdi. yemen'deki meşru yönetim bir sembol olarak kaldı; bu yönetim abd rabbuh mansur hadi tarafından çokça zayıflatılsa da ulusal geçiş projesinin inşasında kullanılabilir.
bu bölgesel konum iran’ın bölgedeki projesiyle irtibatlıdır. suriye muhalefetinin humus’u kaybetmesinden ve rejim güçlerinin ilerlemesinden itibaren iran, suriye cephesinde bugün yaşandığı gibi bir askerî gerileme yaşamadı. zira devrimcilerin ilerleyişi suriye’de birçok cephede sürüyor ve bu ilerleyiş daha önce hiç görülmemiş şekilde rejim askerinin moral olarak çöküşüyle ve kan kaybıyla eş zamanlı gerçekleşiyor. devrimcilerin sahil bölgesine kadar gelmesi ve uzun süredir çatışmalardan uzak kalan güvenlik kalesini (lazkiye) tehdit etmeleri sonrası büyük bir moral çöküşü yaşanıyor.
buna paralel olarak iran, lübnan’daki örgütü hizbullah'ı kalemun savaşına soktu ve rejimi kurtarmaya kanalize etti. görüldüğü üzere bu örgüt büyük riskler içiren bir iran kartıdır. örgüt lübnan’da hem iran projesini hem de kendi siyasi itibarını kurtarmak için seferber oldu. bunun sonucunda tahran’ın savaşları için yıpratıldığından fatura kabardı. örgütün suriye halkına karşı verdiği savaşta öldürülen üyelerinin cenazeleri beyrut’un güneyindeki dahiye bölgesine benzeri görüşmemiş şekilde akın akın gelmeye başladı.
iran projesindeki bu büyük denge kaybı, irak sahasını da kapsadı. mezhepçi şii haşdi şabi (halk topluluğu) güçleri ve çeşitli milisler, irak’ın sünni bağımsız kentleri karşısında yenildi. haşdi şabi güçleri işid’e zorunlu olarak katılan aşiret güçlerini yenmekte aciz kalmaları sonrası sünni bölgelerde katliamlarını artırmaya başladılar. aşiret güçleri ibadi hükümetinin siyasi skandalları, iran milisleri ve abd’nin iran’a desteğinden dolayı böyle bir çareye başvurdu. ayrıca araplar da bu sünni aşiretleri yalnız bırakmıştı. yoksa ortada işid ile bu aşiretler arasında fikri veya stratejik bir uyum bulunmamaktadır.
işid için henüz sahada görülmeyen bir gelişme söz konusu. bu gelişme, örgütün suriye’den muhtemel çekilişine ve irak kalesine dönüşüne işaret ediyor. bu da işid’in 2013 başlarında ve sonrasında yaşandığı gibi suriye devrimine karşı kullanılma ihtimalini azaltıyor, devrimcilerin çoğunluğunu temsil eden fetih ordusu ittifakının işini kolaylaştırıyor. bu ittifak özgür suriye ordusu gruplarına tekrar nüfuz alanları kazandırdı, ılımlı islami gruplarla birleşti ve suriye devrimcileri için bu büyük ilerleyişi gerçekleştirdi.
henüz yenilgi dönemi başlamadı
iran'ın suriye sahasında gerilemesiyle ilgili haberlerin doğruluğu ve kürt mahabad kentindeki yeni krizle birlikte erken ümide kapılmamalı, iran’ın araplara yönelik savaş ve mezhepçi projesinin tam bir yenilgi dönemine girdiği düşünülmemelidir. zira suriye sahasındaki ilerleyiş, moskova ve tahran’ın aktif şekilde çalışacağı yeni bir hamleye maruz kalabilir. ayrıca iran'ın bu cephelerde gerilemesi, tahran için hassas bir zamanda gerçekleşti. şöyle ki iran, batı'yla yaptığı denge anlaşmaları ve yeniden bölgenin jandarması olmak için sürdürdüğü önemli ve uzun görüşmelerin meyvelerini almaya başlıyordu. batı iran’la mücadele edemeyeceğini anlamış ve bu yeni müttefikle aktif bir ilişki kurmuştu.
