Görüş
Rövanş kolay oldu
Eurobasket, İspanya'nın şampiyonluğu, Pau Gasol'un da krallığıyla sona erdi. Spor spikeri Murat Murathanoğlu final maçını değerlendirdi. Türkiye için de "Oyuncu yetiştirme konusunda radikal kararlar alıp bunları uygulamazsak, önümüzdeki yıllar bizi üzebilecek takımlar sayısında çok ciddi artışlar olacaktır" diye yazdı.

2003 eurobasket finalinde litvanya, favori ispanya’yı sürpriz yaparak 93-84 yenmiş ve altın madalyayı almıştı. her ne kadar ispanya favori olsa da, litvanya’nın kadrosuna baktığımızda jasikevicius, macijauskas, siskauskas, songalia, stombergas, lavrinoviç ve zukauskas gibi avrupa basketbolunun o dönemki çok önemli isimleri vardı. ispanya pau gasol, juan carlos navarro, jose garbajosa, jose calderon ve alberto herreros gibi yıldızlarla favori olsa da, litvanya da çok güçlü ve şampiyonluk adayı bir takımdı.
2015 eurobasket’te 12 yıl sonra gelen rövanşta bu kez litvanya şampiyonluk adayları arasında bile yer almıyordu. ispanya ile birlikte ev sahibi fransa (bronz madalyayı aldı), sırbistan, yunanistan en büyük adaylar arasında gösterilirken litvanya’ya hiç kimse finale kalmak açısından bile hiç şans tanımıyordu. 2003 şampiyonasındaki takımın aksine bu takımın yıldızı diyebileceğimiz valanciunas ve yıldız olmasa da önemli maciulis vardı. ispanya’da marc gasol, juan carlos navarro, jose calderon, serge ibaka gibi önemli isimlerden yoksun olsa da, kağıt üstünde pau gasol, fernandez, llull, rodriguez, reyes, mirotic gibi çok önemli oyuncularla 2003'te olduğu gibi 2015’te de şampiyonanın en büyük bir iki favorisi olarak gösteriliyordu.
litvanya büyük iş başardı, takım olarak mücadele etmenin, görev bölümünün netliğinden ve inanılmaz bir direnç göstererek finale geldi. ancak sanki son mermilerini yarı finallerde sırbistan karşısında kullanmış gibi final maçında kontrolü bir türlü ele geçirip oyuna istedikleri gibi yön vermedi. kadro kalitesindeki fark kadar tecrübe de fark ediliyordu. ispanya ilk çeyrekte rakibini 9 sayıda tutarak maça ne kadar konsantre olduklarının mesajını verdi farkı kısa bir sürede çift hanelere çıkardı ve bir daha hiç arkasına bakmadı. litvanya o kadar ezik kaldı ki, maç boyunca üstün olduğu tek istatistik ribaunt üstünlüğüydü (41-36).
'gasol avrupa şampiyonası'na unutulmaz bir şekilde veda etti'
ispanya’yı turnuva boyunca pau gasol sırtladı ve fazlasıyla hak ettiği mvp ödülünü aldı. gasol tüm şampiyonayı farklı bir boyutta oynadı. 35 yaşındaki yıldız bu performansın ardından karar değiştirmezse, kendisi için son avrupa şampiyonası'nda unutulmaz bir performans ile veda etti. ispanya tüm yıldız oyuncularına rağmen şampiyona boyunca gasol’un sırtına bindi ve altına ulaştı. oynadığı 9 maçın 7’sinde en az 21 sayı attı, 4 double-double yaptı, 3 maçta en az 30 sayı attı ve en önemli fransa maçında ise başka bir dünyadan gelmiş bir oyuncu gibi 40 sayı, 11 ribaunt ve 3 blokla avrupa tarihinin en unutulmaz performanslarından birisini sergiledi.
burada bir şeye değinmek istiyorum; ispanya son 4 avrupa şampiyonası'nda 3 kez altın kazandı. gasol’un başını çektiği altın 1980 jenerasyonundan 1 dünya, 3 avrupa şampiyonluğu, 2 olimpiyat gümüş, 2 avrupa gümüş ve 2 de avrupa bronz madalyaları kazandılar. bu toplam 10 madalya eder. ancak son yıllarda 2011 avrupa şampiyonluğu dışında altın madalyayı, 2010 dünya 6.lığı ile başlayarak alamıyorlardı. üstelik son birkaç şampiyona onların beklentilerinin çok altında kaldı ve 2013 avrupa şampiyonası bronz madalya, 2014 dünya şampiyonasında ise hayal kırıklığı yaratan dünya beşinciliği elde edildi.
