ortaya çıktığı 2009 yılından itibaren 151 ila 540 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilen h1n1 virüsünün laboratuvar ortamında üretilmesi, bilim dünyasını ayağa kaldırdı.

bilim insanları, virüsün wisconsin-madison üniversitesi'nde biyo-güvenlik seviyesi 2 olan (bsl-2) bir laboratuvarda üretildiğini belirterek, bu seviyenin en azından 3 veya 4 olması gerektiğini ifade etti. uzmanlar, bsl-2'nin dişçi muayenesiyle aynı olduğuna dikkat çekerek, insan bağışıklık sistemine karşı koyabilen virüsün yeniden tehdit haline gelebileceği uyarısında bulundu.

h1n1, neden olduğu salgının ardından birçok insanın antikor üretmesiyle etkisiz hale gelmişti. independent, virüsü yeniden canlandıran profesör yoşihiro kawaoka'nın, dört yıldır h1n1 üzerinde çalıştığını ve virüse mutasyon geçirterek yapısını değiştirmeye çalıştığını ortaya çıkarmıştı.

wisconsin-madison üniversitesi'ndeki araştırmanın denetlenmesinden sorumlu olan rebecca moritz, 'havadan bulaşmayan ve orta derecede hastalığa neden olan virüs ve bakteriler için bsl-2'nin yeterli olduğunu' savundu.

bilim dünyası aynı görüşte değil

abd ulusal biyogüvenlik bilim danışma kurulu üyesi olan stanford üniversitesi profesörü david relman, "bağışıklık sisteminden kaçabilen ve mutasyon geçirtilen bir virüsün bsl-2'de tutulduğu bilgisi gerçekse, bu inanılmaz bir şey" ifadesini kullandı.

relman, yapılan araştırmanın sorumsuz ve insan hayatını tehlikeye attığını belirterek, 'herkesin istediğini yapabileceği düzensizlik ortamının yaratıldığını' ifade etti.

rutgers üniversitesi'nde moleküler biyolog olan profesör richard ebright, kawaoke tarafından yapılan araştırmanın salgınları önlemek yerine tetikleyebileceğini söyledi. ebright, '2009'daki salgının önlenmesi için harcanan milyonlarca dolar ve saatin, kawaoke tarafından işe yaramaz hale getirildiği' suçlamasında bulundu. ebright, bsf-'2'nin, bir doktor ve dişçi muayenesinden farksız olduğunu ve başlık ve eldiven takmanın ötesine gidilmediğini söyledi. 

independent'a konuşan oxford üniversitesi'nde aşı uzmanı olan profesör sir andrew mcmichael ise virüsler üzerindeki çalışmaların bilim insanları ve biyo-güvenlik uzmanlarıyla iletişim halinde yapılması gerektiğini vurguladı. mcmchael, 'deneyin bsl-2'de gerçekleştirilmesini 'inanılmaz' olarak yorumladı.

öte yandan, imperial college london'da grip araştırmacısı olan profesör wendy barclay, 'doğada hiçbir bir muhafaza olmadığını söyleyerek' kawaoka'nın çalışmasını savundu.

paris pasteur enstitüsü'nden simon win-hobson ise bu görüşü desteklemeyerek, "eğer kaçmış olsaydı yeni bir salgın başlardı. genetik yapısı değiştirilmek istenen virüsler en üst seviyede muhafaza edilmeli' dedi.

kaynak: al jazeera