Görüş

MHP beyannamesi: Vaatler ve gerçekler

MHP sadece sorunları dile getirmekle kalmamalı. Yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik gibi temel konuların üstesinden gelebilecek bilgi ve kabiliyet donanımına sahip olduğunu da göstermeli.

Recai Coşkun'a göre beyannamenin geç açıklanması MHP teşkilatlarının işini zorlaştırdı. [Fotoğraf: Zahidin Köşüş/ Al Jazeera Turk]

mhp, seçim beyannamesini gecikmeli olarak açıkladı. önümüzdeki birkaç gün, bunun parti teşkilatlarında ve kamuoyunda nasıl karşılık bulduğunu gösterecek. beyannamenin bazı önemli boyutlarını burada tartışmakta yarar var.

öncelikle belirtmek gerekir ki siyasi parti programları “kaynaklar” sorunu ile maluldür. bu nedenle hiçbir siyasi parti istediklerinin tamamını gerçekleştiremez. öyleyse, siyasi partileri birbirlerinden ayıran özellikler nelerdir? birincisi toplumsal öncelikleri, ikincisi ise yönetme becerileri. eğer söz konusu olan sadece vaat etmek olsaydı, bu durumda en uç vaatleri yapanların daha çok tercih edilmeleri gerekirdi. vaatle, inandırma, ikna etme arasında hassas bir sınır vardır. bu sınırı oluşturamayan, vaat-ikna ilişkisini kuramayan beyannameler seçim gürültüsü arasında kaybolup gider.

mhp beyannamesindeki taktik ve denge

beyannamenin birinci vurgusu türkiye’de milliyetçiliğin temsilcisinin mhp olduğudur. akp’nin ve cumhurbaşkanının son dönemlerde milliyetçi tonu yüksek ifadelerine karşın, uygulama ve tavırlarındaki çelişkiler bu noktada mhp’nin elini güçlendirmektedir. 

by Recai Coşkun

beyannameyi zamanlama ve içerik dengesi açısından değerlendirirsek ortaya şöyle bir görünüm çıkıyor. zamanlama açısından, beyannamenin bu denli geç açıklanmasını iyi bir kampanya taktiği olarak görmek mümkün değil. zira bu denli gecikme parti teşkilatlarının işini oldukça zorlaştırdı. bir yandan vaatlerden yorulmuş bir kamuoyu, diğer yandan seçime neredeyse bir ay kalması teşkilatların bu vaatleri özümseyip seçmene aktarmasını neredeyse imkansız kılıyor. bu durumda teşkilatlar seçim çalışmalarında mhp’nin beyannamesinden çok genel siyasi tavrını anlatacaklardır. bu da beyannamenin katkısının sınırlı olacağı anlamına gelmektedir.  

beyanname içerik bakımından oldukça dengeli gözükmektedir. beyannamenin birinci vurgusu türkiye’de milliyetçiliğin temsilcisinin mhp olduğudur. akp’nin ve cumhurbaşkanının son dönemlerde milliyetçi tonu yüksek ifadelerine karşın, uygulama ve tavırlarındaki çelişkiler bu noktada mhp’nin elini güçlendirmektedir. chp de özellikle açılım-terör konularındaki tereddütlü ve tutarsız tavrı nedeniyle tabanının atatürkçü-ulusalcı kısmı için mhp’yi bir seçeneğe dönüştürmektedir.

mhp'nin bölücü terör konusundaki tavrı gayet net: açılım sürecine derhal son verilecek; sürecin tarafları yargıya sevk edilecek; asker kışlasından çıkarak terörle etkin mücadele başlatılacak. eğitim dili türkçe olacak. bu noktalarda mhp, tabanının beklediği tavrı sergilemektedir. ancak toplumun diğer kesimleri ve kararsızlar için de bu konuda daha ayrıntılı ve ikna edici politikalar üretmek gerekiyor.

