Eğitim

Erdoğan: İsteseler de istemeseler de Osmanlıca öğretilecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlıca'ya zorunlu ders yolunun açılmasıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi: İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca öğretilecek ve öğrenilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyanet'in Din Şûrası'nda konuştu. [Fotoğraf: AA]

diyanet işleri başkanlığı'nın düzenlediği din şûrası'nda konuşan cumhurbaşkanı tayyip erdoğan, osmanlıca'nın liselerde zorunlu ders olmasının yolunun açılmasıyla ilgili eleştirilere tepki gösterdi:

"osmanlıca’yı bu ülkenin evlatlarının öğrenmesinden rahatsız olanlar var. aslında bu eskimez türkçe’dir ya. diyor ki, ‘mezar taşlarının okunmasını mı öğreteceğiz?’. zaten sıkıntı burada. o mezar taşlarında tarih yatıyor. bir neslin o mezarlarda kimlerin yattığını bilmemesinden daha büyük bir cahillik olabilir mi? bu bizim şah damarlarımızın koparılmasıydı aslında ve bizim şah damarlarımız koparıldı. yüzlerce eserlerimizin yakılıp yıkılması herhalde sıradan bir olay değildir. ilimde çok büyük güçlere sahip olan bir milletin bu ilmi kaybetmesi felakettir. öğretilmesini istemeyenler var, bu çok büyük bir tehlike. isteseler de istemeseler de bu ülkede osmanlıca öğretilecek ve öğrenilecek. alman hans gelip öğreniyor, inceleyip araştırıyor. ama maalesef bunlarda böyle bir durum yok. özgüvenimizi sarsmaya, bizi devamlı defansta bırakmaya yönelik çabalara rağmen her zaman ilim ve bilim dünyamız canlıdır."

"şarlatanlar teşviklere mazhar oldu"

cumhurbaşkanı erdoğan, isim vermeden gülen cemaati'nin lideri fethullah gülen'e eleştirilerini sürdürdü.

"sahte hocaların, sahte dindarların adeta toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele, bu ülkede maalesef desteklenmiştir, hatta ve hatta teşvik edilmiştir. resmi ideolojinin dar kalıpları içinde kalan sözüm ona âlimler teşvik edilmiş, sırtları da sıvazlanmıştır. vatanına ihanet şebekesi kuran, din adamı maskesi altındaki şarlatanlar, ulusal ya da uluslararası teşviklere mazhar olabilmiştir. dini özünden koparıp, sinsice çarpıtmaya, özel menfaatlerine kullanmaya çalışanlar ekranlar vesilesiyle imkânlarına imkân katmışlardır. biz de saldırılara maruz kaldık, çünkü biz bu millete özgüven aşılamanın mücadelesini verdik ve veriyoruz. hedef yapıldıysak boşuna değil, sorulamayan soruları sorduğumuz için içeride ve dışarıda hedef yapılıyoruz."

"saldırılara maruz kaldım"

erdoğan, "cumhurbaşkanı olarak dine ait tüm meselelerin, tüm konuların artık özgürce ve özgüvenle ele alınabilmesi için ilgili tüm kesimleri cesaretlendirmekle mükellef olduğum inancı içindeyim" dedi.

"200 yıldır sorulamayan soruları sorduğumuz için hedef oluyoruz" diyen erdoğan ardından, "zorunlu din dersini tartışıyorsunuz da zorunlu fizik dersini neden tartışmıyorsunuz dediğim için içeride ve dışarıda saldırıya maruz kaldım" dedi. cumhurbaşkanı, "dindar nesil dediğim, başörtüsü yasağını kaldırdığımız, eğitimde 4+4+4 modeli için, kur’an-ı kerim’i seçmeli ders yaptığımız için hakaretlere, saldırılara maruz kaldık. kadınlar için eşit kavramının çeviri bir kavram olduğunu, asıl anlamın eşdeğer olduğunu söylediğim için saldırıya maruz kaldım" diye devam etti.

karadavi'ye kırmızı bültene tepki

erdoğan, mısır'ın başvurusuyla dünya müslüman âlimler birliği başkanı yusuf karadavi hakkında interpol'ün yayınladığı kırmızı bültene de tepki gösterdi.

"darbe ile işbaşına gelmiş bir zat, bir şahıs çıkıyor interpol’e talimat veriyor. talimatla müslüman âlimler birliği başkanı kırmızı bültenle aranmak üzere adım atılıyor. bu nasıl bir iştir? ilim siyasetin emrinde olmaz. siyaset ilmin hizmetkârı olur. işler tersine dönmüş vaziyette. bu gelişmeler dünyanın kötüye gittiğinin alametidir. islam dünyasında bir söylem birliği yok, beklenen, aranan o dayanışma yok. türkiye burada öncü bir rol oynayabilir."

