asıl soyadı akbaş olan müslüm gürses, 1953 yılında şanlıurfa’da dünyaya geldi. üç yaşındayken ailece adana’ya göç ettiler.

çiftçilik yapan ve aynı zamanda bağlama çalan ve türkü söylemeyi seven babası mehmet akbaş’ı örnek alan müslüm gürses, şarkı söylemeye 1966 yılında adana’da bir çay bahçesinde başladı. aynı zamanda halkevine gitti. daha sonra terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptığı yıllarda bir gazinoda sahneye çıktı.

1967’de adana aile çay bahçesi’nde düzenlenen ses yarışmasında birinci olması ile hayatı değişti. trt adana çukurova radyosu’na sanatçı olarak girdi. burada sahne soyadı olarak gürses’i kullanmaya başladı.

istanbul yılları

gürses ilk plağı ‘emmioglu/ovada tasa basma’yı 1968 yılında adana’da çıkardı. daha sonra istanbul’a gelen gürses, sarıkaya plak ile ‘giyin kusan selvi boylum/hayatimi sen mahvettin’ ile ‘gitme gel gel/haram ask’ adlı iki 45’lik yaptı.

1969 yılında yine istanbul'da palandöken firması ile çıkış parçası olan 'sevda yüklü kervanlar'ı içeren ‘sevda yüklü kervanlar/vurma güzel vurma’ isimli 45'lik plağı çıktı. 300 bin adet satarak rekor kırdı.

piyasada kaç tane kaseti olduğu tam olarak bilinmeyen gürses'in yasal 75'e yakın, korsan yayınlarla birlikte yüzlerce albümü olduğu tahmin ediliyor.

1979 yılında ilk defa 'isyankar' filmiyle kamera karşısına geçen şarkıcı, toplam 38 sinema filminde rol aldı.

ölümden dönmüştü

1978 yılında tarsus’tan adana’ya dönerken büyük bir trafik kazası geçiren müslüm gürses’in hastanenin morguna kaldırıldıktan sonra buradan kendi çabalarıyla çıktığı söylenir.

kazada kafatası zarar gören gürses’in beynini koruması için alın bölgesi platin ile sabitlendi. hasar sebebiyle koku alma yeteneğinin neredeyse tamamını ve duyma yeteneğinin bir kısmını kaybeden gürses’in yıllardır karakteristik bir özelliği haline gelen ağır ve tutuk konuşmasının arkasında bu neden yatar.

daha sonra hayata daha sıkı tutunan müslüm gürses, yıllar boyu en büyük destekçisi olan oyuncu muhterem nur ile birliktelik yaşamaya başladı. 

pop müziğe müslüm baba yorumu

kariyeri boyunca ‘arabeskin kralı’ ve sevenlerinin ‘müslüm babası’ olarak anılan sanatçı, 2000'li yıllara gelindiğinde asya'nın 'son pişmanlık', teoman’ın ‘paramparça’ ve tarkan’ın ‘ikimizin yerine’ adlı parçalarını söyleyerek pop ezgilerine yeni bir yorum getirdi.

ardından 2004 yapımı ‘neredesin firzue’ filminde bülent ortaçgil’in ‘sensiz olmaz’ parçasını seslendiren gürses, hayran kitlesini ‘müslümcülerden’ öteye taşıyarak başta gençler olmak üzere batı müziğinin takipçilerine de hitap eden bir isim haline geldi.

halbuki daha önceleri 'itirazım var', 'kah garipler' ve benzeri birçok parçaya imza atan sanatçının müziği tez çalışmalarına konu olmuş, onun 'kente uyum sağlayamayan, ezilen varoşların sesi' olduğu sonuçlarına varılmıştı.

müslüm baba hayranlarının kendinden geçip bedenini jiletlediği, 90'lı yılların gülhane parkı konserlerinin yerini  2000'li yılların ortalarından itibaren açıkhava konserleri hatta rock festivalleri almıştı.

mungan ile ortak çalışma

gürses, 2006’da yüzüne bu sefer daha da 'batıya' döndü. yazar murathan mungan’la ortak projesi olan 'aşk tesadüfleri sever' adlı  albümü yayınladı. gürses bu albümde mungan’ın sözlerini yazdığı, david bowie’den garbage’a, leonard cohen’den jane birkin’e birçok dünyaca ünlü müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi.

sanatçı 2009 yılında çıkardığı 'sandık' adlı albümünde yine tanınmış türk pop müziği şarkılarına yer verdi.  albümde ajda pekkan, fikret kızılok, kenan doğulu, sezen aksu'nun şarkılarını ve kendisinin 'benim meselem', 'bu şehirde yaşanmaz', 'itirazım var', 'senden vazgeçmem' adlı parçalarını yeniden yorumladı.

son olarak 2010 yılında kasım ayında 'yalan dünya' isimli bir albüme imza attı.

kasım 2012'de geçirdiği kalp ameliyatının ardından karaciğer ve böbrek yetmezliği nedeniyle hastanede yoğun bakımda tedavi altına alınan gürses, dört aylık yaşam mücadelesinin ardından 3 mart 2013'te hayata gözlerini yumdu. 

kaynak: al jazeera