PKK
Davutoğlu: Burası Suriye değil
Başbakan Davutoğlu, HDP'li belediyelerden gelen özerklik ilanlarına tepkili: Burası Suriye değil. Öyle kafasına göre herkes kanton falan ilan edemez. Demokratik hukuk devletinde yönetim sisteminin ne olduğu, nasıl yürüyeceği belli.

a haber'e konuşan başbakan ahmet davutoğlu, cizre'ye gitmek isteyen hdp eş genel başkanı demirtaş ile ab bakanı ali haydar konca ve kalkınma bakanı müslüm doğan'ın da aralarında olduğu hdp'lilere izin verilmemesiyle ilgili soruları yanıtladı. davutoğlu, "ak parti’den de heyet gitse kamu düzeni bağlamında alınan tedbirlere uymak durumunda" dedi.
davutoğlu kentte devam eden sokağa çıkma yasağının bitmesi gerektiğinde biteceğini de ekledi. bu sırada fırınların çalıştığını, halkın gıda ve sağlık konularında ihtiyaçlarının karşılandığını belirtti. başbakan, "cizre halkı üzerinde silahlı örgütün hegemonya kurmasına izin vermeyiz" diye konuştu.
"cizre'ye yürümek kolay"
"cizre'nin nur mahallesi'nde, biz o sokakların her birine, oradaki her bir kardeşimize muhabbetle bakarız. öyle bir hava estiriliyor ki sanki orada mayınlar yoktu, silahlar yoktu, terörist yoktu da devlet bir gün karar verdi, buraya bir operasyon yaptı, sanki hayat normal akıyordu da. oradaki suç unsurlarını ortadan kaldırmak, hayatı normalleştirmek devletin görevi. niçin hendek kazılır, niçin barikatlar kurulur, neden yollar mayınlanır, neden damlarda değişik yerlerde uzun namlulu silahlar bulunur? hdp'nin buna cevap vermesi lazım. cizre'ye yürümek kolay. işte yürüyorlar, türkiye, demokrasi. peki aynı şekilde kandil'e yürüyüp de 'durdurun bu terörü' diye yürüme cesaretini niye göstermiyorlar? tek bir sivil kayıp olmayan cizre'de sanki büyük bir kayıp varmış gibi yansıtıyorlar da, kızının yanında şehit edilen polisimizin kızının çektiği travmayı ya da dağlıca şehitlerinin olduğu yerlerde 'barış istiyoruz' diye niye seslenmiyorlar? niye teröristlere herhangi bir şey söylemiyorlar? çünkü temel mesele cizre'deki durumu öğrenmek değil, temel mesele cizre'deki operasyonun üzerine gölge düşürmek ve oradaki teröristlerin silahlı bir şekilde orada mevcut olmalarına zemin hazırlamak."
"ambulanslara ateş açılırsa cenazeler nasıl alınır?"
"cenazelerimiz var, alamıyoruz" şeklindeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise davutoğlu, "oraya gönderilen küçük bir bebek cenazesinden bahsediliyor. her bir bebek bizim yüreğimizdir. oraya giden ambulanslara ateş açılırsa nasıl alınır onlar? yangın söndürmek için giden araçlara ateş açılırsa nasıl alınır? cenaze araçları gönderiliyor, ateş açılıyor, belediye kendi iş makineleriyle vaktinde o hendekleri kazdıran belediye o cenazeleri almakla da yükümlü. hangi belediyenin cenaze arabası engellenmiş? çünkü cenaze arabaları, ambulanslar girdiği anda saldırıya muhatap oluyor. kimseye yargı ve adalet dışında bir davranış sergilenmez ama cizre belediye başkanı'nın işi, sağlık hizmetine ya da yol hizmetine yardımcı olmak değil de iç savaş başlatmaksa 'dur orada' denir. bu ülkeyi kan gölüne çevirtmeyiz, onun da hukukta hesabı sorulur. demirtaş önce bunun hesabını versin" diye konuştu.
kuzey irak'a kara operasyonu
davutoğlu güvenlik güçlerinin bölgede alan hakimiyetini kaybetmediğini de vurguladı; "bugün dahi kuzey irak’a çok kapsamlı bir hava operasyonu düzenlendi ve çok önemli neticeler alındı. ciddi bir şekilde teröristlerin mühimmat ve karargâhlarına yönelik ciddi bir operasyon yapıldı" dedi.
kuzey irak'a kara operasyonuyla ilgili ise, "gerektiğinde giriliyor ama kapsamlı bir kara operasyonu başlamış değil. gerektiğinde silahlı güçlerimiz, özel birliklerimiz girerek, geri çıkıyorlar. 2008'de olduğu gibi kapsamlı bir harekât ihtiyaç olursa da başlar" ifadelerini kullandı.
