habertürk televizyonuna konuşan diyanet işleri başkanı mehmet görmez, eski bakan egemen bağış'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında yer alan 'bakara-makara' ifadesi hakkında niçin konuşmadığını açıkladı. görmez, egemen bağış'ın kendisini arayarak ses kayıtlarının montaj olduğunu söylediğini belirtti. cemaat'in siyasi bir kavgada bu konu üzerinden kendilerini kullanmak istediğini ifade etti.

görmez, “sayın eski bakan egemen bağış’a ait olduğu iddia edilen ‘bakara-makara’ ses kayıtlarıyla ilgili olarak neden hiç konuşmadınız?” sorusuna şu cevabı verdi:

“buna benzer çok konu var aslında. o dönemlerde bilhassa bu tür ihtilaflarda pek çok konu var. o konularda bize pek çok itiraz gelir. diyanet işleri başkanlığı bir tashih kurumu değil. her siyasetçinin, herkesin yanlış bir ifadesini düzelten bir kurum değil. toplum bize bunu sorarsa biz o cevabı veririz. bu soruya 'islam’ın şiarını çiğneyen herhangi bir ifadeden dolayı biz defterden sileriz, bunun doğru olmadığını söyleriz' cevabını veririz. ancak kendisine bu söz isnat edilen insan, aynı saatlerde diyanet işleri başkanı’nı aramış ve ‘hocam vallahi bu bir iftiradır. bu tamamen parçaların montajla bir araya getirilerek bana isnat edilen bir sözdür’ demişse sizin o zaman söyleyebileceğiniz bir şey kalmaz.

biz kuran’ın herhangi bir ayetiyle dalga geçmenin küfür olduğunu, bunun bir mümin için imandan çıkmak olduğunu söyleriz. siz siyasi bir kavgada dine ve kuran’a hürmetten değil, diyanet’i yanınıza alarak cevap yetiştirmek istiyorsanız, biz oraya gelmeyiz. konunun kendisiyle ilgili cevap veririz, ama ‘falana haddini bildir’ dendiğinde, o kişi de ben bunu demedim dediyse itibar etmek zorundasınız.”

17-25 aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında adı geçen 4 eski bakandan biri olan egemen bağış, gazeteci metehan demir ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesine ait ses kaydının internete sızdırılmasıyla da gündeme gelmişti. bakara suresi'nden de söz edildiği ve 'bakara-makara' ifadelerinin yer aldığı konuşma tepkilere yol açmıştı. bağış konuşmaların montaj olduğunu savunmuştu. 

kaynak: al jazeera ve habertürk