mhp’nin cemevlerini inanç ve kültürümüzün bir değeri olarak kabul etmesi ve devlet yardımı almaları, diyanette temsil edilmeleri gibi konularda açık destek vermesi oldukça önemlidir. mhp, türk kültürü ve değerlerinin önemli taşıyıcılarından olan alevi kesimi daha kucaklayıcı siyasetler üretip, aradaki psikolojik mesafeyi kaldıracak adımlar atmaya devam etmelidir. bu toplumsal bütünleşme adına gereklidir. bir seçim meselesinin çok daha ötesinde anlamlıdır.

ekonomik vaatler ve gerçekçilik

1980’lerde ve 1990’larda uçuk seçim vaatleri daha fazla karşılık buluyordu. çillerin “iki anahtar” vaadi hala hafızalarda tazeliğini koruyor. ancak şimdilerde çok şey değişti. toplumsal bilinçlenme arttı. insanların bilgilenme kanalları zenginleşti. vaatlerin gerçekliği ve gerçekleştirilebilirliği sorgulanır oldu. ekonominin işleyiş mantığı biliniyor artık. kamu kaynaklarının toplumun bir kesimine hesapsızca aktarılması durumunda, diğer kesimler tavır koymayı öğreniyor. akp’nin uçuk “kanal istanbul” projesi bir heyecan dalgası oluşturmadı örneğin. daha öncelikli ve gerçekleştirilebilir olan ulaşım ve sağlık hizmetleri toplumda daha fazla karşılık buldu. şimdilerde bütün siyasi partiler benzeri vaatler üzerinden gidiyorlar. bunların birbiriyle çelişir yanları açıkça ortada. hem istihdam artırılacak hem de asgari ücret. hem asgari ücret aşırı şekilde artacak hem yüksek büyüme gerçekleştirilecek. bunlar sadece “kaynak nerede” şeklinde değil, birbiriyle çelişen ekonomik politikalar olarak da eleştiriye açık vaatler. günümüzde yerli ve yabancı yatırımcılar için uluslararası seçenekler bu denli çok iken ülkenin yatırım ikliminin nasıl geliştirilebileceği daha önemle vurgulanması gereken bir husus.

ekonomik gerçekçilik elbette “sosyal devlet” kavramını önemsememek anlamına gelmiyor. ülkemizde ingiltere, fransa, italya, hatta japonya’dan daha fazla dolar milyarderi var. gelir dağılımı önemli bir sorun. sadece kısıtlı kaynaklar ve kamu yardımlarıyla bu sorunun üstesinden gelmek mümkün değil. insanların ekonomik sürece dahil olmalarını teşvik etmek gerekiyor. atıl kaynakları, üretim potansiyellerini harekete geçirmek gerekiyor. mhp bu konulara doğru şekilde “üretim” ekonomisi sorunu olarak bakıyor. ancak daha ayrıntılandırılmış ifadelere gerek var.

kamuoyu yoklamaları, hem akp’li hem de chp’li seçmenler için mhp’nin “ikinci seçenek” olduğunu ifade etmektedir. mhp’li yöneticiler bunu olumlu bir gösterge olarak düşünüyorlar. oysa ikinci seçenek olmak bir politika değildir. 

by Recai Coşkun

akp iktidarı ekonomik refahla eğitim arasındaki ilişkiyi göremedi. berbat bir eğitim politikası izlediler. eğitimi sınıf ve bina yapmaktan, her ile bir üniversite açmak gibi popülist bir yaklaşımdan ibaret gördüler. bunun ekonomiye yansıması çok olumsuz oldu. iyi bir beyin gücü, mühendislik havuzu oluşturamadık. katma değeri düşük bir ekonomi oluştu. ihracat artıyor ama bu, refah artışı anlamına gelmiyor. geleneksel sektörlere dayalı bir ekonominin uluslararası rekabette dayanma gücü kısıtlıdır, fiyat üzerinden rekabetin de sınırları belli. bir patinaj dönemine girdi türkiye ekonomisi. 1990’ların sonunda ulaştığı “dünyanın 17. büyük ekonomisi” sınırlarında bugün hala. 2023 yılı hedefi olarak konulan “10. büyük ekonomi” iddiasından çok uzaktayız. artık hiçbir parti de “10. büyük ekonomi” cümlesini yüksek tondan dillendiremiyor. mhp esas bunlar üzerinden siyaset geliştirmek durumunda. bir seçim beyannamesinin sınırları elbette bellidir. ancak “her şeyden biraz” yerine en temel önceliklerin vurgulandığı ve bunun nasıl yapılacağına dair ipuçlarının verildiği bir beyanname daha yararlı olurdu.

