Türkiye
'Gazeteciler avukatlarını hazır tutsun'
Türkiye'de, AB yolundaki reformlardan vazgeçen iktidarın gazeteciler üzerinde baskı uyguladığını vurgulayan CPJ analizi, medya çalışanlarının otosansür uyguladığını belirtiyor.
Haberin Öne Çıkanları
Açılan dava sayısı 4 bin
Türkiye 'mayın tarlası' gibi
Kürt ve solcular tehdit altında

gazetecileri koruma komitesi (cpj), türkiye'ye basın özgürlüğü konusunda eleştiriler getirdi. örgütün yıllık basın özgürlüğü raporunda türkiye'ye özel bir yer ayrıldı ve başkan yardımcısı robert mahoney 'reformlardan vazgeçen türkiye, kanun yoluyla baskı uyguluyor' başlığıyla bir analiz yazdı.
mahoney'in analizi "bugünün türkiye’sinde muhalif gazetecinin el altında bir avukat bulundurması şart" cümlesiyle başlıyor.
analizini yazmadan önce türkiye'ye gelen ve 20'nin üzerinde gazeteciyle görüşen robert mahoney, yazısında türkiye'de hukuk sisteminin çatırdadığını, mevzuatın da antika ve muğlak olduğu tespitini yaptı.
mevzuatın skandalları ortaya çıkaran muhabirlere ve muhalif yorumculara karşı bir silah olarak kullanıldığını vurgulayan mahoney, özellikle kürt ve solcu gazeteciler aleyhine açılmış 4 ila 5 bin arasında dava olduğunu aktardı.
yazısında ergenekon sürecindeki davalara da değinen mahoney, "mart 2011'de tanınmış araştırmacı muhabirler ahmet şık ve nedim şener'in ergenekon ile ilişikli oldukları iddialardan dolayı tutuklanmaları ve aralık ayında devletin iki düzine gazeteciyi daha muğlak propaganda suçlamalarıyla hapse atması gazetecilerin kendilerini iyice tehdit altında hissetmelerine yol açtı" diye yazdı.
analizinde türkiye'nin ab yolculuğunun yerinde saydığını belirten mahoney, "abd, türkiye'nin insan hakları ve basın özgürlüğü sicilini sorgulamakta çekimser gözüküyor. washington, bir nato üyesi ve bölgedeki kritik bir abd müttefiki olarak türkiye'yi iran, irak, suriye gibi komşularına kıyasla ilerici ve laik bir demokrasi, ifade özgürlüğü alanında bir model olarak tanımlamaktan memnun. ancak gazeteciler, özellikle de kürt ve solcu gazeteciler için ifade özgürlüğü, politik ve ekonomik gelişmelerle aynı düzeyde ilerleme göstermedi" ifadelerine yer verdi.
'otosansür uyguluyorlar'
mahoney'in analizini doğrulayan gazeteci nadire mater, "bunlara bir de yetkilileri kızdırarak medya haricindeki devasa ticari çıkarlarını tehlikeye atmak istemeyen büyük sermayenin medya sahipliğini ekleyince, her politik görüşten gazeteci kendini savunmasız hissetmekte" dedi.
basın özgürlüğü ikliminin sürekli değiştiğini dile getiren mater, "istanbul'un havası gibi, durmadan değişiyor. bir gün kürt açılımı oluyor, ertesi gün davalar başlıyor" ifadesini kullandı. mater, ayrıca gazetecilerin işlerini kaybetme korkusuyla otosansür uyguladıklarını söyledi.
ergenekon ve balyoz sürecini işleyen muhabirlerni bir dizi yargılamayla karşı karşıya kaldıklarına değinen mater, gazetelerin en çok tck 285 ve 288'inci maddelerden suçlandığını belirtti.
mater'e göre, soruşturma gizliliğinin ihlali ve yargıyı etkilemeye çalışmaktan suçlanan gazeteciler bu maddelere harfiyen uysa işlerini kaybeder.
'mayın tarlası gibi'
istanbul bilgi üniversitesi medya ve iletişim sistemleri bölümü öğretim görevlisi doç. dr aslı tunç ise 288'inci maddede sözü geçen 'yargıyı etkilemenin' tanımının muğlak olduğuna dikkat çekti.
muhalif habercilik ve araştırmacı gazetecilik bakımından türkiye'yi 'mayın tarlası'na benzeten tunç, 1991 yılında çıkarılmış terörle mücadele kanunu'nda geçen 'terör propagandası yapmak' bölümünü de eleştirdi. tunç "propaganda' nedir, net şekilde tanımlanmış değil. kanun kürt yanlısı medya organlarına ve kürt meselesini inceleyen gazetecilere karşı rastgele uygulanıyor" diye konuştu.
2010 yılında pkk lideri murat karayılan ile yaptığı bir röportajdan dolayı propaganda suçlamasıyla yedi yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan gazeteci ertuğrul mavioğlu ise "haber yazarken başıma bir iş gelebileceğini ciddi olarak düşünüyorum" ifadesini kullandı.
kaynak: al jazeera
Yorumlar