Gezi Parkı eylemleri

'Ayağımın ucuyla hafifçe dürttüm'

Ali İsmail Korkmaz'ın Gezi olayları sırasında dövülerek öldürülmesiyle ilgili davada, sanık polislerden Mevlüt Saldoğan kovaladığı kişiyi öldürmek ya da yaralamak istemediğini savundu.

Haberin Öne Çıkanları

Ali İsmail Korkmaz davası başladı

Sanık polis vurmadığını, dürttüğünü savundu

eskişehir'deki gezi parkı protestoları sırasında dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden üniversite öğrencisi ali ismail korkmaz'ın davasının 14 saat süren ilk duruşması gergin geçti. sabah saatlerinde yaşanan güvenlik noktası gerginliğinin ardından sanık polislerin ifadeleri korkmaz ailesinin tepkisine yol açtı.

sanıklardan mevlüt saldoğan, olay gecesi kovaladığı kişinin ali ismail korkmaz olmadığını, daha uzun boylu olduğunu savundu. amirinin gözaltı yapmadan grubu dağıtmalarını istediğini, sokağa bu amaçla girdiklerini söyledi.

tutuklu yargılanan saldoğan, "şahsı yerden kaldırmak için ayağımın ucuyla hafifçe dürttüm. kendisi yere oturup kalkmadığı için oradan ayrıldım. şahıs ben ayrılırken arkamdan küfür etti. 'lütfen yapma, ayıp. erkek adama küfür yakışmaz' dedim. şahsın çevredekileri daha fazla tahrik etmemesi için ayağımın ucuyla dürttüm. bedenen zor kullandım. öldürmek veya yaralamak gibi bir niyetim yoktu" diye konuştu.

ali ismail korkmaz'ın ağabeyi gürkan korkmaz ifadeye tepki gösterdi, "erkek misin sen? elinde kan var, tuttuğun oruç oruç değil, kıldığın namaz namaz değil" diye bağırdı.

'yanıt vermek istemiyorum'

korkmaz'ın avukatları ifadesinin üzerine saldoğan'a "zanlı ebubekir harlar, ali ismail korkmaz’a öldürücü darbeyi sizin vurduğunuza dair ifade verdi. ayrıca görüntülerde var" dedi.

saldoğan, "o ebubekir’in düşüncesidir. saygı duyarım" yanıtını verdi.

bu sırada saldoğan'ın avukatı, "sorulara yanıt verme" diye uyarıda bulundu.

mevlüt saldoğan bu kez, "benim konuşmamı tamamlamadan her şey zapta geçiyor. 'ebubekir’in düşüncesidir, saygı duyarım' dedim ama bu benim kabul ettiğim anlamına gelmez. karşı avukatların şu andan itibaren sorularına yanıt vermek istemiyorum" dedi.

hakim de tutuklu polise "sorular sorulacaktır, sen ister cevap ver ister susma hakkını kullan" diye uyarıda bulundu.

'ali ismail diye tabir edilen şahıs'

duruşmada tutuksuz yargılanan sanıklardan polis şaban gökpınar da savunma yaptı.

gökpınar mahkeme heyetinin elinde sopa olanların polis olup olmadığına ilişkin sorunusuna "ben şırnak'tan geldim. buradaki polisleri tanımıyorum. herhangi bir kimseyi darp etmedim. olay yerinde de yoktum. bu görüntülerde de mevcuttur. diğer kişiler polis mi vatandaş mı bilmiyorum. polislerler olaylara copla müdahale ediyordu. sopalı polis görmedim" diye yanıt verdi.

gökpınar'ın ali ismail korkmaz için kullandığı "ali ismail diye tabir edilen şahsı hiç görmedim" ifadesi de korkmaz ailesinin tepkisine yol açtı.

sanıklardan hüseyin engin ise ali ismail korkmaz'ı tanımadığını ve kimseye vurmadığını ileri sürdü.

engin, çapraz sorgudaysa müdahil avukatların "elinizdeki sopayla göstericilere vuruyor musunuz?" sorusuna "talimat olursa gereğini yaparım" diyerek yanıt verdi.

avukatlar engin'e neden bıyığını kesip gözlük taktığını da sordu. engin yanıt vermedi. 

"bir iki tekme attım"

tutuklu sanıklardan muhammed vatansever de ifadesinde, olay günü akrabası olan fırın sahibi ismail koyuncu'yu almaya iş yerine gittiğini söyledi. fırına yakın bir otelin yakınında sesler yükseldiğini anlatan vatansever, "bize doğru koşan bir şahıs vardı. bize 'tutun' diye bağırdılar. biz de 'acaba bir suç mu işledi' diye düşünerek önüne geçtik. çelme taktım, düşmedi. sonra arkamı döndüğümde yerdeydi. küfür ediyordu. ben de bir iki tekme attım. kaçan şüpheliyi tutup devletin polisine teslim ettim. vatandaşlık görevimi yaptım. çok üzgünüm, çok pişmanım" diye konuştu.

