başbakan recep tayyip erdoğan, bazı köşe yazarları ve gazeteciler ile istanbul-dolmabahçe’deki ofisinde bir araya geldi. görüşmeden çıkan gazeteciler, fethullah gülen ya da gülen cemaati'nden üst düzey birinin erdoğan'a 'barış mektubu' yolladığını ancak başbakan'ın hükümetle cemaat arasındaki kavgada artık dönüş olmayacağını söylediğini belirttiler. görüşmeden çıkan gazetecilerin açıklamaları şöyle oldu: 

mehmet barlas: anlaşılan fethullah hoca'dan bir mektup gelmiş. islak imzalı barış teklifi. öyle anladık. bu barış teklifinde 'tüm bu olanlar geride kalırsa işin yumuşayacağı' gibi vaadler var ama başbakan “o dönüşü olmayan nokta geçildi. artık paralel devlet konusunda atılması gereken ne adım varsa atacağız. geri dönüş yok" diyor. 

fikret bila: başbakan, kamuoyunda oluşan tereddütleri gidermeye çalışıyor. birinci tereddüt yolsuzluk. ikincisiyse 30 mart'taki yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi’nde kendisini hedef alan bir darbenin olduğunu düşünüyor. buna izin vermeyeceğini söylüyor. başbakan isim vermedi ama kendisine gülen ya da cemaat'in üst düzey bir isminden yakın tarihli, ıslak imzalı, uzlaşı içeren bir mektup gelmiş. 

akif beki: cemaatle pazarlığa girmeyeceğini söyledi. yazılı teklif geldiğini söyledi. bu teklifin dershanelerle ve atamalarla ilgili olduğunu ama bu konuların pazarlığa açık olmadığını söyledi. başbakan, 17 aralık operasyonunun dershane meselesi yüzünden yapıldığını söyledi. bunu teyid etti. dershanelerle ilgili pazarlığa oturup paralel devleti görmezden gelemeyeceğini ifade etti. operasyonel detaylar konusunda bilgiler verilmedi. atama tasarrufları konusunda da bilgi vermedi. 

'başbakan strateji belirlemiş'

can paker: başbakan olayı kavradığını ve kendi kafasında ciddi bir stratejisi olduğunu; a,b,c planlarının hazır olduğunu, bunun sonucunun milli iradede olduğunu hissettirdi. 30 mart'taki yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlerin işaret fişeği olacaktır.

'gül ile problem bekleyen çok bekler'

hüseyin yayman: başbakan kendisinden çok emin ve kararlı bir tutum içindeydi. kafasında bir strateji yaptığı belli. asıl hedefin 30 mart seçimleri olduğu ifade edildi. kendisi de söyledi. “hedef, 30 mart’ta partimizi güçsüz hale getirmektir" dedi. başbakan konuşmasının en sonunda, “cumhurbaşkanı’yla aramızda problem çıkacağını bekleyenler, daha çok beklerler" dedi. “bakanların büyük çoğunluğunun istifasını ben istemedim, çoğu kendisi istifalarını verdi. ben bakanlarımdan eminim" diye konuştu. 

'baykal'a kapı açık'

erdoğan'la gazetecilerin buluşmasında eski chp genel başkanı deniz baykal'ın cuma günü yaptığı temaslar da gündeme geldi. erdoğan'ın da gazetecilere 'bu tür temaslara açık olduğunu, türkiye’nin daha fazla zarar görmeden bu krizden çıkmak için her türlü temasa açık olduğunu' söylediği belirtildi. 

"türkiye'yi hedef aldılar"

başbakan erdoğan, gazeteciler ile toplanmadan önce yaptığı konuşmada da 17 aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değindi, hedefte türkiye’nin olduğunu söyledi. erdoğan ayrıca kendi evladı bile yargılansa hukukun işlemesi için çabalayacağını belirtti. 

erdoğan, “dışarıda ve içeride bazı güçler çıkarları kesildiği için türkiye'yi hedef aldılar. yeni türkiye milletin yararına bir türkiye olurken eski türkiye'den menfaat sağlayanların kâbusu oldu…17 aralık sürecinin türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya çalışan bir hamle olduğundan hiç şüphemiz yok” dedi.

ayrıca yargılanan iş adamlarının itibarının da ülkesi ile birlikte hedef alındığını vurgulayan erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“hedef yolsuzluk operasyonu değil milli irade operasyonudur. ülkemin büyümesine yönelik bir suikast vardır. birçok büyük yatırımcı haklarında dosya açılmak suretiyle henüz işlemler başlamamışken medyaya verilen bilgiler yüzünden lekelenmiştir. şimdi bu insanlar bu dev yatırımlarla ilgili krediler noktasında nasıl kredi alabilecekler?“

'evladım olsa…'

başbakan öncelikle yargı mensuplarının hukuka uymasının şart olduğunu; yargının dışında bir hukuksuzluk varsa, gereğinin kim olursa olsun yapılacağını söyledi. erdoğan,  “evladım da olsa aynı şekilde biz korumaya değil hukukun arkasında durmaya gayret ederiz” dedi.

“yolsuzluk kisvesi altında yapılan operasyonlarla bir taşla iki kuş vurmak değil kuş katliamı yapılmaya çalışılmıştır…ben şükrediyorum bu operasyon erken çıktı. hamdolsun halledeceğiz" diyen erdoğan, operasyonu yürüten savcılara yönelik eleştirilerini de sürdürdü.

erdoğan, “bir savcı zanlı olarak çağırdığı kişiye 2 dakika süren var anlat ve çık demiş. böyle bir yargılama olabilir mi? ‘efendilerinizin bundan haberi var gelsin sizi kurtarsın’ şeklinde ifadeler kullanılmıştır. bunlar çok yakın zamanda ortaya çıkacaktır” diye konuştu.

17 aralık ve sonrası...

eski ergenekon savcısı zekeriya öz’ün koordinasyonunda, savcı celal kara'nın yürüttüğü yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında 17 aralık sabahı eski içişleri bakanı muammer güler’in oğlu barış güler, eski ekonomi bakanı zafer çağlayan’ın oğlu salih kaan çağlayan,eski çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar’ın oğlu abdullah oğuz bayraktar, halkbank genel müdürü süleyman aslan, işadamları ali ağaoğlu, rıza sarraf ve fatih belediye başkanı mustafa demir’in de aralarında bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı.

barış güler, salih kaan çağlayan ve süleyman aslan’ın da aralarında olduğu 26 kişi tutuklandı. bu kişilerin cezevine gönderilmelerinin ardından içişleri, ekonomi, çevre ve şehircilik bakanları istifa etti. milletvekilliğinden de istifa eden erdoğan bayraktar, başbakan erdoğan'ın da görevi bırakması gerektiğini söyledi. 

hükümet operasyonla ilgili olarak 'paralel devlet' ismini verdiği ve devlet içinde örgütlendiğini iddia ettiği fethullah gülen cemaati’nin bir kısmını suçladı. iki taraf arasında birkaç yıldır devam eden gerginlik hükümetin dershaneleri kapatma kararı ile tırmanmıştı.

hükümet gözaltılardan bir gün sonra operasyona katılan polislerin de dahil olduğu, türkiye çapında emniyet'te görevden almalar ve görev yeri değişiklikleri yapmıştı.

kaynak: ajanslar