cameron, yaptığı konuşmada, ingiltere genelinde yaşanan şiddet olaylarını sebebi olarak facebook, youtube ve twitter gibi sosyal medya sitelerini gösterdi. arap baharı olaylarında, sosyal ağların,insanların hak ve özgürlükleri için kullanıldığını fakat ingiltere'de bu durumun tam ters olduğuna işaret etti. sorunun "fakirlik" olmadığını savunan cameron, ingiltere'de birçok ailenin çocuğunun nerede olduğunu bile bilmediğini, sorunun çocuklarının yetiştiriliş biçiminden kaynakladığını dile getirdi. internet üzerinden yaygınlaşan bu şiddetin durdurulması gerektiğini söyleyen cameron, sosyal ağlara denetim getirilmesi için içişleri bakanlığı'ndan yetkililerle görüşeceğini söyledi. 

 

 

cameron'un konuşması birçok köşe yazarı ve sivil toplum örgütünün tepkisini çekti.

 

open rights society isimli sivil toplum örgütü, cameron'un bu açıklamasının temel insan haklarına bir saldırı niteliğinde olduğunu açıkladı. foreign affair yazarı matthias matthijs ise, sorunun kültürel değil ekonomik olduğunu savundu. yazar, ingiltere'nin göçmen krizinin yaşandığı 1981 olaylarını hatırlatarak, cameron'un hatasının o dönem başbakan olan margaret thatcher ile aynı olduğunu dile getirdi. çıkan krizi ekonomik sebeplere bağlayan matthijs, cameron'un tasarruf adı altında kamu harcamalarını daraltmasının tarihi bir hata olduğunun da altını çizdi. 

 

amerika'da yayınlanan international herald tribune gazetesi yazarları richard sennett ve saskia sassen'a göre, sorun gençler ve sosyal medya değil. sennett ve sassen, 'sorunun sebebini suça karşı yeteri kadar tedbirli olmamaya indirgeyen cameron'ın ekonomi politikasında hatalı olduğunu' yazdı. sennett ve sassen ayrıca 'cameron, bütçe tasarrufuna gitmek konusunda herkesi ikna etti ama bunu yaparken izlediği yöntem kabul görmedi' dedi. 

 

bu arada, ingiltere'de yayınlanan the economist de ülkede yaşanan olayların ekonomik sebeplerle çıktığına vurgu yaptı. isyancıların ırk veya yaş gibi ortak özellikleri olmadığını belirten dergi, son sayısında londra'daki olayların kültürel veya ahlaki bir mesele olarak ele alınmasını eleştirdi.