tutuklu sanık ismail koyuncu'nun amcasının oğlu olan ramazan koyuncu ise özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, olayın meydana geldiği gün izinli olduğunu söyledi. muhammed vatansever'e misafirliğe gittiklerini anlatan koyuncu, şöyle devam etti:

"amcamın oğlu ismail beni aradı. 'olaylar var, gelemiyorum. araba varsa beni alın' dedi. biz de muhammed ile ismail'i almaya gittik. fırına vardığımızda eylemcilerin polislere taş attığını gördük. daha önce böyle bir şey görmediğimiz için merak edip baktık. bu arada otelin önünde 'tutun, önüne geçin' diye bir ses geldi. iki üç kişi birini kovalıyordu. biz de bu şahsın önüne geçtik panikle. kesinlikle bu şahsa vurmadım. sonra şahıs kendini yere attı. oturur vaziyetteydi ve küfür ediyordu. benim şahısla hiçbir husumetim, kan davam yok. hiçbir şekilde tanımıyorum. sonra polis geldi. bir iki tekme vurdu, karşıdaki çevik kuvvetin yanına gitti. polis memuru tekrar dönüp bir iki tekme daha attı. 'kalk kaybol' dedi. sonra şahıs koşarak otel tarafına gitti. ben işimde gücümde bir insanım. 6 ağustos'tan bu yana mağdurum. ne suçum olduğunu da bilmiyorum."

savcı, tutuksuz yargılanan polis yalçın akbulut hakkında tutuklama talep etti, ancak mahkeme reddetti. bir sonraki duruşma 12 mayıs'ta.  

gergin duruşma

güvenlik gerekçesiyle eskişehir'den kayseri'ye alınan davanın ilk duruşması başlangıcından itibaren gergindi. 

sabah saatlerinde polis, korkmaz ailesini adliye girişindeki güvenlik noktasından sokmak istemedi.

bunun üzerine chp milletvekilleri hüseyin aygün ve sezgin tanrıkulu devreye girdi.

duruşmada oğlunun fotoğrafını sanıklara gösteren anne emel korkmaz, "nasıl kıydınız ali'me, annenizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz? bu çocuk size ne yaptı, çocuklarınızı mı dövdü?" diye sordu.

yasağa rağmen gösteriler

davayı chp'den ilhan cihaner ve veli ağababa ve 300 avukat da izledi.

valiliğin yasaklamasına rağmen adliye önünde protesto gösterileri düzenlendi. duruşmayı takip eden al jazeera muhabiri murat utku, gösteri düzenleyenlerin sayısının 3 bini bulduğunu aktardı. 

adliye bahçesine girmek isteyen kalabalık ile polis arasında küçük çaplı arbede yaşandı.

Adliye girişinde yoğun güvenlik önlemleri vardı. [Murat Utku-Al Jazeera]
başka kentlerden duruşmayı izlemek için kayseri'ye gelen kişileri taşıyan otobüsler şehir girişinde güvenlik güçlerince arandı.

38 gün komada kaldı

ali ismail korkmaz'ı ölüme götüren süreç istanbul'daki gezi parkı protestolarına destek için eskişehir'de 2 haziran 2013'te düzenlenen eylemde başlamıştı.

elleri sopalı bir grup 19 yaşındaki üniversite öğrencisini o gece darp etmişti. korkmaz, 38 gün komada kaldıktan sonra, 10 temmuz'da tedavi gördüğü hastanede ölmüştü. soruşturmada, 5 kişi tutuklanmış, 3'ü tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

saldoğan bir numaralı sanık

cumhuriyet savcısı hakan ali erkan tarafından hazırlanan ve eskişehir 2’nci ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilen 21 sayfalık iddianamede, tutuklu polis memuru mevlüt saldoğan olayın bir numaralı sanığı olarak yer alıyor.
saldoğan ile birlikte fırıncı ismail koyuncu, akrabaları ramazan koyuncu ve muhammet vatanseven ile pidecide çalışan ebubekir harlar'ın yanı sıra ifadeleri alınıp serbest bırakılan 3 polis memuru da 'suç kastıyla kasten adam öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezası ile yargılanacak.
eskişehir 2. ağır ceza mahkemesi'nde 20 kasım 2013'te görülmeye başlanması planlanan davanın ilk duruşması, adalet bakanlığı ceza işleri genel müdürlüğünün hazırladığı rapor doğrultusunda güvenlik gerekçesiyle 3 şubat'ta kayseri 3. ağır ceza mahkemesinde görülmesi kararlaştırılmıştı. 
dövülme anı güvenlik kamerasında
19 yaşındaki üniversite öğrencisi ali ismail korkmaz'ın dövülme görüntüleri,  harman fırını'nın güvenlik kamerası kayıtlarında ortaya çıkmıştı. görüntüler üzerine sanıkların kimliğine ulaşılmıştı. jandarma kriminal daire başkanlığı tarafından yapılan incelemede görüntü kaydının, polise teslim edilmeden 2 kez format atılarak silindiği, ayrıca bilirkişinin elindeyken de 2 kez daha silindiği ortaya çıkarılmıştı.
kaynak: al jazeera ve ajanslar

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;