La Liga
'El Clasico' zamanı
Barcelona'nın Cumhuriyet, Real Madrid'in ise Kraliyet olarak nitelendirildiği günlerden bu döneme rekabetin şekli farklı bir yapı kazansa da eski ruhu yakalamak yine de mümkün. İki ekip Cumartesi günü bir kez daha karşı karşıya gelecek. Maç 18.15'te.

dünya futbolunun en ezeli rakipleri genelde siyasi, mezhep ve sosyal statü farklarından doğdu. el clasico'nun arkasında ise franco ön plana çıkıyor.
ülkede yaşanan iç savaşın ardından 36 yıl boyunca ülkeyi yöneten general franco, madrid'den baskıcı bir yönetim hüküm sürerken, muhalefet katalonya'dan sesini duyuruyordu. muhalefet gücünü sadece sokaklarda ya da masa başında değil yeşil sahada da gösteriyordu. en önemli silahları ise barcelona'ydı.
real madrid'in 'kraliyet', barcelona'nın ise 'cumhuriyet' olarak değerlendirildiği, franco'nun takımı real madrid'i her daim koruduğu o dönemlerin ardından sportif rekabet kendini göstermeye başlamış, yapılan transferler, alınan her galibiyet soğuk savaşın izinde yürümüştür.
bu dönemde rekabet her ne kadar kupaya, reklam pastasından alınan paylara, televizyon gelirlerinin dağılımına yönelik şekillense de halk arasında eski ruhu hissedebilmek hala mümkün.
'barcelona, bir kulüpten fazlasıdır' hatta bu söz 'més que un club' cümlesiyle günümüze kadar gelmiş ve kulübün tribünlerine de yazılan bir sloganı olmuştur. baskının fazlasıyla hissedildiği ispanya'da o dönem barcelona başkanı josep sunyol'un, franco'nun askerleri tarafından öldürülmesiyle alevlenen rekabet, alfredo di stefano transferiyle bambaşka bir boyut kazandı.
kulüpler arası transferler ve alfredo di stefano
di stefano, 1953 yılında kolombiya'nın club deportivo los millonarios takımında forma giyiyordu. burada muhteşem bir performans sergileyen efsanevi futbolcu, barcelona ve real madridli yöneticilerin dikkatini çekti. stada adını veren santiago bernabeu yeste'nin büyük girişimleriyle real madrid barcelona'dan önce davrandı fakat bu konu fifa'ya kadar uzanmak durumunda kaldı.
fifa, di stefano'nun dönüşümlü olarak iki takımda da forma giymesini karara bağlasa da general franco tam bu anda araya girdi ve barcelona'nın bu transferden vazgeçmesi için yaptığı baskılardan olumlu sonuç aldı.
di stefano'nun oynadığı dönemde ise real madrid tarihinin en başarılı dönemini yaşadı. şampiyon kulüpler kupası'nın ilk beş sezonunda kupaları kimseye kaptırmadı.
iki kulüp arasındaki transferler sürekli soğuk savaşın bir parçası olarak nitelendirildi, di stefano kadar kriz yaratmasalar da büyük gündem oluşturdu.
1988'de bir dönem beşiktaş'ı da çalıştıran bernd schuster barcelona'dan real madrid'e, danimarkalı michael laudrup barcelona'dan real madrid'e ve yine portekizli luis figo barcelona'dan real madrid'e transfer oldu.
eski takımına karşı camp nou'da sahaya çıkan figo'ya ise tepki amaçlı bir domuz kafası sahaya atıldı. gheorghe hagi, samuel eto'o, luis enrique ve ronaldo da bu iki ruhu da yaşayan yaşama heyecanını tattı.
1943'teki 11-1'lik maç
tarih 13 haziran 1943. real madrid ve barcelona, general franco adına düzenlenen kral kupası yarı final mücadelesinde karşı karşıya geldiler. iki ayaklı müsabakanın ilk maçını barcelona 3-0 kazandı. rövanş maçı öncesi büyük olayların çıktı ve o dönemki iddialara göre katalan ekip franco'nun talimatıyla 'siyasi sicil' konusu altında tehdit edildi.
ilk yarısı 8-0 real madrid'in üstünlüğüyle biten maçı, franco'nun takımı 11-1 kazanarak finale yükseldi.
tarihi maçlar
ilk döneminde real madrid'in son dönemde ise barcelona'nın üstün göründüğü 100 yılı aşkın rekabetin tozlu yapraklarında karşımıza birçok tarihi maç çıkıyor.
'renkli' dönemden ilk akla gelenler 19 kasım 2005'te oynanan ve barcelona'nın real madrid karşısında iyi oynadığı yaptığı maçta brezilyalı ronaldinho'nun madrid taraftarlarınca ayakta alkışlanması, 2 mayıs 2009'da barcelona'nın real madrid'i 6-2, 29 kasım 2010'da da 5-0'lık galibiyetleri.
kaynak: al jazeera
Yorumlar