mhp israf ve yolsuzluk ekonomisi gerçeğini beyannamede yeterince dile getirmektedir. türkiye bu konuda kötü bir üne sahip. artık belli göstergeler itibariyle demokratik olmayan ülkelerin de gerisine düştü ülke. burada mhp sadece sorunları dile getirmekle kalmamalı. yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik gibi temel konuların üstesinden gelebilecek bilgi ve kabiliyet donanımına sahip olduğunu da göstermeli. diğer partiler dönemsel başarılar adına “algı” üzerinden siyaset yürütebilirler. mhp kendine yüklediği misyon açısından farklı bir partidir. milli kaygılarını siyasi kaygılarına önceleyen bir partidir. böylesi bir partinin siyasi, toplumsal ve ekonomik duruşunda bu farklılık göze çarpmalıdır.

ve bir de “ortada kalakalmak” meselesi…         

mhp sadece temel siyasi iddiaları bakımından % 13-17 bandında bir oy alabilmektedir. bu, türk milletinin mhp’yi asla gözden çıkaramadığını göstermektedir. siyasi partiler mezarlığına dönen türkiye’de varlığını sürdürme konusunda mhp başarılı bir partidir. lakin bu yeterli değildir. mhp’nin iktidarı gerçekten istediğine, türkiye’yi bugün olduğundan çok daha iyi yönetebileceğine kamuoyunu inandırması gerekir. lakin öncelikli olarak teşkilatlarında bu heyecanı sağlaması gerekir. teşkilatlarında iktidar heyecanı olmayan bir partinin bu heyecanı kitlelere aktarması imkansızdır.

mhp “ikinci seçenek” olmayı yeterli görmemelidir. kamuoyu yoklamaları, hem akp’li hem de chp’li seçmenler için mhp’nin “ikinci seçenek” olduğunu ifade etmektedir. mhp’li yöneticiler bunu olumlu bir gösterge olarak düşünüyorlar. oysa ikinci seçenek olmak bir politika değildir. bu bir anlamıyla “ilke olarak iyisin ama iktidar için yeterli değilsin; siyasette ol ama iktidara gelme” anlamına gelmez mi? siyasi pozisyon alma bakımından tereddüde denk düşmez mi? mhp’nin yüklenmesi gereken nokta işte tam da burasıdır: toplumun kendisini iktidar görmek adına yaşadığı tereddüdün nedenlerini tespit etmek ve bu noktalardan ikna edici tavır ve söylem geliştirmek. tek başına söylem yeterli değildir. daha katılımcı, canlı, koordineli bir teşkilat yapılanması sonrası bir büyük yürüyüş… mhp’nin iktidar yolu buradan geçiyor.

prof. dr. recai coşkun, sakarya üniversitesi işletme bölümü öğretim üyesi. 1988 yılında istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'nden mezun oldu. ingiltere'deki warwick üniversitesi'nde yüksek lisans, leicester üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. 'uluslararası balkanlarda sosyal bilimler kongresi' ve 'uluslararası türk dünyası sosyal bilimler kongresi' kurucu ve düzenleyicisi olan coşkun, aynı zamanda "düşünce dünyasında türkiz siyaset ve kültür dergisi"nin editörlüğünü yürütüyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Recai Coşkun

1988 yılında istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'nden mezun oldu. ingiltere'deki warwick üniversitesi'nde yüksek lisans, leicester üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. 1997 yılından beri sakarya üniversitesi işletme bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;