Görüş

Reform düşüncesi nereye gidiyor?

İslam'da reform, tepeden inme ve yabancı ülkelerin dayatmasıyla başarıya ulaşamadı ve ulaşamaz.

Ganuşi, Tunus seçimlerinden sonra En Nahda zaferini kutluyor.
Arap Baharı'nın ardından belki de ilk kez, Müslüman ülkelerde reform çalışmaları tabandan bu denli güçlü bir istekle geliyor. [Reuters]

islami çevrelerde, islam’ın reforma/ıslaha elverişlilik boyutu etrafında yapılan konuşmalar, hristiyan toplumların 15 ve 16. yüzyıllardan itibaren girdiği dini reformlara benzer şekilde, bir asırdan fazla bir süre önce başlamıştı.

bu reformlar hristiyan toplumları demokratik dönüşümlere götürmüş ve otokratik yönetimden halk yönetimine taşımıştı. modernlikle etkileşim içine girildi; akıllar ve toplumlar dini kurumların yönetiminden kurtuldular. bu durum max weber’e, ‘protestan dini reformun dünyevi kazanç ve başarının değerlerine önem vermesi sebebiyle batı’daki modernliğin ve kapitalizmin temelini attığı’ iddiasında bulunma imkanı verdi. weber’in iddiası geleneksel dini yorumlarca şiddetle reddedilmektedir. 

islam dünyasında ‘islam’ın reformu’ çağrıları, sömürgecilik dönemindeki işgallerle birlikte hristiyanlıktaki benzer reform çağrılarından etkilendi. bu yüzden bu çağrıların islam alimleri tarafından reddedilmesi gayet doğaldı. yalnız fıkhi geçmişe ve miras kalan sistemlere tutunan, her yeni şeyden korkan muhafazakar akım dışında, (islami çevrelerin genelinde) ortada geri kalmışlığın çözüm yolu olarak reform, gelişme ve yenilenmenin gerekliliği konusunda artan bir oybirliği var. bu geri kalmışlık müslümanları asırlardır bozdu, zayıflattı, başka milletlere yenilmelerine yol açtı. bu durum (muhammed ikbal’in çağrısını yaptığı üzere) islam’da düşüncenin yenilenmesini, müslümanların hayatındaki her yenilik ve gelişmenin kaçınılmaz şartı olarak öngörmektedir.

bu bağlamda (en az iki asırdan beridir) reformcuların söylemlerinde hz. peygamber’in meşhur hadisi aşinalık kazandı. hz. peygamber bu hadiste ‘allah her yüzyılın başında bu ümmet için dinini yenileyecek birini (müceddid) gönderir’ müjdesini veriyor. hadisin klasik yorumlarında ‘yenilikçiler’ büyük ilmi şahsiyetler olarak yorumlanırken, yusuf el karadavi gibi çağdaş düşünürler bu hadiste yenilikçiden kastın birey olduğu yorumunu aştılar, klasik yorumun bağlayıcı olmadığını ve reformist veya yenilikçinin birey, bir grup veya ekol olabileceğini ifade ettiler.

islam dini, dinlerin sonuncu olması itibariyle, ele aldığı konular bakımından sınırlı bir metne sahiptir. oysa hayatın gerçekleri, yeni bilimsel gelişmeler ve insanlığın sorunları sınırsızdır. islam alimleri içtihadın daimi uygulamasını bırakamazlar. böylelikle içtihat yoluyla kutsal metinlerin sağladığı esneklikten ve yenilenme özelliklerinden istifade edilerek sınırlı olan, sınırsız olanla kuşatılmış olur. bu yapılırken, islam’ın insanların çıkarlarını gözetme, adaleti, özgürlük ve eşitliği gerçekleştirme noktasındaki maksatları (amaçları) işletilir, her değişmez bilimsel gerçekten, faydalı beşeri deneyimden istifade edilir.

bu yöntem islam’ın ebediliğini, esneklik ve yenilenmesini muhafaza eder, donukluk içinde bozulmaktan sakındırır. uzun islam çağlarında yaşanan buydu. ayrıca bu yöntem mutlak görecelikten de korur. mutlak görecelik içinde batı aklı bozulmuştu. mutlak görecelik yakin olanın ve ahlakın bütün temellerini, iyilik ile kötülük arasındaki ayırımı ortadan kaldırmış ve bu durum ahlaki kaosa götürmüştü. ahlaki kaos, batı’daki birçok parlamentoya rahipler arasında dahi eşcinsel evlilikleri onaylaması imkanı vermişti. ayrıca bu göreceli felsefenin etkisiyle halkların kutsallıkları çiğnenmişti. islam dünyasının laikleri bu göreceli felsefeyi aldılar, reform ve yenilenmeden kaçış olmadığını vurgulayarak ‘reform ve gelişme’ gibi aldatıcı bir başlık altında müslümanlara taşıdılar. reform kendine saygı, dinin temellerine ve değişmez ilkelerine bağlılık içinde yapılırsa kabul görür. aksi takdirde bina tamamen yıkılır.

bu kaçınılmaz reformun pratik yöntemleri ise farklı şartların verdiği değişim fırsatları ve imkanlarına göre çeşitlilik arz etmektedir. müslümanların ve özellikle de arapların şartları genel tıkanıklık halini, sosyal, siyasi ve kültürel hareketliliğin donukluğunu gözler önüne serdi. bu durum bölgeyi demokratik kriterler açısından dünyada müstesna bir konuma koydu.

bölgede seçimler yapılıyor, ancak çoğu zaman seçimlere şaibe karıştırılıyor ve temel siyasi güçler seçimlerden uzaklaştırılıyor. bu da tıkanıklık havasını yaydı, hiçbir yarar getirmeyen ve hatta despotluğa imkan veren kör şiddete ve darbelere zemin hazırladı.

despot rejimler gölgesinde seçimlere katılım deneyimleri, reform ve değişime gidilmesi noktasında hiçbir fayda getirmedi. bu durum birçok bölge ülkesini halkçı patlamalara aday kıldı. halklar onur kırıcı sosyal şartlara veya filistin gibi ümmetin sorunlarını savunma yükümlülüğünden geri adım atılmasına tepki gösterdiler. bu ülkeler ümmetin sorunlarını desteklemek yerine ümmetin düşmanları ve işgalleriyle ilişkileri normalleştirme sürecine girdiler. acaba reform ve değişim cepheleri liderliğindeki halk ayaklanmaları, bu çıkmaz duvarda bir gedik açacak mı?

tunuslu siyasetçi, düşünür ve en nahda hareketi lideri olan yazarın ‘medeniyet yolumuz’, ‘batı ve biz’, ‘filistin sorunu yol ayırımında’, ‘kuran ile müslümanların gerçeği arasında kadın’ ve ‘islam devletinde yurttaşlık hakları’ gibi kitapları bulunuyor.

bu makalenin bir nüshası daha önce ed düstur gazetesinde yayımlandı.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Raşid El Gannuşi

tunuslu siyasetçi, düşünür ve en nahda hareketi lideri olan yazarın, 'medeniyet yolumuz', 'batı ve biz', 'filistin sorunu yol ayırımında', 'kuran ile müslümanların gerçeği arasında kadın' ve 'islam devletinde yurttaşlık hakları' gibi kitapları bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;