Haber analiz
Portre: Yeşim Ustaoğlu
Karadeniz topraklarının filmlerinde ayrı bir yeri olan yönetmen, siyasi ve sosyal meselelere parmak basmaktan hiçbir zaman çekinmiyor.

yeşim ustaoğlu, 1960 yılında kars’ın sarıkamış ilçesinde dünyaya geldi. karadeniz teknik üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldı.
sinemaya 80’li yıllarda çektiği kısa filmler ile adım attı.
yönetmenliğini üstlendiği tüm uzun metrajlar ile yerli ve yabancı arenadan prestijli ödüllerle dönen ustaoğlu’nun son filmi araf eylül 2012’de vizyona girdi.
ilk uzun metrajlı filmi ‘iz’i 1994 yılında çekti. istanbul, köln, nürnberg festivallerinden ‘en iyi film’ ödülleriyle dönen film türkiye’de ekonomik kriz nedeniyle vizyona giremedi.
ikinci filmi ‘güneş’e yolculuk’u 1999’da tamamladı. berlin film festivali'nde aldığı üç ödülün yanı sıra, istanbul ve ankara film festivalleri de dahil, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda ödül aldı.
karadeniz sevgisi
2003 yılında ustaoğlu film’i kurdu. hemen ardından 2004 yılında, göçe zorlanan karadenizli rumları anlattığı ‘bulutları beklerken’ ile yönetmen koltuğuna oturdu.
aynı yıl karadeniz’deki dağ köylerinden birinde yaşayan kadınların bir yanı uçuruma bakan patikalardan geçerek, yaylaya göç edişlerinin anlatan ‘sırtlarındaki hayat’ adlı belgesele imza attı.
son filmi, ‘araf’ın ilk sahnelerini de karabük’te çeken ustaoğlu’nun filmlerinde karadeniz’in ayrı bir yeri var.
timeout dergisine verdiği röportajda, “o hattı seviyorum. aslında türkiye’nin her yerini çok severim ben. çok etkileyici bir toprakta yaşıyoruz. tabii ki karadeniz coğrafyasının, trabzon’un üzerimde çok etkisi var. enteresan bir şekilde karabük’e gittiğimde, oraya gidip soluklanmaya başladığımda, dışarıdan bakıldığında pek bakılası bir şehirmiş gibi görünmese de, beni çok derinden etkileyen, çocukluğuma yeniden alıp götüren yanlarını, oradaki insan ilişkilerinin enerjisini, oradaki döngünün ne kadar etkileyici olduğunu gördüm. sonra yaşamaya başladım, hissettim ve bu da filmin içinde var sanırım” diyor ustaoğlu.
ispanya'dan büyük ödül
ustaoğlu 2008 yılında çektiği ‘pandora’nın kutusu’ ile sinema dünyasının en eski ve saygın festivallerinden biri olan 56. san sebastian film festivali’nden ‘altın istiridye’ ile döndü. filmin başrol oyuncusu fransız tsilla chelton da aynı festivalde ‘en iyi kadın oyuncu’ ödülünü kazandı.
‘pandora’nın kutusu’nu ‘kapitalizm ve orta sınıf eleştirisi odaklı’ bir film olarak değerlendiren ustaoğlu, filmlerinde sosyal ve siyasi sorunlara değinmekten çekinmeyen bir yönetmen.
bir röportajında neden ‘konuşulmayanı’ beyaz perdeye yansıtmayı tercih ettiğini şöyle anlatıyor: “biz genel olarak sorunlarımızla yüzleşen bir yapıya sahip değiliz. biraz ergen bir toplumuz. kendi geçmişi, bugünüyle çok hesaplaşabilmeyi bilen bir toplum değiliz. çok sancılı geliyor bu süreç bize. sanatsal açıdan da eğilimin böyle olması şaşırtıcı bir durum değil.”
ustaoğlu bir dönem kendi gibi yönetmen olan tayfun pirselimoğlu ile evliydi. 'otel' ve 'iz' filmlerinin senaryosunda pirselimoğlu'nun imzası bulunuyor.
Yorumlar