Görüş
IŞİD, CIA, Mossad, Kudüs Gücü ve diğerleri
Ortadoğu'da işlerin iki yıl içinde tuhaf ama olağanüstü biçimde tersine dönüşü birçok kişiyi IŞİD'in etrafındaki gizemi sorgulamaya yöneltti.

dört yıl önce arap baharı çiçek açtığında, son on yıldır ortadoğu'yu şekillendiren abd, iran, suudi arabistan ve el kaide geri çekilmek zorunda kaldı.
amerikan başkanı barack obama 2011-2013 yılları arasında geri planda durup sadece bölgedeki önemli değişikliklere tepki verdi. obama yönetimi için sorun ortaya çıkan olumlu değişim değil, olaylar üzerindeki kontrolü kaybetmeleriydi.
iran'da 2009'daki yeşil hareket'i bastıran ayetullahlar, diktatörler ve otokrasiye karşı olan arap devrimiyle birlikte daha da yalnızlaştılar.
riyad, ezeli düşmanı müslüman kardeşler güç kazanınca, hüsnü mübarek gibi bölgedeki en önemli müttefiklerini kaybetti.
el kaide ve bağlı gruplar gözden düştü ve soyutlandılar. hatta birçok gözlemciye göre sonları geldi.
hatta işgalci israil rejimi insan haklarını ihlal eden eski düzenin bir parçası olarak açığa çıkarken, bölgedeki "tek demokrasi" olduğu iddiası (ki, bu bir uydurma) etkisini kaybetti.
işid ve tersine dönen süreç
ancak iki yıl sonra, mısır, suriye, irak, yemen, libya ve diğer ülkelerde devrim karşıtı güçler (eski arap dünyasının karanlık güçleri) organize olmaya başlayıp, özgürlük ve adalet isteyen yeni kuşağa saldırıya geçince mevsim değişmeye başladı.
washington, tahran, tel aviv ve el kaide ortaya çıkan kaosu kendi ajandalarını yürütmek için kullandılar.
bir yıl sonra da bu güçler yeniden devreye girip, yeni ortaya çıkan irak şam islam devleti (işid) tehlikesini bahane ederek bölgeye bir kez daha hâkim olmaya başladılar.
bu sırada işid ya da daiş ismi her neyse, bölgesel ve hatta küresel bir tehdit olmak için el kaide'den koptu.
örgütün pornografik düzeydeki barbarlığı bölgedeki el kaide taraftarları için irak ve suriye topraklarında halifelik kurmaya hazır yeni ve daha kanlı bir bayrak açtı.
bu süreçte işid'in yükselmesi amerika ve iran'ın büyük ortadoğu'daki müdahaleci tavrına yeni bir ivme kazandırdı.
hava saldırıları, işgal ve savaşın yeni bahanesi olarak el kaide'nin yerini işid aldı.
işid sayesinde, arap baharı'nın asıl kaybedenleri yeni egemenlere dönüştü.
işid bölgesel savaş kışkırtıcılarının her türlü vahşeti için de bir gerekçe oldu.
suriye, irak ve mısır'daki rejimler geniş kapsamlı baskı ve cinayetlerini açıklamak için terör tehdidini kullandı. uluslararası hukuk bir köşeye çekilirken, intikam saldırıları ortadoğu'nun yeni gerçeği oldu.
arap olmayan güçler stratejilerini ve ilişkileri yeniden şekillendirmek ve haritaları yeniden çizmek için işid'i kullandılar. new york times'ın dediği gibi:
"abd ve iran'ın ikisi de işid'e saldırıyor ama müttefik gibi görünmemeye çalışıyorlar."
aynı şekilde israil de tüm dünyadaki işid korkusunu gazze şeridi'ne saldırmak, daha fazla filistin toprağı edinmek ve filistinlilerin temel haklarını yok saymak için kullandı. üstelik washington'a sırt çevirmesine rağmen hiçbir tepkiyle karşılaşmadı.
olayların tuhaf ama olağanüstü biçimde tersine dönüşü birçok kişiyi işid'in etrafındaki gizemi sorgulamaya yöneltti. işid'in arkasında kim var? amaçları ne? işid'den ve onu desteklemekten faydalanıyorlar mı?
işid'in arkasında görünmez eller mi var?
iran'ın ilk kadın cumhurbaşkanı yardımcısı masume ebtekar, abd ve onun merkezî istihbarat teşkilatı cia'i işid'i ortaya çıkaran güç olmakla suçladı. iran'ın eski istihbarat bakanı haydar müslihi daha da ileri giderek işid'i cia ile birlikte israil ve ingiltere'nin gizli servisleri mossad ve mi6'in kurduğunu söyledi.
sudan cumhurbaşkanı ömer el beşir de bu görüşü destekledi. beşir bu hafta euronews'e yaptığı açıklamada cia ve mossad'ın boko haram ve işid'in arkasında olduğunu söyledi ve "bu tür vahşetleri bir müslüman işleyemez" dedi. (beşir ayrıca uluslararası ceza mahkemesi'nin savaş suçu, insanlık suçu ve soykırım suçlarından hakkında 2013 yılında verdiği tutuklama kararıyla ilgili de abd ve israil'i suçladı.)
