Ekonomi
'Halk Bankası’nın kaybı 1,6 milyar dolar'
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son 1 haftada borsadaki şirketlerin 20 milyar dolar, Halk Bankası’nın ise 1 milyar 625 milyon dolar değer kaybettiğini açıkladı.
Haberin Öne Çıkanları
Operasyon Türkiye'ye kaybettirdi
Halkbank'ın yarısı bataktı
İran'la ticaret yasal

başbakan yardımcısı ali babacan, istanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda, halk bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştüğünü söyledi.
babacan, 24 tv'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
istanbul merkezli operasyona ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine babacan, iktidar partisi olarak yasaklarla yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele konularında en baştan bu yana hep hassas olduklarını ifade etti.
babacan, türkiye'nin 230 milyar dolarlık milli gelirden 800 milyar dolarlık milli gelire ulaştığına aynı zamanda gelir dağılımının düzeldiği, yoksulluğun azaldığını söyledi. şeffaflığın, hesap verilebilirliğin olmadığı ülkelerde ekonomik kalkınmanın bu hızla gerçekleşmediğine dikkati çeken babacan, "türkiye sadece faizlerdeki düşüşten son 11 yılda 642 milyar lira tasarruf etmiş. bu çok az sayıda kişinin eline geçen faiz geliri, 642 milyar lira, eğitim, sağlık hizmetleri, yatırımlar, yol, baraj olarak memlekete dönmüş" diye konuştu. babacan, uluslararası şeffaflık örgütüne göre türkiye'nin 2002 yılında 102 ülke arasında 65. ülkeyken, 2012 yılında 177 ülke arasında 53. sıraya yükseldiğini, bunun türkiye'nin en şeffaf, en açık ilk gruptaki ülkeler arasına girdiğini gösterdiğini ifade etti.
yolsuzluk suçları
türkiye'de son 11 yılda mali suçlarla mücadelede emniyet genel müdürlüğü verilerini paylaşan babacan, şunları belirtti: "yolsuzluk, sahtecilik ve ekonomik suçlarda bu dönemde tam 91 bin 687 operasyon gerçekleştirmişiz türkiye'de. bakıyorsunuz kaçakçılıkta 113 bin 545 operasyon yapılmış, 214 bin 615 kişi yakalanmış. organize suçlarda 2 bin 234 operasyon, 30 bin 570 şahıs. narkotikte 123 bin operasyon, 259 bin şüpheli. bu operasyonlara, bu çalışmalara bakın. yıla, güne bölün, ne kadar yoğun bir mücadele olduğunu bu konuda görüyorsunuz. biz hiçbir zaman yolsuzluğun üzerini örtmeyiz, hiçbir zaman yolsuzlukların arkasında durmayız, gereği ne ise yaparız."
‘medya hüküm veriyor’
evrensel hukuk ilkelerini anımsatan babacan, şöyle devam etti:
"bir insan aksi ispat edilene kadar masumdur, suçsuzdur. kim suçlu kim suçsuz, buna mahkemeler karar verecek. yolsuzluk ne kadar kötü ise yargısız infaz da o kadar kötü. ama bakıyoruz gazetelerimize, televizyonlarımıza, sosyal medyaya iddialardan yola çıkarak infaza gidiyorlar. koca koca fotoğraflar, zaten hüküm medya tarafından verilmiş. yolsuzluk ne kadar yanlışsa bu yargısız infaz, mahkemelerin işini bitirmeden oluşan kanaatler ve bu şekilde yayınlar da o kadar kötü. işte bu noktalarda bizim bu ilkeler ve prensiplere bağlı kalmamız lazım."
‘hedef ne ?’
operasyonunun uluslararası basındaki yansımalarına bakıldığında "siyaset mühendisliği" görüntüsü verdiğini dile getiren babacan:
"dışarıda 100 haber çıktıysa bunun 95'i yolsuzluktan öte, siyasi istikrarla ilgili kısmına vurgu yapıyor. bir siyaset mühendisliği vurgusu var özellikle dış basında. bu açıdan baktığımızda ister istemez şunu düşünüyorsunuz: hedef ne? hedef gerçekten yolsuzlukla mücadele mi? bir yolsuzluğu ortaya çıkartmak mı? yoksa hükümete, iktidar partisine, dolayısıyla devlete, bu millete, türkiye'ye zarar vermek mi?" dedi.