"burası suriye değil"
başbakan bölgedeki hdp'li belediyelerden gelen özerklik ilanlarına ise tepkili.
"burası suriye değil, öyle kafasına göre herkes kanton falan ilan edemez. demokratik hukuk devletinde yönetim sisteminin ne olduğu, nasıl yürüyeceği belli."
öcalan ile görüşme
imralı'daki pkk lideri abdullah öcalan ile görüşmeleri de değerlendiren davutoğlu, "abdullah öcalan ile bu süreçte özellikle dağlıca'dan sonra devlet, hükümet bir temas kurdu mu? kurduysa bir talepte bulundu mu? bulunduysa yanıt ne oldu?" sorusunu şöyle yanıtladı.
"açık söyleyeyim. bu teröre karşı verdiğimiz mücadele kendi doğası içinde ve türkiye'nin güvenliğini temin etmek üzere sürdürülen tutarlılık barındıran bir faaliyettir. yani herhangi bir yerden öyle veya böyle bu çalışmanın demin söylediğim gibi, kuzey irak kırsal mücavir şehir merkezlerine kadar giden alanın temizlenmesi bizim için bir kamu borcudur. kamuya olan bu sorumluluğun yerine getirilmesi için imralı ile görüşmemizi gerektiren bir durum yoktur. imralı ile geçmişte yapılan görüşmelerin ana odağı ise silahsızlanmaydı. silahsızlanmayı, silahların türkiye'yi terki... 2013'te bu çerçevede yapılan görüşmelerdi. şu anda böyle bir irade, böyle bir yaklaşım, böyle bir perspektif oluşmadan görüşmenin bir anlamı yok. önce türkiye'nin her santimetrekaresinde sadece meşru güvenlik güçlerinin kamu düzenini sağladığı bir durum ortaya çıkacak ve silahsızlanma etrafında silahları terk, silahları bırakma anlamında bir süreç başlayacak, o zaman tabii yürütülen bütün faaliyetler o bağlamda yürür."
meclis olağanüstü toplanacak mı?
başbakan son günlerde artan şiddet ve şehit haberleri üzerine "meclis’in olağanüstü toplanmasına ihtiyaç var mı?" sorusunu da yanıtladı. davutoğlu'na göre şu an böyle bir ihtiyaç yok.
"sayın kılıçdaroğlu ile de görüştük, kendisine tüm bilgileri detaylarıyla verdim. ama mhp ve hdp olağanüstü oturum üzerinden meclis’i bir şov alanına dönüştürmek isterlerse buna karşıyız. ne bilgi istiyorlarsa biz veririz. (mhp ve hdp buna dahil mi?) hdp bilgiyi başka yerlerden alıyor. mhp ise bilgilendirildi. her paylaşımı da yapmaya açığız."
"sağduyu çağrısı olumlu"
davutoğlu'na pkk'ya tepki eylemleri sırasında yaşanan, parti binaları ve medya organlarına yönelik saldırılar da soruldu. herkesin protesto hakkı olduğunu tekrarlayan davutoğlu, saldırıları doğru bulmadığını bir kez daha ifade etti. chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nun sağduyu çağrısıyla ilgili soru üzerine ise, çağrının "olumlu" olduğunu söyledi.
"barış yürüyüşü olursa destekleriz"
başbakan'ın "barış yürüyüşü" hazırlığıyla ilgili değerlendirmeleri ise şöyle:
"herkesin katılacağı bir barış yürüyüşü için değişik sendikalardan ve sivil toplum kuruluşundan, deaş ve pkk terörüne karşı bir teklif gelmişti. bugünlerde de böyle bir çalışma içinde olduklarını biliyorum. bunun olması halinde tabii ki destek veririz. önemli olan barış içinde olması, halkın tepkilerini açıkça dile getirebilmesi. ama kesinlikle şiddete, ötekileştirmeye, etnik ya da mezhebi anlamda bir karşıtlığa yol açmaması lazım."
kaynak: a haber
Yorumlar