Haber analiz
Kıbrıs’ta müzakere masası yakınlaştı mı?
Kıbrıs’ta çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması için Güney Kıbrıs’ın yapılmasını şart koştuğu ‘ortak bildiri’ metni basına yansıdı. KKTC, ‘henüz anlaşmadık, süreç devam ediyor,’ dedi. Rum tarafına göreyse görüşmeler hassas bir noktada.
Haberin Öne Çıkanları
Rum tarafından ortak metin şartı
Tek egemenlik var
Garantörlük yok

kıbrıs'ta çözüm için rum kesimi tarafından müzakerelere başlama şartı olarak görülen ortak metin taslağı basına yansıdı. taslakta,türk tarafının istediği gibi iki kesimin siyasi eşitliğine vurgu yapılıyor ancak garantörlük yok. rum tarafının olmazsa olmaz dediği ‘tek egemenlik’ metin taslağında var. ancak türk tarafının şartı olan ‘egemenlik türk ve rum halklarından kaynaklanır’ eklemesi metinde bulunuyor.
hem kktc hem kıbrıs rum yönetimi ortak metinle ilgili müzakerelerin devam ettiğini söyledi.
uluslararası çabalar yoğunlaştı
tarafları görüşme masasına çekebilmek için geçen yılın sonundan beri uluslararası çabalar yoğunlaştı.
bm genel sekreteri'nin kıbrıs özel danışmanı alexander downer geçen yılın sonundan beri, adada, tarafları müzakere masasına çekebilmek için mekik diplomasisi yürütüyor. ancak rum tarafı, müzakerelerin başlayabilmesi için görüşmelerin ve ulaşılacak çözümün çerçevesini çizen ‘ortak bildiri’ yayınlanması şartını öne sürüyor.
doğalgaz etkisi
basına yansıyan ortak metin taslağının birinci maddesinde de “liderler çözümün sadece iki halka değil tüm bölgeye olumlu etkiler yapacağına inanmaktadır,” deniliyor.
kıbrıs uzmanı şehir üniversitesi modern türkiye çalışmaları müdür yardımcısı muzaffer şenel’e göre, bu maddede yer alan ‘bütün bölge’ vurgusu, tam da doğu akdeniz’de bulunan doğalgaz kaynaklarının kullanımıyla ilgili ve bölgenin ekonomik alan tartışmalarına bir atıf.
kıbrıs adası açıklarında bulunan doğalgaz yataklarının enerji açığı sorunu çeken avrupa’ya aktarılmasının en az maliyetli yolunun türkiye’ye uzanan bir boru hattı olduğu olduğu dile getiriliyor. ancak bunun sağlanması adada kalıcı bir barışı gerektiriyor.
kktc başbakanı özkan yorgancıoğlu 30 ocak’ta al jazeera'ye çözüm için umutlu olduklarını söyledi. yorgancıoğlu, kıbrıs’taki doğalgazın en uygun maliyetle avrupa’ya taşınabilmesinin yolunun türkiye olduğunu vurguladı:
“bunu rumlar da biliyor, kabul ediyor. ama kıbrıs sorununun henüz çözülmemiş olmasının yarattığı bir sıkıntı var bu konuda. bu nedenle doğalgazın kıbrıs sorununun çözümüne bir katalizör rol oynaması düşünceleri de artık tartışılmaya başlandı. kıbrıs sorununun çözümüne bir katkı yapar diye düşünüyorum.”
tek egemenlik, kurucu eşitlik
basına yansıyan ortak bildiri metninde, rumların istediği ‘tek egemenlik’ ve türk tarafının istediği ‘eşit statü’ yer aldı:
“kıbrıs’ta varılacak çözüm, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe ve birleşmiş milletler güvenlik konseyi kararlarına dayalı bir federasyon olacak. birleşik kıbrıs, avrupa birliği’ne ve birleşmiş milletler’e üye, tek uluslararası kimliği, tek vatandaşlığı ve tek egemenliği bulunan bir devlet olacak. egemenlik kıbrıslı rumlardan ve kıbrıslı türklerden kaynaklanacak, birleşik kıbrıs vatandaşları, aynı zamanda türk ve rum kurucu devletlerin de vatandaşı olacak. federal devletin yetkileri, anayasayla belirlenecektir. kurucu devletler, kendi bölgelerinde kendi yetkilerini federal devletten bağımsız olarak kullanacaktır. yetki ve güç paylaşımı konusundaki tüm anlaşmazlıklarda federal yüksek mahkeme yetkili olacaktır. taraflardan hiçbiri diğerine tahakküm edemeyecektir.”
şenel, bu maddeyi al jazeera’ya yorumlarken, türk tarafının isteklerinin yansıtıldığını söyledi.