‘türkiye kaybediyor’
operasyon kapsamında 100 milyar dolarlık yolsuzluk yapıldığı iddiasının gündeme getirildiğini anlatan babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"arkadaşlarımızla ilgili en ufak bir şüphemiz olamaz. ta ki mahkemelerin sonucuna kadar. bütün arkadaşlarımızın masum olduğuna inanıyoruz. ama bakıyorsunuz şu dönemde, son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. sadece halk bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. halk bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü. iddia edilen rakamlara bakın bir de türkiye'ye verilen rakamlara bakın. bu operasyonun zamanlaması, içeriği ve yöntemi yolsuzlukla mücadeleden öte türkiye'nin istikrarını hedef almış bir görüntü veriyor bize. dolayısıyla herkesin mutlaka bu olan biteni aklıselimle değerlendirmesi lazım, tarafsız değerlendirmesi lazım ve sabırla yargı sürecinin sonucunu beklemesi lazım. bunu beklemeden peşin hükümle hareket etmek, türkiye'ye, ekonomimize ve en önemlisi de siyasi istikrarımıza zarar verebilecek bir yaklaşımdır. türkiye kaybediyor. bakın bu 20 milyar dolar türkiye'nin kaybıdır, sadece hisse senedi. faizlerde artış var. türk lirasında bir miktar düşüş var, kurlarda artış var."
“iddialar teyide muhtaç”
ali babacan, operasyonun 3 ayrı konuda olduğu hatırlatılarak "halk bankası genel müdürüne ilişkin iddiaların" sorulması üzerine şunları kaydetti:
"öncelikle bu iddialar halk bankasının kurumsal kimliğine, tüzel kişiliğine yönelik iddialar değil. halk bankasının yaptığı işlemler, halk bankasının iran'dan alınan petrol ve gazın, aynı zamanda iran'a yapılan ihracatın finansman işlemleriyle ilgili bir iddia yok oralarda. bunu çok açık ortaya koymak lazım. halk bankasının banka olarak, kurum olarak yaptıklarıyla ilgili bir iddia yok. tamamen genel müdürümüzün etrafında dönen bazı iddialar. o iddiaların hepsi de teyide muhtaç, yine yargının sonuca bağlayacağı iddialar. genel müdürümüzü de aksi ispatlanana kadar, yargı sonuca varana kadar biz masum ve suçsuz kabul etmek zorundayız. bu bir evrensel hukuk kuralı."
kamu bankaları
kamu bankalarının performanslarına ilişkin bilgi veren babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"son 11 yılda sadece temettü ve vergi geliri olarak bu bankalardan hazine'ye aktarılan rakam, 31,5 milyar lira. nakit bankalarımız tarafından kazanılmış, temettü ya da kurumlar vergisi olarak hazine'ye yönelmiş. bu dönemde bir yandan bankalarımız bu değeri üretirken, bir yandan da 2001 bankacılık krizinin faturası olarak, sadece kendi dönemimizde hazine'den 117 milyar dolar ödedik. batık özel bankalar için ve kamu bankalarının zararı için özel tertip hazine kağıdı tertiplediler. hazine özel tertip borçlanma senedi düzenledi, bu bankaların bilançosuna koydu. dolayısıyla bu bankaların bilançosu bir şekilde düzeldi ama hazine bir bakıma borçlanmış oldu. 2010 yılının sonunda bitti bu ödemeler. nakit. öde, öde, öde... 117 milyar dolar. bir yandan bunu üstlendik, ödedik, bir yandan da bu bankalar kar etti, değer üreten bankalar haline geldi."
halkbank’ın yarısı bataktı
kamu bankalarıyla alakalı en küçük bir şikayetin bile kendisine ulaştığında bddk ve başbakanlık teftiş kurulunu hemen bilgilendirdiklerine dikkati çeken babacan, şu ana kadar gelen ihbar ve şikayetlerin önemli bir kısmının da asılsız çıktığını bildirdi.
başbakan yardımcısı babacan, münferit bazı kredi haberlerinin zaman zaman gazetelerde yer aldığını da belirterek bu haberlere ilişkin bddk ve başbakanlık teftiş kurulunun inceleme başlattığını, rapor hazırladığını ve gerekiyorsa savcılıklara suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti.
babacan, şu ifadeleri kullandı: "ama bunlar toplama baktığınız zaman çok büyük değil. halk bankası yıl 2002: toplam alacağının yüzde 48,8'i, neredeyse yarısı batak, takibe alınmış alacak. biz böyle devraldık. bakıyorsunuz bilançoya alacak görünüyor ama yarısı takibe geçmiş, alınamıyor. bugün bu oran, yüzde 2,6. sektör ortalaması 2,8. düşünün ki sektör ortalaması olarak özel bankaları da var. özel bankaların patronunun kendi hissesi var, şu var, bu var... bu taraf kamu. toplam bankacılık sektöründeki batak alacak özel bankalar dahil sektör ortalaması 2,8, halk bankası 2,6. yani sektörden ortalamada daha iyi kredi yöneten bir bankadan burada bahsediyoruz."
