başbakanlık'ta düzenlenen ve 3 saat 15 dakika süren güvenlik zirvesi sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen başbakan ahmet davutoğlu, türkiye'nin özellikle doğu ve güneydoğusu'ndaki bazı illerde düzenlenen eylemlerle ilgili olarak hdp'yi suçladı.

davutoğlu; hdp için "demokratik hakları kullanmak iddiasında olan bir parti son derece antidemokratik, halkın malına, canına kastedecek eylemlerde bulunuyor" ifadelerini kullandı.

başbakan, "siyasi parti iseniz demokratik tavrınızı ortaya koyun. ama başka bir şeyseniz ona göre söyleyin muamelemiz ona göre olacaktır. çözüm sürecine önem veriyorlarsa önce onun gereğini yapacaktır." diyerek hdp'nin eylemlerle ilgili tavrını eleştirdi.

yaşanan şiddet olaylarıyla türkiye'de kargaşa yaratılmak istendiğini belirten davutoğlu, "kobani'de kürtlere yapılanları protesto için türkiye'deki kürtlere zulüm yapmak hangi mantığa sığar. evleri kurşunlananlar türkiye cumhuriyeti vatandaşlarıdır" dedi.  

"rejimle işbirliği halindeydiler"

davutoğlu'nun hedefinde pkk'nın suriye'deki kolu pyd de vardı. "3 yıl boyunca suriye rejimiyle, bir yıl boyunca da işid ile yan yana yaşayanlar, suriye'de araplar, türkmenler öldürülürken ses çıkarmadılar" diyen davutoğlu, bu tutumu iki yüzlülük olarak nitelendirdi. 

davutoğlu, "herkes bilmelidir ki biz bu devleti ve hukuku kimseye feda etmeyiz. şiddete başvuranlar da bilmelidir ki onların da gerektiğinde sığınacakları yer türkiye cumhuriyeti’dir. 1,6 milyon insan buraya sığınmışsa bu buradaki kamu düzenindedir. suriye'deki rejimle işbirliği halinde türkmenlerin, arapların katledilmesine göz yumanlar bilsin ki kobani'den kaçanlar suriye rejimine değil bize sığındılar.  sanki kobani’deki olaylar dün başlamış gibi türkiye’yi itham etmek kimsenin haddi değildir." diye konuştu.  

haseke'den gelen ilk mülteci grubunun pyd'nin baskısından kaçanlar olduğunu söyleyen başbakan, "boşnaklara, arnavutlara sahip çıktık. suriye savaşı başladıktan sonra kimsenin etnik mezhebine bakmadan onlara da sahip çıktık." dedi. davutoğlu, kobani'deki kardeşlerimize sesleniyorum. sizler bize tarihin emanetisiniz" ifadelerini kullandı. 

"kimse halkı tehdit etme hakkına sahip değildir."

davutoğlu konuşmasında kobani'den kaçan kürtlerin neden türkiye'ye sığındıklarını da şöyle açıkladı;

“demokrasiye saygı gösteren herkes bu partiye tepki göstermeli. suriye’de ve irak’ta yaşanan olaylar türkiye’de yaşanıyormuş gibi davranmak doğru değil.  türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. ve kimse hukukun üstünde değildir. türkiye cumhuriyeti’nin her santimetrekaresinde hukuku sağlamak görevimizdir. yurt dışında çok acılar yaşandı. ama kimse yurt dışında yaşanan bir hadise yüzünde halkı tehdit etme hakkına sahip değildir. her zaman kobani’deki insanlara sahip çıktık. 200 bin insan türkiye’ye sığındı. bu vandalizmi yapanlara sığınmadılar. son zamanlarda yaşanan şiddet olayları başarılı olsa bu insanlar buraya sığınamazdı. kobani’den kaçanlar suriye rejimine kaçmadılar.”

