Türkiye
Davutoğlu: Öcalan'a statü değişikliği yok
Başbakan Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda katıldığı bilgilendirme toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, basında yer alan Öcalan'ın çözüm sürecinde resmi müzakereci olacağı iddialarına karşı "Öyle birşey yok. Statü değişikliği söz konusu değil" dedi.

çözüm süreci ile ilgili oluşturulan kurulun 15 günde bir toplandığını ve sürecin geldiği noktanın değerlendirilmesinin yapıldığını hatırlatan davutoğlu, sürecin devamı ile ilgili de şu ifadeleri kullandı:
"kararlı tutumumuzu bir kere daha vurgulamak isterim; çözüm süreci bizim kimseden izin almadan kendi irademizle başlattığımız bir süreçtir. kimsenin de tutumuna bakmadan kendi irademizle yürüteceğimiz bir süreçtir. nasıl başlatırken kimseden izin almadık, durdurma olayı veya yürütme konusunda da kimsenin tutumuna bunu bağlı kılmayız. çözüm süreci kararlılıkla devam ettirilecek. çözüm sürecindeki muhataplar tek eksenli, tek muhataplı değildir; bütün bu alanda taraflarla hem de yaptığımız reformlarla toplumsal tabanda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. ama bunun yanında çözüm sürecini herhangi bir şekilde kamu düzensizliğine, kanunsuz faaliyetlere bahane ya da gerekçe gösterme çabalarına da izin vermeyeceğiz. bu iki kanattan oluşan yaklaşımdır. kamu düzeni sağlanacak, çözüm süreci devam edecek. biri diğerinin alternatifi değil."
davutoğlu, basında yer alan öcalan'ın çözüm sürecinde müzakereci olacağı iddialarına "herhangi bir şekilde, bir statü değişikliği gibi bahsettiğiniz tarzda haberlerin aslı yoktur, gerçekle de bağdaşmaz, resmi müzakereciydi vesaire gibi böyle bir şey söz konusu değil" şeklinde cevap verdi.
başbakan, pazar günü âkil insanlar heyeti üyeleri ile biraraya geleceklerini, heyetteki isimlerin değişmeyeceğini de belirtti.
"çözüm sürecinde en önemli şey psikolojik boyut. son şiddet eylemleriyle bu psikolojiyi kırmak istediler, yok etmek istediler. psikolojiyi tekrar inşa edebilmek için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. toplumsal duyarlılığın artırılması, toplumsal bilincin daha da güçlendirilmesi için akil insanlar heyeti'ne ihtiyacımız var."
başbakan davutoğlu, al jazeera arapça kanalında yayınlanan bila hudut (sınırsız) programında türkiye’nin suriye’de oluşturulmasını istediği güvenli bölgelere dair yaptığı açıklama ile ilgili şöyle dedi:
"bir yabancı televizyon kanalına verdiğim mülakatta zikrettiğim bazı hususlar benim iradem dışında haritaya dönüştürülmüş, bunu ben de gördüm. bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ya da onu ortaya koyan haritalar değil. o üretilmiş haritalardır. bizim tarafımızdan harita böyledir diye bir tanımlama olmadı. orada zikrettiğim husus şudur; 'türkiye'ye dönük olarak mülteci akınlarının olduğu her yerde belli çizgilerde güvenli bölge ihdası gerekli olabilir' dedim. türkiye'de şimdiye kadar mülteci şeyleri nereden geldi? yayladağı'ndan geldi, lazkiye'nin kuzeyinden. nereden geldi? reyhanlı'nın doğusundan, idlip tarafından geldi. nereden geldi? kilis'in hemen karşısından azaz bölgesinden geldi. nereden geldi? cerablus çobanbey'den, oradan son dönemde türkmenlerin yoğun girişleri olmuştu. nereden geldi? tel abyad'tan geldi. şimdi nereden geliyor? kobani'den geliyor. 'ileride nereden gelebilir?' haseke veya başka yerden diyerek aslında bir ilkeye dikkati çektim. yani güvenli bölgenin insani bölgeler olduğu, askeri bölgeler değil de insani bölgeler, sivil akışlarının olduğu yerlerle sınırlamaya çalıştım. orada, haritalarda bazı yerler çıkmış görünüyor, o harita bizim tarafımızdan herhangi bir diplomatik müzakerede kullanılmış haritalar değil."
"bunlar dediğim gibi basın mensuplarının benim zikrettiğim yerlere dayalı olarak üretilen haritalar" ifadesini kullanan davutoğlu, "dolayısıyla nerede insani göç ve insani durum söz konusuysa güvenlikli bölge orada olur. şimdiye kadar insani göçlere dayalı olarak benim saydığım şehirlerle sınırlı değil veya bu şehirlerin hepsinde hemen olması gereken bir durum da olarak görülmemeli" dedi.
kaynak: al jazeera
Yorumlar