başbakan recep tayyip erdoğan, manisa'nın salihli ilçesindeki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada 17 aralık'ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili olarak hsyk ve soruşturmadan alınan savcı muammer akkaş'a tepkisini sürdürdü.

hâkimler ve savcılar yüksek kurulu, 2010'daki anayasa değişikliği ile idari ve mali yönden bağımsız bir kurul haline getirilmiş, hâkim ve savcıların denetlenmesinden sorumlu teftiş kurulu, hsyk’ya bağlanmıştı. "burada bir yanlış yaptıklarını" söyleyen erdoğan şöyle konuştu: 

"hsyk, onu da yargılayan, denetleyen bir mekanizma vardı. biz dedik ki demokrasinin gereğini yapalım ve millete gititğimizde adalet bakanlığının elinde olan bu yetkiyi kalktık devrettik. orada yanlış yapmışız."

"eğer şu anda anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuzda bu yetkiyi değiştirmek durumundayız. çünkü kimsenin kalmaması gerekir. yani bu ülkede başbakan denetlenecek, bakanlar denetlenecek, parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek. demek ki olmuyor bu iş. bunların da denetlenmesi lazım.''

hsyk geçen hafta, hükümetin adli kolluk yönetmeliği'nde yaptığı değişikliğin anayasa'nın kuvvetler ayrılğı ilkesine aykırı olduğunu belirten bir açıklama yapmıştı.

hükümetin 17 aralık'ın hemen ardından yaptığı değişiklik, "kolluk amirinin adli olayları mülki idare amirine derhal bildirmesi" ve "cumhuriyet savcısının soruşturmaları cumhuriyet başsavcısına bildirmesini" zorunlu kılıyordu. danıştay geçen hafta yönetmeliğin yürütmesini durdurmuştu.  

“seninle işimiz var”

erdoğan, istanbul cumhuriyet başsavcısı tarafından soruşturma dosyasından alınan savcı muammer akkaş’a tepkisini de sürdürdü.

erdoğan akhisar'da yaptığı konuşmada, “bu savcı kimin savcısı? öğrencilik yıllarımızda olduğu gibi, o uç örgütlerin militanları gibi çıkıp adalet sarayının önünde bildiri dağıtıyor. bir savcı böyle bir şey yapabilir mi? bunlar nasıl adalet dağıtacak? bunlar adil olabilir mi?” diye sordu.

erdoğan'a göre, savcı, medyayı da kullanarak iftiralarla yaftalama yapıyor. erdoğan, “kimin kiminle olduğunu deşifre edeceğiz.” dedi ve savcı'ya, "dur bakalım, seninle işimiz var." diye seslendi.

erdoğan şöyle konuştu: bu nasıl savcı? başsavcı ondan dosyayı istiyor diye kalkıyor, feryat ediyor beyefendi. seninle, daha dur bakalım, işimiz var. yargı, kayıtsız şartsız egemen değildir. yürütme, kayıtsız şartsız egemen değidir. egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.

"kaset genel başkanı"

erdoğan ana muhalefet partisi chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu’na da tepkiliydi.

"çıkıyorsun suçlu-suçsuz daha bilmeden, maalesef bazı savcıların evrakları deşifre etmesiyle onlara sığınıyorsun." dedi.

erdoğan, chp'nin eski genel başkanı deniz baykal'ın da bir kaset sonrasında istifa ettiğini hatırlattı. "şimdi iş ortaya çıkıyor. demek ki bu işin arkasında birileri var ama kim sorusunun cevabı ortaya çıkmaya başladı. bunun adı tam manasıyla bir kaset genel başkanıdır. kendi genel başkanına bu tezgahı kuran ülkeye her şeyi yapar." dedi.

“o savcıların mağduruyum”

başbakan erdoğan, 14 yıl önce okuduğu bir şiir nedeniyle dört ay hapis yatmıştı.

başbakan’a göre şu anda yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını yürüten savcılarla erdoğan’ı suçlayan savcılar aynı:

“ben bu chp zihniyetine mensup olan savcıların mağduruyum. onların meşrebine sahip olanların mağduruyum. bunların genlerinde ne var, bunu da iyi bilirim.”

erdoğan muhalefetin, 'vatana ihanet' içinde olduğunu söyledi.

'savcı iş takip ediyor'

salihli'den sonra izmir adnan menderes havaalanı'na gelen başbakan erdoğan, burada da kendisini uğurlamaya gelenlere seslendi. yolsuzluk operasyonunda fatih belediye başkanı'na iftira atıldığını belirten erdoğan, bir savcının iş takipçiliği yaptığını söyledi. erdoğan, "oradaki bir savcı iş takip ediyor, iş. belediyeye geliyor, belediye başkanımız o savcının talebini yerine getirmedi diye kalkıyor ardından bu adımı atıyor" dedi. erdoğan konuşmasının ardından ankara'ya döndü.

kaynak: ajanslar