ayrıca iran’ın suriye’de ve irak’ta kazanmasına umut bağlayan ve bugün iran’ı yemen’de desteklemek için harekete geçen moskova ile ittifak, tahran’a batı ile müzakerelerinde ve arap bölgesinde yeniden konumlanması noktasında önemli aktif bir kalkan oluşturdu. mısır, iran’ın suriye’deki projesini destekleyen bir sponsor olarak sahaya girdi. bu proje suriye muhalefetinin geçmişteki büyük askerî kaybını, esed döneminin ve iran projesinin uluslararası alanda kabul edilmesini hedefliyordu.
iran projesi suudi arabistan’ın geçen haftaki körfez istişare zirvesinde geri çekildiğini açıklamasıyla büyük bir darbe aldı. riyad, muhalefeti birleştirmek ve esed sonrası için bir geçici yönetim seçmek için gelecek aylarda bir konferans yapma kararı aldı. bu da moskova’nın projesinin önünü kesebilir ve muhalefet için önemli siyasi bir dönüşüm oluşturabilir. tabii bu siyasi dönüşüm suriyeli muhaliflerin fetih ordusu projesini geliştirmekte ve süreci disipline etmekte başarılı olması, kendisini destekleyen körfez ekseni ve türkiye’den nitelikli askerî destek almasıyla gerçekleşir.
buna karşın riyad ve körfez ülkelerinin ibadi hükümetinin hayata geçirdiği washington ve tahran planından (resmen ilan edilmese de) pratik olarak çekilmesi kaçınılmaz oldu. bu ülkeler işid’le ve eylemleriyle bağımsız bölgesel çerçevede mücadele edebilirler ve yukarındaki plandan çekilmeleri müslüman doğu için alternatif bölgesel eksen oluşturulması bağlamında önemli bir hazırlık oluşturacaktır. tüm bu gelişmeler iran’ın oyunun kurallarını belirleme gücünü kaybetmesine yol açacak, körfez bölgesi de dahil tüm tecavüzlerini sona erdirecektir. yeni oyunun kuralları araplar ve müslüman doğu lehine dönmeye başlayabilir.
tüm bunlar gerçekleşmesi iran’ın yemen’de yenilgiye uğramasına ve savaşın maliyetinin azalmasına destek olacaktır. bu da ülkenin kuzeyindeki aşiret ittifaklarının askerî ve siyasi operasyon odasının yeniden organize edilmesine kapı açacaktır. iran karşıtı isimler (özellikle de ali muhsin el ahmer) bu ittifakları sahada yönetebilirler.
buna paralel olarak güneydeki halk direnişi desteklenebilir ve ortak siyasi projeleri savaş sonrası için koordine edilebilir. böylelikle güneyin yeni yemen’in inşasında yer alma hakkı sağlanmış olur. yeni yemen’in ekonomik alanda hiç tereddütsüz desteklenmesi gerekmektedir. ayrıca salih’in hırsızlıklarının tekerrür etmeyeceği halk desteğine sahip araçlarla bu destek verilmelidir. salih, yemen’den 60 milyar dolar çaldı.
dolayısıyla yemen’de olası askerî çözüm, ülkedeki tarihi ve sosyal yapıları oluşturan güçlerin uzlaşması üzerinden yürütülecek siyasi kurtuluş süreciyle eş zamanlı gerçekleşir. bu güçlerin iran’la mücadele noktasına getirilmesi mümkün. tüm bu gelişmeler devrime, yeni ve mutlu bir yemen arzulayan herkese düşünce, kalem ve kalkınma söylemine dönüş imkânı sağlayacaktır. bu sonuç salih’in körfez desteğiyle kuşatma altına aldığı ve tahran’ın yerle bir ettiği yemen devriminin talepleri için yeterince tatmin edici olmayacaktır ancak silahların ateşiyle değil, kalemin ışığıyla umudun dönüşüne kapı açacaktır.
mühenna hubeyl, körfez bölgesi ve bölgesel çekişmeler üzerine makaleler kaleme alıyor; irak, filistin ve afganistan'da islami direnişin yükselişiyle ilgili sunum ve analizleri bulunuyor. suudi arabistan'da milliyetçi ve islamcı aktivistlerle birlikte islami anayasa reformu sözleşmesine katıldı. arap ülkelerinin gelişimi ve bağımsızlığını teminat altına alacak islami anayasa hukuku kanalıyla reform çağrılarında bulundu.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar