Türkiye

İzlenim: Seçime beş kala AK Parti Kampı

21. Kızılcahamam Kampı, 3 Kasım 2002 seçimlerinin yıldönümünde yapılıyor. Başbakan yerel seçimler öncesi milletvekillerine geçmişi hatırlatıp geleceği isteyecek.

Kızılcahamam'ın her yerinde aday adaylarının billboard'ları var. (AJT)

“ak parti’nin kızılcahamam’da yapacağı 21. istişare ve değerlendirme toplantısı’nda gündem maddeleri; demokratikleşme paketi, çözüm süreci, yeni anayasa ve yerel seçimler” diyor bir haberde. oysa cuma öğleden sonra, kızılcahamam’a girerken karşılayan billboardlar asıl öne çıkacak gündeme işaret ediyor: 30 mart yerel seçimlerinin aday adayları, partinin üst kademelerinden işaret bekleyenler ve yeniden seçilmeyi umanlar, ak partililere “hoş geldiniz” diyor.

billboard’ları dolduran bu yüzleri anlamak mümkün zira seçime sayılı günler kaldı. bu kadar milletvekili, parti yöneticisi hazır bir aradayken, şöyle şık bir tanıtım ya da en azından kendini hatırlatma iyi olur. fakat herhalde aday adaylarının kamp öncesi partinin milletvekillerine gönderdiği yazıdan haberi yok. diyor ki yazıda, “parti yönetiminden izin almadan döküman dağıtmayın, özellikle aday adaylarıyla ilgili broşürlerden kaçının”.

cumartesi günü başbakan’ın açılış konuşması için toplantı salonuna doğru ilerleyenler,  milletvekillerinin en azından şekil şartını yerine getirdiğini gördüler. döküman dağıtanlar sadece; aile ve sosyal politikalar bakanlığı, enerji bakanlığı ve partinin araştırma – geliştirme başkanlığı.

sabah sporu yapanlar out, türbanlı vekiller in

bu yıl kampta gazeteciler sabah sporu yapan milletvekillerinin değil, türbanlı vekillerin peşinde. ancak cuma günü türbanlı vekil sayısı beklenmedik şekilde dörtten beşe çıkınca, asıl aranan bursa milletvekili canan candemir çelik. anlaşılan, milletvekilleri gazeteciler kampa alınmadan önce çelik ile fotoğraf çektirdiler.  çünkü perşembe günü meclis genel kurulu’ndaki tablo bu salonda yok. kimse onunla da fotoğraf çektirmek için yarışmıyor.

ama bambaşka bir yarış var. salonun en önünde, bakanların, grup başkan vekillerinin, genel başkan yardımcılarının arz - ı endam etmesi beklenen koltuklarda korumalar, danışmanlar, oğullar, kızlar. yer kapma yarışı bu. tabloyu izlerken, boynumdaki basın kartını gören bir koruma cep telefonunu uzatıyor;  “abla babacan ile zafer çağlayan’ın arasındaki koltuktaki koruma arkadaşın da fotoğrafını çeker misin?”

salondaki arama – tarama – köşe kapma faaliyetleri, başbakan’ın salona girişiyle yerini geri çekilmeye bırakıyor. kameramanlar, fotomuhabirleri, muhabirler, korumalar salondaki yerlerine geçiyor. ak parti’nin diğer partilerden farkıdır bu. salon tek hakimine, erdoğan’a bırakılıyor.

konuşma bölümler halinde ilerliyor. ak parti nasıl bugünlere geldi bölümü, “11 yıldır ak parti’de kardeş kavgası bekleyenler boşuna beklediler, inşallah bundan sonra da boşuna bekleyecekler” sözüyle taçlanıyor. başbakan ‘kardeş’ dediğinde akla kim gelir? anlamlı kelimeyi takip eden bir isim olmaması kime işaret edildiğini anlamaya engel değil.  ima edilen kişi, cumhurbaşkanı abdullah gül. bu bölüm, “ bir fetret dönemine izin vermeyeceğiz” çıkışıyla bitiriliyor.

ne demek “fetret”?

türk dil kurumu sözlüğüne göre, ‘hükümet gücünün gevşediği bir yerde düzenin yeniden kurulmasına kadar geçen süre’. yine aynı sözlüğün, din bilimi açısından açıklamasına göre, islam dininde, hazreti isa ile hazreti muhammet arasında geçen süre.

şimdi niye getirdi başbakan sözü buraya?

nasıl getirmesin?

yerel seçimlere beş ay, cumhurbaşkanlığı seçimine on ay var. ondan sonra ver elini genel seçim.

ak parti’de ne olacaksa, ak parti ile ilgili ne olacaksa bu süreçte olacak. olduğu gibi de türkiye’ye yansıyacak.

iktidarında 11 yılı geride bırakan başbakan, kesintisiz üç dönem iktidarı, dördüncüye bağlamak istiyor.  ve bunu yaparken birkaç şeyi daha aynı anda kotarmak zorunda.  türk siyasi hayatındaki “bir parti üç dönemden sonra erimeye başlar” anlayışını yıkmak, köşk seçimi sürecinde partinin “iç çatışmaya kurban gidebileceği beklentisini” boşa çıkarmak ve tabii gezi olaylarının hesabını kapatmak.

sizin temayülünüz nereye?

başbakan’ın konuşmasındaki muhalefete yüklenme, demokratikleşme paketi ve çözüm süreci bölümleri günlük haberlerin konusu. bir buçuk saatlik konuşmanın sonu yine seçim mesajıyla bağlanıyor. sadede geliniyor.

kamp sadece 3 kasım 2002 seçimlerinin yıldönümüne denk getirilmek için bu tarihte yapılmadı çünkü. aday adaylığı başvurularının önemli bölümü kampın ilk günü olan 1 kasım’da bitti.

16 büyükşehirdeki temayül yoklamaları da tamamlandı. adana, ankara, istanbul, izmir, diyarbakır’ın aralarında bulunduğu büyükşehirlerde partinin eğilimi genel merkeze ulaştı. eğilimin ne olduğunu kimse bilmiyor. çünkü torbalara doldurulan eğilimin sayımı da ankara’da yapılacak.

9 kasım’da yeni büyükşehir olan 14 il ve ilçelerinin, 16 – 17 kasım’da geriye kalan 51 il ve ilçenin temayülleri bunlara eklenecek.

teyamül belirleyici mi olacak? hayır, diyor başbakan. “teşkilatımız bu noktada bizi bir yerde mazur görsün. temayül yoklamalarının da bazen ne şekilde olduğunu az çok biliriz. teşkilat tecrübemiz bize bunu gösterir. birçok yerlerde çok ciddi bir kurumsal milliyetçiliğin yapıldığını biliriz”.

anketler yapılıyor bir yandan. kanaat önderlerinin görüşlerine başvuruluyor.

kampta da milletvekilleri dinlenecek. başbakan onların temayülünü görecek. not edecek. ama asıl neyi nasıl istediğini anlatacak.

başbakan yüzde 75’i istiyor

başbakan özellikle büyükşehirleri istiyor. çünkü yenilerle birlikte 30’a ulaşan büyükşehirlerde, seçmenin yüzde 75’i var.

işte bu yüzden başbakan milletvekillerine “ehliyeti, liyakati ama ak parti’nin belediyecilik anlayışını şehirlere taşıyacak kabiliyette insanlarla, ak parti’nin oradaki oylarına bir katma değer sağlayacak olan isimlerle çıkmak istiyoruz. ki bu seçimlerin neticesi inşallah çok daha farklı olsun” dedi.

erdoğan aradığı nitelikte adayları dokuz kişilik özel ekibiyle bulacak. karar buradan çıkacak.

diğer siyasi partiler adaylarını açıklarken, aday adayları gazete ve televizyonlarda bir tanıdık bulup, haber olmaya çalışırken, ak parti cenahından hala bir isim sızmaması bundan.

başbakan hiç acelesi yokmuş gibi davranıyor.

“hele bir onlar ortaya dökülsün, biz ona göre işimize bakarız” diyor.

tablo böyle görünürken de, sanki şimdiden billboardları süsleyenlerin bir kısmı parasını boşuna harcıyor. 

didem özel tümer

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;