"darağacına çekildiler"

erdoğan'ın konuşmasından diğer başlıklar şunlar:

"bu ülkede kimi zaman kuran’ın okunması, öğretilmesi, hatta ezanın aslı ile okunması dahi yasaklandı. başörtüsü yasaklandı, din eğitimi yasaklandı, camiler kapatıldı, kimileri ahır olarak kullanıldı. namaz kılanlar, kuran okuyanlar dışlanmıştır. kitaplarla, filmlerle, resim ve karikatürlerle özgürlük adı altında en kutsal değerler tahkir edildi. cevap verilmesine dahi müsaade edilmedi. normalleşmeyi savunan siyasetçiler din istismarcısı, gerici yaftasına maruz kalmış, hatta darağacına çekilmişlerdir."

"kaptıkları saltanatı bırakmazlar"

"bize dayatılan ezberleri bozuyoruz. onlar susmamızı istiyor, biz ısrarla filistin diyoruz; mısır'da demokrasi, suriye’de adalet istiyoruz. 'dünya 5’ten büyüktür' diyoruz. bu işlerine gelir mi? gelmez. kaptıkları bu saltanatı asla bırakmazlar. ellerindeki her türlü araçla üzerimize gelmeye devam edecekler. 1,5 milyarlık islam coğrafyasını orada temsil eden bir tane ülke yok. nerede adalet? bunu kendileriyle konuştuğumuzda da inanın cevap veremiyorlar."

"üzerimize gelecekler"

"devşirdikleri, kendi topraklarına yabancı hale getirdikleri, yazarlarla, sanatçılarla, gerek uluslararası medya, gerekse de içerideki taşeronlarla, ellerindeki tüm araçlarla üzerimize gelecekler. besleyip büyüttükleri sahte din adamlarıyla, müslüman görünümlü misyonerleriyle, ihanet şebekeleriyle üzerimize gelecekler. sadece lawrance'lerle değil, abdullah ibni sebe'lerle, hasan sabbah'larla, müseylemet-ül kezzap'larla üzerimize gelecekler, bunu biliyorum.  iktisapta karun'larla, siyasette firavun'larla, ilimde bel'am'larla, biliyorum oyunlar kuracaklar. allah’ın izniyle korkup geri adım atmayacağız. dinin sahibine de, 'maliki yevmiddin' olan allahımıza da inşallah mahcup olmayacağız. yaptığımız bir yanlışın yerine başka bir yanlışı, bir zulmün yerine başka bir zulmü, baskıyı ikame etmek değil, normalleşme istiyor ve bunun mücadelesini veriyoruz. bu hakikatin mücadelesi."

"helvadan put yapma zihniyeti"

"islam dinine ve onun kamusal alandaki görünümüne karşı husumet besleyenler yarın yazacaklar biliyorum ama söylemek durumundayız; aslında kendi elleriyle, kendi dinlerini icat ettiklerinin farkında değiller. yurttaşlık benzeri din icat ederek islam karşısına kendi yapay dinlerini koymanın çabası içinde olduklarını bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar. bu ülkede çıktılar, sipariş şairleri çıktı bunların: 'kâbe arap’ın olsun, bize çankaya yeter' dediler. bu zihniyet helvadan put yapma zihniyeti değil de nedir? kendileri yaptılar, kendileri taptılar. bunu hâlâ ikame etmek isteyenler var. işte bunun için normalleşme, özgüven, cesaret diyoruz. 100 bini aşkın din adamımız var bunun için ülkemizde. demokrasi, özgürlük diyoruz. 200 yıldır yaşanan baskılara rağmen köklerimizle kesilmeye çalışılan irtibata rağmen türkiye’nin âlimleri ayaktadır."

"defanstan çıkın, ileriye koşun"

"bu dinin bir sahibi var. sahibi bu dini dünya var oldukça muhafaza edecektir. bize düşen emanetin hakkını vermektir. emanetin hakkını verebilirsek mezhepler arası çatışma sona erecektir. bize biçilen rolleri atıp kendimiz olabilirsek, adaletin yeryüzüne egemen olması mümkün hale gelecektir. hiç tereddüt etmeden, korkmadan gerekli soruları sorun. defanstan çıkın, ileriye koşun. her zaman arkanızda olacağız. bu millet her zaman sizin yanınızdadır."

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;