'avrupa basketbolunun kralı' unvanları ciddi bir şekilde tehdit altındaydı. ispanyollar da bunun farkındaydı ve coach arayışları başlamıştı. juan antonio orenga denemesi 2 yıl sürdü ve tekrar sergio scariolo’ya dönüldü. bence sıkıntıların başında marc gasol’un 2011-2012 sezonuyla birlikte nba’in elit uzunları arasına girmesi takım içi hiyerarşiyi bozdu. “wonderboy” ricky rubio’nun nba’de çıkışı ve fernandez, navarro, rodriguez ve victor claver gibi oyuncular avrupa’ya geri dönerken jose calderon’un nba devamlılığı zaten zor bir iş olan takım içi hiyerarşiyi oluşturmayı iyice zorlaştırdı. ispanya’da o kadar çok kaliteli oyuncu vardı ki hepsini memnun etmek ve eldeki işe kendilerini tamamen vermelerini sağlamak ve odaklanmak çok zorlaştı.
'sizce marc gasol da olsaydı...'
bu şampiyonaya başta marc olmak üzere rubio ve calderon da gelmeyince, navarro’nu sağlık durumu onu hızla emekliliğe sürülerken takım içi hiyerarşi kurmak kolay oldu. takım pau gasol’un takımıydı. sizce marc gasol olsaydı (ibaka’yı hiç hesaba katmıyorum) pau bu süreleri alıp, en güzel eşleşme avantajı yakaladığı 5 numara da bu kadar çok oynayıp, bu kadar top kullanır mıydı? mümkün değil. bu nedenle bazen “addition by subtraction” sözünün (eksilirken üretim olarak artmak) önemi çok belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. scariolo böylece dört ayak üstüne düştü diyebiliriz, şampiyon olabilecek bir kadro ve formda, konsantre adeta misyonda bir süper yıldız ve onu zorlayabilecek bir kadro zenginliğinden yoksun bir takım. yeme de yanında yat.
'türkiye saman alevi gibi'
bu şampiyona bizim için de önemli bir kılavuz olacaktır diye düşünüyorum. 2001 avrupa ikinciliğimizden beri ispanya, fransa, yunanistan, sırbistan ve litvanya gibi elit basketbol ülkelerini kovalıyoruz. evet, onları yendiğimiz maçlar olmuyor mu? oluyor tabii ki. bu takımların hepsini en az bir kere yendik. ama onlar gibi elit olamadık. çünkü saman alevi gibiyiz. bu elit takımlardaki istikrar bizde maalesef yok. şimdi alttan çok iyi jenerasyonlarımız geliyor. daha evvel de geldi ama asla bardağın boş tarafını önemli bir ölçüde doldurmayı başaramadık. alt yapılarda elde ettiğimiz istikrar ve başarıları a takıma devamlılık içinde taşıyamadık. bu sefer hata yapma lüksümüz çok azaldı, çünkü biz önümüzdeki elitleri kovalarken, arkamızdan gelenler bize yetişti.
italya ve çek cumhuriyeti olimpiyat elemelerine gidiyor. bizim başaramadığımızı onlar başardı. daha da endişe verici olan letonya, israil, polonya ve belçika şampiyona sıralamasını üzerimizde bitirdi. gürcistan ve finlandiya neredeyse bizi yakaladı. bu gerçekten bizim için ciddi bir uyarı ve bunu masaya yatırıp neleri farklı yapmalıyız ki arkadan gelenlere yakalanmak yerine önümüzde yıllarca koşanları yakalayabilelim. artık işin şakası yok. evet, ispanya ve italyan coach’ları italya maçında direksiyonda uyuya kalmayıp o maçı ispanya kazansaydı diyebiliriz. gerçi ispanyolları da fazla suçlamamak lazım onlar zaten hemen, hemen her şampiyonaya kötü başlarlar ve 2015 eurobasket'te de ilk 3 maç sonunda 2 mağlubiyet elde etmişlerdi. veya almanya-ispanya maçının sonunda dennis schröder o serbest atışı kaçırmasaydı diyebiliriz.
'en kısır kadrolardan biriydi'
biz gruptan dördüncü değil ikinci veya üçüncü çıksaydık yolumuz farklı olup belki ilk 8 oynardık. ancak milli takım kadromuz kapasite olarak en kısır kadrolardan biri değil miydi? parker, de colo, teodosic, rodriguez, spanoulis, llull gibi topu teslim edip bacakları uzatıp hayranlık yaratacak oyun kurucuları bir kenara bıraktım, niye bir kalnietis, bir satoransky, bir koponen, veya bir calathes ayarında oyun kurucu yetiştiremiyoruz? niye bir sürü neferimiz veya görev adamımız var da, topu teslim edip alan boşaltıp sonuca gideceğine inandığımız oyuncumuz yok? bunlara artık çözüm bulmalıyız. bakın, 'başarısız olduk' demiyorum. almanya ve italya’yı yenerek gruptan çıkmak yine de başarıdır. büyük bir başarı değil belki ama başarıdır. ancak genel fotoğrafa baktığımızda, oyuncu yetiştirme konusunda radikal kararlar alıp bunları uygulamazsak, önümüzdeki yıllar bizi üzebilecek takımlar sayısında çok ciddi artışlar olacaktır.
basketbol spikeri murat murathanoğlu, 1958 istanbul doğumlu. abd'de 17 yıl yaşadıktan sonra türkiye'ye döndü. spikerliğe 1988'de trt'de başladı. birçok televizyon kanalında çalıştı. şu an lig tv'de görev yapıyor.
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar