Kürt sorunu
Davutoğlu sürecin sacayaklarını açıkladı
Başbakan Davutoğlu Kürt sorununun çözümü için bir araya gelen 'Âkil İnsanlar Heyeti'ne seslendi, 'Çözüm süreci stratejiktir, kamu düzeninin alternatifi değildir' dedi.

başbakan ahmet davutoğlu, kürt sorununa çözüm süreci kapsamında yeniden toplanan âkil insanlar heyeti ile bir araya geldi. davutoğlu, dolmabahçe'deki başbakanlık ofisi'nde yaptığı konuşmada "ortak sorumluluk taşıyoruz. ortak sorumluluğu toplumun tüm kesimlerine yaymak sorumluluğunu taşıyoruz" dedi.
yeni hükümet olarak da süreci sürdürme iradelerini vurgulayan davutoğlu, 'millidir, özgündür ve yerlidir' diye tarif ettiği çözüm sürecinin üç önemli sacayağını şöyle sıraladı:
"birincisi çözüm süreci her halükarda devam ediyor. ikincisi çözüm süreci kamu düzeninin alternatifi değildir. başarılı olacaksa kamu ve hukuk düzeni içinde başarılı olacaktır. birileri, ‘devlet operasyon yapmasın' derse, 'ama biz şehrin kenarlarında çadır kuralım, insanları hesaba çekelim, haraç toplayalım, var olan hukuk düzeninin aşındıralım' derse o zaman çözüm niyeti yoktur. kamu düzeninin kalmadığı yerde neler olduğunu suriye’de görüyoruz. kamu düzeninin olmadığı yerde siyaset olmaz. batman’da, siirt’te örgüt baskısıyla kimse görüşünü ifade edemez hale gelirse işte tektipçi modernitenin yol açtığı krizleri etrafımızda gördüğümüz gibi biz de yaşarız. üçüncü ve en önemli mesele konjonktürel değildir. bizim için stratejik ve tarihi bir projedir. bunu başardığımızda türkiye’nin ayağındaki prangaların nasıl boşalacağını biliyoruz."
"pkk silahlı unsurlarını çekseydi kobani'ye yaklaşımımız farklı olurdu"
davutoğlu, kobani eylemlerine de vurgu yaptı. türkiye'nin kobani'deki duruma sesiz kalmadığını belirten davutoğlu pkk'ya seslenerek, "silahlı unsurlarını türkiye toprakların çekmiş olsaydı tutumumuz farklı olurdu" dedi.
davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
"akil insanların yaptığı temaslar karşılıksız kalmamıştır. sadece bölge ziyaretleri ya da raporlarla raflara kaldırılmamıştır. 30 eylül’de başbakanımızın demokratikleşme paketinde sizin tekliflerinizin çoğu yer aldı. hazine yardımı, harflerin kullanılması, anadilin kullanılması gibi. devrim mahiyetinde atılan adım sizlerin talebi olan çözüm sürecinin aktörü olanlarca dile getirilen çözüm sürecinin yasal çerçeveye oturtulması olmuştur."
"ak parti kongresi'ne 'insana, zamana, mekana selam olsun' diye başlamıştım. insanı selamlamayan, insanın varoluş zamanına, alanına saygı göstermeyen yaklaşımın siyasal anlamda kalıcı olması mümkün değildir. küçük kısır alanlara hapsolunduğunda, son (kobani) eylemlerindeki gibi şiddet içerikli eylem geliştirildiğinde büyük resim kaybedilir. 'silahlanıyoruz ve ayaklanıyoruz' diye tweetler, bu tweet elimizde var. ne kadar ortak vicdanı harekete geçirirsek geçirelim provokatif bir grup, provokatif bir bilgiyle, 'türkiye işid’e yardım ediyor' diye olağanüstü hızlı bir bilgi iletişimi kullanıyor ve bir şehir yanmaya başlıyor."
'biz latin amerika ülkesi değiliz'
"biz latin amerika ülkesi değiliz. batı avrupa ülkesi de değiliz. ne anlamda? bu toprakların şehirleri, sokakları, devletleri sosyokültürel bağları 2-3 bin yıla dayanır. bizde 1000 yılı devirmemiş bir şehir yoktur. şehirler tek bir etnik grupla, dinle, mezheple adlandırılamaz. iki kavram, temel unsur var: tarihdaşlık ve vatandaşlık. tarihdaşlık bilincini kaybetmiş ulusalcı ideolojiler, bir müddet sonra dışlayıcı bir kültüre dönüşüyor. modernite içinde süslü kelimelerle örtülse de üzeri; tek bir mezhep, ideoloji ve siyasete hitap etmeye başlamışsa bir müddet sonra tıkanır. modernitenin kimlik algısının yanlış yorumlanmasından ortaya çıkıyor bu. balkan muhaceretini biliyoruz. mübadelenin nasıl insani trajedilere yol açtığını biliyoruz. tekçi yapılar kadim kültürlerin olduğu yerlerde acı ve hüzün getiriyor. pakistan- hindistan bölünmesindeki acıları hatırlayınız. herhangi bir iskandinav ülkesi bununla karşı karşıya kalmaz."