fidel castro da aynı fikirde. castro işid'in arkasında israil ve bazı amerikan unsurlarının olduğunu düşünüyor.
bazıları ise iran'ın sorumlu olduğunu düşünüyor. suriye ulusal koalisyonu eski başkanı ahmet carba, işid'in yükselişinin arkasında iran'ın olduğu noktasında ısrarcı.
bir gözlemci "işid'in arkasında iran devrim muhafızları'na bağlı kudüs gücü olabilir mi?" diye soruyor.
bazıları ise suudi arabistan'ın işid'in arkasında durduğunu söylüyor. nuri el maliki geçen yaz hâlâ irak başbakanı iken verdiği bir demeçte suudilerin işid'i desteklediğini ve soykırım işlediklerini iddia etti.
emekli amerikalı general wesley clark durumu sürmekte olan stratejik bir çatışmanın parçası olarak görüyor: "müttefiklerimiz hizbullah'ı yok etmek için işid'i destekliyor."
clark'a göre sorun tek başına radikal islam değil. radikal islam stratejik amaçlarla kullanılıyor. örneğin clark, "abd, afganistan'da sovyetlere karşı savaşırken radikal islam'ı kullandı. suudilere para koymaları için yalvardık. onlar da koydular" diyor.
deneyimli gazeteci ve "cihat'ın dönüşü: işid ve yeni sünni ayaklanması" [the jihadis return: isis and the new sunni uprising] kitabının yazarı patrick cockburn suudi arabistan'ın kuzey irak'ı kontrolüne alması için işid'e yardım ettiğini iddia ediyor. cockburn iddiasına suudi planının on yıl öncesine dayandığını söyleyen ingiliz istihbarat kaynaklarını referans gösteriyor.
"düşmanımın düşmanı dostum mudur?" ya da ortadaki şüpheciliğin düzeyine bağlı olarak hem dostum, hem düşmanım olabilir mi?
işid'in vahşiliğine vurgu yapanlar açıkça bu vahşetten en çok nemalananlar gibi görünüyor.
komplo mu sonuç mu?
işid'in yükselişi ve yayılmasından kimin sorumlu olduğuna dair iddiaların çoğu ya ideolojik ye da tamamen spekülasyon.
başlıca şüphelilerden herhangi birinin işid gibi bir örgütü nasıl bir araya getirebildiği belirsiz. para, örgütün faaliyetlerini açıklamak için yeterli bir neden değil.
işid şüphelilere hizmet etse de, şüphelilerin her hamlesine bahane oluştursa da bu, şüphelilerin hiçbirinin işid'in yükselişinin arkasında olduğunu kanıtlamıyor.
kısacası, işid'in faaliyetlerinden faydalanmak, işid'in yaratıcısı olmak anlamına gelmiyor. sorulması gereken soru işid'in yükselişinin ve yayılmasının ardında kim olduğu değil, yükselişine neyin sebep olduğu ve uluslararası koalisyonun bombalama ve baskılarına karşı ayakta durmasına neyin yardımcı olduğudur.
birkaç gün önce değindiğim gibi, obama işid'in yükselişi için kendi açıklamasını yaptı: diktatörlük, mezhepçilik, arap ve müslümanların yabancılaştırılması ve marjinalleştirilmesi.
afganistan ve suriye özel temsilcisi olarak da görev yapan ve washington çevrelerine yakınlığıyla bilinen deneyimli bm diplomatı lahdar brahimi bu hafta yaptığı açıklamada şunları söyledi: "işid'in ortaya çıkışının asıl nedeninin irak'ın amerika önderliğindeki işgali olduğuna hiç şüphe yok. irak savaşı'nı haklı göstermek mümkün değil ve şu an çektiğimiz, bu savaşın sonucu."
hemen belirteyim, brahimi daha sonra sözlerine şöyle açıklık getirdi: "işid'i abd'nin kurduğunu kastetmedim. ama işgal sonrası koşullar el kaide'nin irak'a girmesine ve işid'in güç kazanmasına yol açtı."
özetleyecek olursak, suçlanması gerekenler belli: amerikan'ın irak'ı işgali, iran'ın irak ve suriye'deki istikrarsızlığı kötüye kullanması, beşşar esed gibi diktatörlerin acımasızlığı ve ardından gelen mezhepsel güvensizlikler.
ama bu kadarla sınırlı değil...
marwan bishara, al jazeera'nin baş siyaset uzmanı. 'the invisible arab: the promise and peril of the arab revolutions' (2012), 'palestine/israel: peace or apartheid: occupation, terrorism and the future' (2003) ve 'palestine/israel: peace or apartheid: prospects for resolving the conflict' (2001) kitaplarının yazarı.
twitter'dan takip edin: @marwanbishara
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar