Türkiye

İşkenceyle gündemdeydi

Ayhan Çarkın'ın ifadeleri doğrultusunda tutuklanan polislerden Yusuf Yüksel, Beyoğlu Emniyet Müdürüyken işkence ve kötü muamele iddialarıyla gündeme gelmişti.

Haberin Öne Çıkanları

Çarkın'ın itirafları

5 kişi daha tutuklandı

Yüksel'in sicili

bir süre önce tutuklanan susurluk skandalının kilit isimlerinden eski özel harekat polisi ayhan çarkın'ın 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlerle ilgili itirafları sonrasında başlatılan soruşturmada son olarak 5 kişi daha tutuklandı. 

tutuklananlar arasında yeralan ve çarkın'ın ifadelerinde 'komiser yusuf' olarak adı geçen kişinin eski beyoğlu emniyet müdürü yusuf yüksel olduğu ortaya çıktı. yüsel'in bu görevi sürdürdüğü 2008 ve 2009 yıllarında beyoğlu emniyeti'nin adı sıkça işkence ve dayak olaylarıyla anılmış, şikayetlerin artması üzerine tbmm insan hakları komisyonu tarafından incelemeye alınmıştı. 
 
komisyonun 2009 yılında zafer üskül başkanlığında hazırladığı işkence raporunda emniyet müdürü yusuf yüksel suçlu bulunmuş ve içişleri bakanlığına şikayet edilmişti. 
 
raporda beyoğlu emniyeti'ndeki polislerin zanlıları ekip arabasında ya da güvenlik kamerasının olmadığı mutfak kısmında dövdükleri bilgisine yer verilmişti.
 
polis memurlarının eylemlerinin soruşturulmasında gerekli hız ve özen içinde hareket edilmediği, şiddet eylemlerinin sorumlularının bu şekilde neredeyse cezasızlıktan yararlandırıldığı kanaat ve endişesine varıldığı ifade edilen raporda, "beyoğlu'nda meydana gelen olaylarda, ihlal polisten kaynaklansa da idarece etkin bir soruşturma yapıldığını söylemek mümkün değildir" görüşüne yer verilmişti. 
 
bu raporun ardından yüksel istanbul'un sultangazi ilçesine atandı. 
 
beyoğlu emniyeti'nin sicili
 
2007 yılında da nijeryalı sığınmacı festus okey'in gözaltında polis kurşunuyla ölmesiyle de gündeme gelen beyoğu emniyeti'nin sicili kabarık. yusuf yüksel'in görevde olduğu dönemde kamuoyuna yansıyan ve birçoğu da tmbb'in inceleme raporuna konu olan başlıca olaylar şöyle: 
 
"yanlış adamı dövmüşüz, özür dileriz"
 
polise mukavemet suçundan aranan bir kişinin tarlabaşı'nda saklandığından şüpehlenen polis bir bekar evine baskın yaptı. elleri kelepçelenen 37 yaşındaki hakim adlığ polisler tarafından öldüresiye dövüldü.
 
polisler görgü tanığının ifadesiyle yanlış kişinin evine baskın yaptıklarını anlayınca yerinden ayrıldılar. yaşadığı saldırı üzerine savcılığa suç duyurusunda bulunan adlığ ifadesinde, "5-6 polis hiç soru sormaya fırsat vermeden ağzıma silahı koydular. birisi 'sıkın kafasına' dedi. tekmeler  ve ağaçla beni komalık hale getirdiler. sonrasında bir tanık getirdiler. görgü tanığı 'bu o değil' deyince beni bırakıp gittiler" dedi. şikayet üzerine beyoğlu emniyeti yaptığı açıklama yanlış adrese baskın yapıldığını kabul ederek özür diledi.
 
"polise kimlik sormak suç"
 
aynı dönemde beyoğlu emniyeti, sivil polislerin kimlik göstermemesinden kaynaklanan olaylarla da gündeme geldi. cumhuriyet gazetesi muhabiri servet alçınkaya böyle bir olayda mağdur olan isimlerden. kimlik soran sivil polislere, önce kendilerinin kimlik göstermesi gerektiğini söyleyen alçınkaya önce ekip otosunda sonra da karakolda dövüldü. alçınkaya, "dövmeyin gazeteciyim" dediyse de "gazeteci dövülmez diye bir kural mı var?" yanıtını aldı. tarlabaşı'nda yaşayan mehmet cirik de yine aynı gerekçeyle, gözaltına alınarak karakolda kötü muameleye maruz kaldı. 
 
aile boyu dayak
 
taksim'de yaşanan bir başka olayda ise 4 kişilik bir aile polislerin şiddetine mağruz kaldı. çöp kamyonu nedeniyle tıkanan trafiği açması için polisten yardım isteyen mehmet şah aras ve ailesi, yaşanan tartışma üzerine polislerin saldırısına uğradı. ekip otosuna zorla bindirilen aras ve büyük oğlu, polisler tarafından dövüldükten sonra baygın halde sokağa bırakıldığını söyledi.
 
aras yaşadığı olayı şöyle anlatmıştı: "ekip minibüsünden inen polisler bana copla saldırdı. eşim ve üniversite öğrencisi oğlum  müdahale etmek isteyince polisler bu kez onlara yöneldi. bana ve oğluma kelepçe takarak minibüse bindirdiler. bu sırada küçük oğlum ve eşim de polislerce tokatlandı. polisler bizi dolapdere’nin ara sokaklarında dolaştırırken dövdü. bizi öldürüp sokağa atacaklarını söylüyorlardı. ben aldığım darbelerden bayılmışım. kalktığımda ara bir sokakta yatıyorduk. oğlumun kolu kırılmıştı." 
 
meclis insan hakları komisyonu'nun hazırladığı raporda da incelenen olay sonrası açılan soruşturmada içişleri bakanlığı altı polise 'mesleğin saygınlığını sarsmak' gerekçesiylke disiplin cezası verdi. 
 
keyfi gerekçeler tepki topladı
 
beyoğlu emniyeti keyfi gerekçelerle gözaltına alma konusunda da tepki topladı. örneğin tarlabaşı'nda işyeri bulunan kuaför roj tv izlediği gerekçesiyle gözaltına alındığını ve karakolda yediği dayak sonrasında dişinin kırıldığını iddia etti.
 
istiklal caddesi'nde düzenlenen bir eylem sırasında polisle tartıştığı için gözaltına alınan ntv muhabiri hilmi hacaloğlu, beyoğlu ilçe emniyet müdürlüğü’ne götürülerek dövüldü.
 
yine istiklal caddesi'nde gece saatlerinde fransız konsolosluğu'nun merdivenlerine oturduğu gerekçesiyle polisin sert tutumuna mağruz kalan 34 yaşındaki berfu beysanoğlu ekip otosuna bindirilerek dövüldü. 
 
bir başka olayda ise esmeray lakabıyla bilinen transseksüel, beyoğlu emniyet müdürlüğü'nün önünden geçtiği sırada "buradan geçmek yasak" diyen 2 polis tarafından dövüldü.
 
 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;