"çözüm sürecini destekliyorlarsa gereğini yapacaklar."

başbakan davutoğlu muhalefet partilerinin çözüm sürecini destekliyorlarsa bunun gereğini yerine getirmeleri gerektiğini de söyledi;

“siyasi partilere özellikle hdp’ye seslenmek istiyorum. barış için siyaset yapmaları gerekir ama niyetiniz neyse bilelim ona göre hareket edelim. çözüm sürecini destekliyorlarsa gereğini yapacaklar. chp de eleştirilerini sorumluluğu saldırganlara yönelik değil de türkiye’nin şefkatli suriye politikasına yöneltmemelidir. kılıçdaroğlu genel başkan yardımcısının neden o tweetleri attığının hesabını vermelidir. bu olaylarda istismar edilenlerin büyük kısmı çocuklardır. bunları teşvik edenler en büyük vandalizmi yapıyorlar.”

davutoğlu'nun hedef aldığı isim chp genel başkan yardımcısı sezgin tanrıkulu. tanrıkulu 6 ekim'de sosyal medyadan şu tweetleri paylaşmıştı;

al jazeera'ye konuşan tanrıkulu davutoğlu'na cevabını yine twitter üzerinden vereceğini söyledi.

"bu devleti ve hukuku kimseye feda etmeyiz."

başbakan, işid saldırıları ile ilgili olarak türkiye'yi itham etmenin kimsenin haddi olmadığını da söyledi;

“herkes bilmelidir ki biz bu devleti ve hukuku kimseye feda etmeyiz. şiddete başvuranlar da bilmelidir ki onların da gerektiğinde sığınacakları yer türkiye cumhuriyeti’dir. 1,6 milyon insan buraya sığınmışsa bu buradaki kamu düzenindedir. suriye’de araplar, türkmenler katledilirken susanların şimdi vicdan muhasebesi yapması ikiyüzlülüktür. suriye’den kaçan ilk kürt mülteci grubu bu pyd’nin zulmünden kaçan gruptu. sanki kobani’deki olaylar dün başlamış gibi türkiye’yi itham etmek kimsenin haddi değildir.”

"ne yapmamızı istiyorlar?"

davutoğlu pkk/hdp çizgisinin hem yurt dışına askeri müdahale izni veren meclis tezkeresine hayır demesini hem de bu eylemleri yapmasını şu sözlerle eleştirdi;

hem türkiye’nin müdahale etmesi isteniyor hem de hdp tezkereye hayır diyor. ne yapmamızı istiyorlar? hedef türkiye’yi kargaşa ortamına sürüklemekse vatandaşlarımız bunu çok iyi görüyor. vandalizmin tırmandığı ortamda kamu düzeninin ne kadar önemli olduğunu herkes görüyor. sakın ola ki birilerinin istediği şekilde karamsarlığa sürüklenmeyin."

"kamu düzeni ve çözüm süreci kesinlikle birbirlerinin alternatifi değildir."

başbakan eylemlerde türk bayrağının ve atatürk büstlerinin tahrip edilmesine de yanıt verdi ve bu olayların çözüm sürecini etkilemeyeceğini söyledi;

"bugünkü güvenlik zirvesinde karar verilmiştir, kamu düzeni kesinlikle sağlanacak. kamu düzeni ve çözüm süreci kesinlikle birbirlerinin alternatifi değildir. kimse çözüm sürecinin arkasına saklanarak kamu düzenine zarar veremez. birileri bunu kullanarak kamu düzenini zaafa uğratmaya çalışırsa buna izin vermeyiz. devletimizin bayrağına yönelik, kutsalına yönelik saldırılar karşılıksız kalmaz. çözüm süreci adına şiddete müsamaha göstermeyiz. emniyetimiz güvenlik için ne gerekiyorsa yapılacaktır. 24 saat çalışan bir koordinasyon kurulu kuruldu. her bir olayın geri planı incelenecek ve sorumlulardan hesap sorulacak. türkiye bir hukuk devletidir ve bunu uygulamak vatan görevidir.”

"türkiye'ye sorumluluk atamazlar"

davutoğlu uluslararası topluma da seslendi;

"uluslararası topluma da sesleniyorum. sanki kobani’deki sorunu çözmek türkiye’nin görevi gibi gösteriliyor.  on binlerce kişi öldü. kendi vebalini bir kenara koyarak türkiye’ye sorumluluk atanlar uluslararası toplumun vicdanında kurtulamazlar. suriye’deki tüm toplumun entegre olarak acıları giderilmezse böyle olaylar bitmez.”

başbakan basın mensuplarını da bu konuda duyarlı davranmaya çağırdı.

kaynak: al jazeera