Gülen örgütü soruşturmaları

'Böcek' kararına tepki

Başbakan Erdoğan ofisi ve makam aracına dinleme cihazı yerleştirilmesiyle ilgili soruşturmada şüpheli polislerin serbest bırakılmasına itiraz edeceğini belirtti, "Bu gidiş hayra alamet bir gidiş değil" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin İl Danışma Meclisi toplantısında konuştu. [Fotoğraf: AA]
başbakan tayyip erdoğan, istanbul’da partisinin il danışma meclisi toplantısında konuştu. 
erdoğan'ın ofisi ve makam aracına konan dinleme cihazlarıyla ilgili soruşturmada gözaltına alınan 11 polisten 6'sı savcılık tarafından serbest bırakılmış, 5'i de mahkeden adli kontrol şartıyla serbest kalmıştı.
başbakan erdoğan, bu kararlara tepki gösterdi.
"türkiye’de bir başbakanın ofisi dinlenecek ve ofisinin dinlenmesiyle ilgili başbakanlık teftiş kurulu bütün belgelerini toplayacak. ilgili mercilere, yargıya aktaracak. hale bak, hepsi dışarıda. ben şimdi buradan paralel ya da değil, yargıya sesleniyorum: bütün belgeler, suç aletleri, bunları yapanlar ortadayken neymiş adli kontrolle serbest bırakıyormuş. benim itirazım var. bir başbakanın dinlenmesini bu kadar rahat değerlendirebiliyorsanız sizin evinizi, yatak odanızı ortam dinlemesiyle dinleyenlere karşı tavrınız ne olacak."
"bu gidiş hayra alamet değil"
"yani yargı mensupları için bir şey geçerli değil. cumhurbaşkanı dinlenebilir, örgüt bu, dinler. olabilir. önüne belge ve malzeme gelecek, olabilir. temenni ederim ki en kısa zamanda sizler de aynı şekilde dinlenmezsiniz. bu gidiş hayra alamet değil. ben gene itirazlarıma devam edeceğiz, yargıya itirazlarımı yapacağım. çünkü bu kolay geçilecek bir iş değil."
başbakan erdoğan, konuşmasında anayasa mahkemesi'nin 'hak ihlali' tespiti üzerine serbest kalan ve yeniden yagılanacak olan balyoz davası sanıklarıyla ilgili de konuştu. 2010 referandumu ile anayasa mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getirilmeseydi bu kişilerin cezaevinden çıkamayacağını söyledi: 
"12 yıl boyunca kendi iktidarımız için değil ülkemiz, bayrağımız, vatanımız, aziz milletimiz için çalıştık. reformları kendi iktidarımızı değil demokrasiyi, sandığı pekiştirmesi için yaptık."
"teşekkür beklemiyoruz ama..."
"230’u aşkın insan anayasa mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurudan hareketle dışarı çıktı. 2010 referandumunda evet oyları olmasaydı bugün bunlar çıkabilecek miydi? referanduma hayır diyenler şu anda evet oylarının neticesini aldılar. avrupa insan hakları mahkemesi’nden (aihm) bu sonucu alabilirler miydi? hayır. aihm’ye gitseydiler ve lehlerine bir karar çıksaydı bile, biz belki bir bedel öder gereğini yapardık. içeride kalmaya devam ederlerdi. ama şimdi hepsi dışarı çıktılar. teşekkür beklemiyoruz ama bu ülkede kimin demokrasi, hukuk mücadelesini verdiğini bilsinler, yeter."
"kalkıp ‘bu ülkede anayasa mahkemesi olduğunu, ağır ceza mahkemeleri olduğunu gördük’ diyorlar. bu mevcut iktidarın 2010 referandumunda halkıyla bütünleşerek aldığı yüzde 58’i neden görmüyorsun, önce bunu gör. bu zemini hazırlayan ak parti iktidarı. yoksa orada kalmaya devam edecektin."
"unutursak büyük hata yaparız"
erdoğan, gezi parkı olayları ve 17 aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili de konuştu. 'hükümete yönelik darbe girişimi' dediği olaylardan, paralel yapı olarak nitelediği gülen cemaati'ne yönelik suçlamalarını bu konuşmasında da sürdürdü.
"son bir yıl içinde gezi olaylarıyla başlayan demokrasi, barış, çözüm süreci, dış politika cumhuriyet tarihinin en zor testlerinden birinden geçti. zaferle çıktık ama yaşananları unutursak çok büyük hata yaparız."