"türkiye’nin farkı şudur. biz yerleşik, iç içe geçmiş sosyokültürel yapılar içinde yer alıyoruz. irak’ın birliğini en fazla kim tehdit etmiştir? basra’yı bir şii şehir, musul’u bir şii şehir olarak tanımlayanlardır. şehir, devletten önce gelir. şehirden önce gelen de insan bilincidir. bizim oradan farkımız, biz kürt ve türk olarak her yerde iç içe yaşıyoruz."
"kürtlerin devleti yok, bir devlet arayışı var. kürtlerin devleti türkiye cumhuriyeti’dir. türkiye cumhuriyeti nevzuhur bir devlet değil. türkiye, istiklal harbi'ni omuz omuza vemiştir. çanakkale savaşı da dahil olmak üzere. sosyopolitik süreklilik hep devam etti bu ülkede."
"üçüncü faktör çevre. jeopolitik ortamın durumu. suruc’u kobani’den, yayladağ’ı bayırbucak’tan ayıramıyorsunuz. ya sınırlar barışçıl yöntemlerle anlamsızlaştırılacak ya da çok acılar çekilecek. arap baharı öncesi ortak kabine toplantıları yaptık. ortak ticaret havuzu kurduk. şimdi mülteci göçler halinde değil ticari göçler olacaktı."
'milli, yerli, özgün...'
"çözüm süreci millidir, yerlidir, özgündür. ister buna kürt sorunu deyin, ister buna terör sorunu deyin. buna mesele, sorun demek bile doğru değil. çözüm bulmak için her şeyi yaptık. türkiye vatandaşı olan herkese ayrımsız hak ve özgürlükleri hayata geçirme çabasında olduk. bir komployla bütün o süreç dumura uğratıldı. habur’dan o gelişler, o süreç gereksiz adımlarla akamete uğratıldı. ne olacaksa bu toprakların insanları arasında olacak.
milleti ikna etme sorumluluğumuz var. 'burada ben hakimim, burada siyaset yapacaklar benden izin alacaklar' dendiğinde, kadim toplum tehdit edilir. 'benim dışımda siyaset yapılmaz, benim iznim dışında kurban derisi toplarsan atarım üçüncü kattan aşağı' diyemezsiniz."
'birileri puslu havayı seviyor'
oslo sürecinden sonra 7 şubat kriziyle nelerin hedef alındığını biliyoruz. birileri puslu havayı seviyor. ne zaman ilerleme sağlansa birileri ortaya çıkıyor.
demokratikleşme paketlerinin ardından 17-25 aralık komplolarını hepimiz gördük. puslu havayı dağıtalım.
akdeniz bölgesi komisyonu
1-rifat hisarciklioğlu
2-lale mansur (katılmadı)
3-tarık çelenk
4- nihal bengisu karaca
5- şükrü karatepe
6- muhsin kizilkaya
7- öztürk türkdoğan
8- hüseyin yayman
9- kadir inanir
doğu anadolu bölgesi komisyonu
1- nafiz can paker
2- sibel eraslan
3- ayhan oğan
4- mahmut arslan
5- abdurrahman dilipak
6- izzettin doğan
7- abdurrahman kurt
8- zübeyde teker
9- mehmet uçum
ege bölgesi komisyonu
1-tarhan erdem
2-avni özgürel
3-fadime özkan
4-fuat keyman
5-hasan karakaya
6-fehmi koru
7-baskın oran (katılmadı)
8-hilal kaplan
9-erol ekici (katılmadı)
güneydoğu anadolu komisyonu
1-yılmaz ensaroğlu
2- kezban hatemi
3- mehmet emin ekmen
4- fazıl hüsnü erdem
5- etyen mahçupyan
6-ahmet faruk ünsal
7- lami özgen
8-murat belge (katılmadı)
9- yılmaz erdoğan (katılmadı)
içanadolu bölgesi komisyonu
1- ahmet taşgetiren
2- beril dedeoğlu
3- celalettin can
4- vahap coşkun
5- doğu ergil
6- cemal uşşak (çağrılmadı)
7- ergün atalay (katılmadı)
8- hilal kaplan
9- mustafa kumlu
karadeniz bölgesi komisyonu
marmara bölgesi komisyonu
1- deniz ülke ariboğan
2- mithat sancar
3- levent korkut
4- mustafa armağan
5- ali bayramoğlu
6- hayrettin karaman
7- hülya koçyiğit
8 - ahmet gündoğdu
9 - yücel sayman (katılmadı)
kaynak: al jazeera
Yorumlar