“iki toplumlu ve iki bölgeli ifadesi önemli. iki bölgeli dediğinizde, sınırların belli olduğunu vurguluyorsunuz. kurucu devletlerin kendi yetkilerini federal devletten bağımsız olarak kullanacağının belirtilmesi de, türk tarafının talepleri arasındaydı.”
birleşik kıbrıs
şenel’e göre, bu maddede dikkat çeken başka bir unsur da “birleşik kıbrıs”. rum tarafının uzun süre, ‘yeni bir devlet kurmaya gerek yok, mevcut bir kıbrıs cumhuriyeti var’ dediğini hatırlatan şenel, "metinde birleşik kıbrıs sözünün geçmesi rumların bu konudaki ısrarlarından vazgeçtiğinin işareti" diye konuştu.
güney kıbrıs, ortak metin müzakerelerinde adanın tek uluslararası kimliği olduğunun vurgulanmasını istiyordu. metinde bu ifade yer alıyor. ancak, türk tarafının istediği egemenliğin türk ve rum halklarından kaynaklandığına da yer veriliyor. şenel, kurucu devlet ifadesi geçmesinin de önemli olduğunu söyledi:
“vatandaşların rum ve türk kurucu devletlerinin de vatandaşları olacağı vurgulanıyor ki bu kurucu devletlerin kendilerine özel bir anlam katıyor. bunlar kadar önemli olan başka bir noktada tarafların birbirleri üzerine tahakküm kuramayacak olmasının özellikle belirtilmesi. geçmişteki sıkıntılar, rumların türk tarafı üzerinde tahakküm kurmaya çalışması yüzünden yaşanmıştı.”
olmayan nokta: garantörlük haklarına vurgu
şenel’e göre, basına yansıyan ortak metinde türk tarafının olmasını istediği ancak metinde yer almayan en önemli unsur, garantörlük hakları.
şenel, metinde tahakkümü engelleyen bir ifadenin yer almasına rağmen, böyle bir durum ortaya çıkarsa, ne yapılacağının açıkça belirtilmemiş olmasının, türk tarafı açısından önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyor:
“geçmişte yapılan anlaşmalarda türkiye, yunanistan ve ingiltere’nin tek taraflı müdahelesine de izin veren garantörlük tanımı var. ancak, olası bir çözüm anlaşmasının çerçevesini çizen ortak bildiri metninde, buna vurgu yok. bu türk tarafı için olmazsa olmaz noktalardan biri.”
hassas kelimeler
türk tarafının referandumla 2004 yılında kabul ettiği ancak rum tarafının reddetiği annan planı’na karşı çıkan kktc eski türkiye büyükelçisi ahmet zeki bulunç da garantörlük haklarının metinde yer almamasının önemli bir sorun olduğunu ifade etti. başkent üniversitesi öğretim üyelerinden bulunç, garantörlüğün olmamasının adadaki türk askeri varlığının da bitmesi anlamına geldiğini söyledi:
“rumlar, adada türk askeri varlığının bitmesini istiyorlar. çözümden sonra iki halk arasında sorun olmayacağını, olsa bile ab değerlerinin bunun önüne geçeceğini iddia ediyorlar. oysa avrupa değerlerine rağmen, bosna-hersek’te yakın bir zamanda katliamlar yaşandı.”
bulunç, ortak bildiri metninin ingilizcesinde kurucu devletler ‘co-founder’ ifadesi yerine ‘constituent’ ifadesinin geçtiğini ve bunun yeteri kadar güçlü bir ifade olmadığını öne sürdü.
ingilizcede constituent, kurucu meclisler için kullanılmakla birlikte, belli bir seçim bölgesi anlamına da geliyor.
bulunç’a göre bu ifadenin kullanılmasıyla, kktc ‘kurucu devlet’ olarak görülmüyor, eyalet düzeyine indirgeniyor.
‘asıl mesele sürekli metin değişmesi’
al jazeera’ya bilgi veren türk dışişleri bakanlığı yetkilisi ise, geçmişte yapılan anlaşmalar nedeniyle türkiye’nin garantörlük haklarının baki olduğunu vurguladı:
“buradaki asıl sorun, rum tarafının sürekli yeni metinler ortaya atması. kıbrıs türk tarafı pozisyonunu açıkça ortaya koydu. türk tarafı öneriler metinler konusunda tartışıp ortak bir karara varıyor ama rum tarafı, ‘bir de şunu denesek mi’ diyerek daha önce müzakere edilmiş metinlerde değişiklilik yapan yeni önerilerle geliyor.”
kktc cumhurbaşkanlığı tarafından perşembe günü yapılan açıklamada da bu noktaya dikkat çekildi:
“bu çerçevede bu sabah tarafımıza, birleşmiş milletler kanalıyla geçmişte olduğu gibi ‘ortak açıklamaya’ dair bir taslak daha ulaştırılmıştır”
müzakereler sonuçlanırsa "ban planı" çıkabilir
ortak metinde uzlaşmaya varılması halinde, kıbrıs’ta çözüm müzakereleri birleşmiş milletler arabuluculuğunda yeniden başlayacak. bu müzakerelerin sonuçlanması halinde de ortaya birleşmiş milletler genel sekreteri ban ki moon’a atfen, ‘ban’ planı çıkması bekleniyor. rum tarafının basına sızdırdığı ortak metne göre, bu plan tıpkı geçmişte annan planı için yapıldığı gibi, adanın her iki tarafında da referanduma götürülecek.
kaynak: al jazeera
Yorumlar