"fransa'da, avusturya'da sordum"
"başbakanlık ofisimin karşısına, duvarlara küfürler yazdılar. siyaset böyle yapılmaz. yüreğiniz varsa, anlatırsınız, meydanlarda konuşur sandıktan neticesini beklersiniz. ama bunlar böyle yapamadı."
"fransa’da da avusturya’da da sordum: sizde polise bu molotoflarla, kaldırım taşlarıyla saldırı olur mu? ‘hayır’ dediler. bizde bırakın polise sivillere atılıyor. mahkemenin bir kapısından girip diğer kapısından çıkıyorlar. gün ola harman ola, elimizde görüntüler var ve günü gelince teşhir edeceğiz. taşla, sopayla iktidar arama gayretinde olanlar iktidar bulamayacaksınız, bunu bilin. iktidarın yolu sandıktan geçer. eğer siz sandığı kabul etmiyorsanız, sizinki sisi’nin demokrasisi olur. biz böyle bir arayış içinde değiliz. demokrasi esed’inki mi, bunu mu isteyeceğiz, bunu mu arıyoruz? hayır. dünyada bunun en iyi mücadelesini veren ülkeyiz. vatandaş çıkıp oyunu kullanıyor. biz dik durmasaydık, sağlam durmasaydık, milli iradeyi savunmasaydık, bugün türkiye acaba nerelerde neleri konuşuyor olurdu?"
"ahlak olsa kukla olmaz"
erdoğan, chp'nin eski genel başkanı deniz baykal'ı istifaya götüren görüntülerle ilgili de hem fethullah gülen cemaati'ni hem de chp lideri kemal kılıçdaroğlu'nu suçladı.
"chp genel müdürü paralel yapının bir kanalında çıkıp, eski genel başkan deniz baykal ile ilgili çirkin görüntüler üzerinden şahsıma çok çirkin hakaretlerde bulundu. güya ben dizüstü bilgisayardan bu çirkin görüntüleri izlemişim. saçmasapan, anlaşılmayan birkaç saniye görüntü ve hışırtılar var bu görüntüde. pensilvanya bu zır cahile talimat vermiş, bu da çıkıp elinde hiçbir delil olmadan iftira atıyor. ‘siz bu görüntüleri ne zaman, nerede izlediniz?’ diye soruyorlar, cevap yok. eline bir görüntü bir de ses kaydı verdiler, çık başbakan’a iftira at dediler."
"chp seçmeni 'git' dedi"
"bu olay bizim anayasa ile ilgili parlamentoda müzakereleri yaptığımız bir dönemde oldu. ben o zaman hemen bu işe müdahale edilsin ve tib bunu yayından süratle kaldırsın demişimdir. yarım saat içinde görüntüler yayından kalktı, buna müdahale eden insan ben oldum. ben bunu duymayıp görmeyebilirdim. ama mesele dürüstlük. pensilvanya’dan talimat aldı, boynunu eğdi ve söyleneni yaptı. chp genel müdürü kendi başına karar alamaz, pensilvanya emreder ve yapar. kendisi kaset komplosuyla geldi ya. insanda ahlak olsa kukla olmaz. işte chp genel müdüründe nasıl bir ahlak olduğunu bu olay gösteriyor. normalde hiçbir ülkede bu kişinin o koltukta oturmasına müsaade edilmez. chp seçmeni 30 mart yerel seçimlerinde kendisine ‘git’ mesajı verdi. ‘artık bırak, git’ dediler. ama mesele ar damarı meselesi."
"operasyon gücüne sahibiz" mesajı
erdoğan, irak'ta işid örgütünün türk vatandaşlarını kaçırması üzerine irak'a operasyon yapılması gerektiğini savunanlara da tepki gösterdi:
"bugüne kadar kararlarımızı hak terazisinde tartarak verdik. siyasetini vicdan değil de dengeleri gözeterek yapan bir dava olmadık. efendim dengeler var, batsın dengeniz.
teraziyi elinde tutanlar suriye’ye, mısır’a ses çıkarıyor mu? biz 80 vatandaşımızın içinde bir kişi yara almasın diye uğraşırken, sırtında küfe olmayanlar, ‘gerekirse operasyon, askeri müdahale’ diyor. ya kurtarma sırasında bir kardeşimiz ölürse, bunun hesabını nasıl vereceğiz? chp’nin, mhp’nin böyle bir derdi var mı, yok. biz elhamdülillah bunu yapma gücüne sahibiz ama biz orada çocuklarımızın, hanım kardeşlerimizin tekine zarar gelirse diye bunu gözetiyoruz."
 
kaynak: al jazeera

 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;