esnaf bankası
babacan, halk bankasının birinci görevinin esnaf bankası olduğunun altını çizerek, "halk bankası'ndan, 2002'de toplam 63 bin 520 esnafımız kredi kullanıyormuş, şu anda 280 bin esnafımız kredi kullanıyor. 2002'de 63 bin 520 esnafımızdan 24 bin 576'sı takipteyken, bugün ise sadece bin 6 bin 172 kişi borcunu ödeyemiyor, bu da yüzde 0,57'ye karşılık geliyor" diye konuştu.
halk bankasının yüzde 49'unun halka açık olduğuna dikkati çeken babacan, bankanın hisse senedinin borsada itibar gördüğünü ve dünyanın dört bir yanındaki yatırımcı tarafından alım yapıldığını söyledi.
iran'la ticaret
babacan, halk bankasının bir başka özellğinin de iran'la yapılan ticaret olduğunu kaydetti. iran'ın birleşmiş milletler (bm) ve birleşmiş milletler güvenlik konseyi'nin (bmgk) yaptırımlarına maruz kaldığını anımsatarak şunları belirtti:
"bmgk'nın yaptırımları bm'ye üye olan bütün ülkeler için bağlayıcı yaptırımlar. bunun içerisinde türkiye de var. bmgk karar aldığı zaman biz o yaptırımı devlet olarak uygularız, sınırlar içerisindeki uygulanmasını takip ederiz. ancak iran'la ilgili münferit ülkelerin de yaptırım kararları var. avrupa birliği'nin kararları, abd'nin yaptırımları var. münferit ülkelerin ve ülke gruplarının başka bir ülkeyle ilgili yaptırımları türkiye'yi devlet olarak bağlamaz. biz ab'nin bazı kararlarına katılıyoruz ama bu türkiye'nin tercihi. ancak iran'la ilgili konularda biz ab ve abd'nin karar ve yaptırımlarına biz devlet olarak uymak zorunda değiliz.
abd herhangi belli kurallara uymazsa o banka dolarla iş yapmasın diyor. bir bankanın dolar işlemi yapmadan finansal piyasalarda varlığını sürdürmesi mümkün değil. dolayısıyla biz o dönemde 'iran'la iş yapıp yapmama ya da nasıl yapma konusunda her bankamız serbesttir' dedik. bütün bu bankalarımızdan özel sektörde birkaç banka kamuda da bir banka bu teşebbüse başladı. fakat bütün bu resimde hem uluslararası kuruluşların hem iran'ın hem de ab ve abd'nin güvenini kazanan banka halk bankası oldu."
“pırıl pırıl tertemiz bankamız”
türkiye'nin iran'dan en önemli ithalatının petrol ve doğalgaz olduğunu anımsatan babacan, bu paranın iran'a ödenmesi gerektiğini, iran'ın da türkiye'den ithal ettikleri ürünlerin parasının ödemesi gerektiğini teyit etti. bütün bu para trafiğinin 2008'den bu yana sadece halk bankası üzerinden yürüdüğünü bildiren babacan, "bu durum hem kendi iç mevzuatımıza göre hem de uluslararası bankacılık düzenlemelerine göre kitabına uygun bir iş. burada ne bir kara para var, ne bir ihlal tablosu var. burada resmen petrol ve doğalgaz ithal ediyoruz. iran'a ihraç edilen kalemler arasında gıda, ilaç ve bu senenin temmuz ayına kadar altındı. temmuzda altınla ilgili yaptırımlar devreye girince, altın devreden düştü ağırlıklı olarak gıda ve ilaç kaldı. bunlar bazen türkiye'den, bazen üçüncü bir ülkeden gider ama bunun nakit hareketi türkiye üzerinden dolaşır. dolayısıyla bizim burada pırıl pırıl tertemiz bir kuruluşumuz olan ve her şeyi kuralına göre yapan bankamızı yanlış işlerin içerisine girmiş gibi sunmak, bankacılık kanuna göre de suçtur ve yaptırım gerektirir. bankacılık kanunun bankaların itibarını korumak için gerekli yaptırımlara sahip bir kanundur" ifadesini kullandı.
bankacılığın itibar demek olduğunu vurgulayan babacan, iddialarda bankanın kurumsal ve tüzel kişiliğine ilişkin hiçbir konu olmadığını, sadece genel müdürle ilgili bir iddia olduğunu bunun da araştırma safhasında olduğunu söyledi.
halk bankasının hesap hareketlerinin hafızasının alındığı iddialara da cevap veren babacan, bankadan sadece iran'la ticareti olan bazı firma ve kuruluşlarla ilgili bazı bilgilerin istendiğini, banka yetkililerinin de aynı gün içinde bunu teslim ettiğini ifade etti.
babacan, bankanın bilgilerine el konulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını dile getirdi.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar