istanbul 13. ağır ceza mahkemesi, ilker başbuğ hakkında avukatının ‘tahliye’ talebine karşılık 27 sayfalık bir karar yazısı yazdı. ancak başbuğ’un taleplerini karara bağlamadı. 

silivri’de ergenekon davasının gerekçeli kararını yazmakta olan 13. ağır ceza mahkemesi heyeti, geçen hafta yürürlüğe giren ve öym’leri (özel yetkili mahkemeler) kaldıran düzenlemenin anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. ergenekon davası için ‘hâlâ yetki bende’ dedi.

13. ağır ceza heyeti, mahkemelerin kaldırılmasına hakim ve savcılar yüksek kurulu’nun (hsyk) karar verebileceğini belirterek "tbmm'nin mahkemelerin kapatılması şeklinde yaptığı yasal düzenleme hsyk'ya verilen yetkinin gaspı niteliğindedir” dedi.

terörle mücadele kanunu'nun (tmk) 10. maddesi ile yetkili mahkemeleri kaldıran 6526 sayılı yasanın 1. maddesi ile yapılan kanuni düzenleme ile mahkemenin kaldırılamayacağını belirten mahkeme, “görev yapan hakimlerin yetkilerinin de aynı şekilde bağımsız hsyk tarafından değerlendirilmesinin gerektiği, bu sebeple, mahkememizin koruma tedbirleri konusunda yetki ve görevinin devam ettiği şeklinde değerlendirme yapılmıştır. bu sebeple, anayasa mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuru sonucu verilen hak ihlali değerlendirmesini inceleme, verilen kararda bahsedilen gerekçeli kararın 15 gün içerisinde neden yazılamadığı hususu ile tahliye talebinin değerlendirilmesi yetkisinin mahkememizde olduğu sonucuna varılmıştır. mahkememizin yaptığı bu değerlendirmelerin, anayasa'nın benimsediği güçler ayrılığı (yasama, yürütme, yargı) prensibinin bir yansıması olduğu, 1982 anayasa'nın 138. maddesine de uygun görülmüştür" dedi. 

'terörist kelimesi hukuki değil, basın yayın organları kullanıyor'

tahliye talepleriyle ilgili kararında, 'sanıkların birçok terör örgütünün yaptığı gibi siyasal, basın ve örgütlenme özgürlüklerini ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullandığını' vurgulayan istanbul 13. ağır ceza mahkemesi, "bu bağlamda eski genelkurmay başkanı sanık ilker başbuğ'un durumu ön plana çıkmaktadır. sanıklar tarafından 'bir genelkurmay başkanından nasıl terörist olur' söylemleriyle oluşturulan bir algı söz konusu olmuştur. öncelikle ifade etmek gerekir ki, 'terörist' kelimesi hukuki değil, basın yayın organlarının kullanmayı tercih ettiği siyasi bir kavramdır. hukukta ise terör suçlusu kavramı tercih edilir" ifadelerini kullandı.

kararda, 'bir mahkeme eğer böyle bir kişinin irtibatlı olduğu ve hiyerarşik olarak altındaki kişilere aynı eylem dolayısıyla ceza vermişse, 'yasalar önünde herkes eşittir' ilkesi gereği bu kişilerin eylemlerinin ortağı olan komutana da ceza vermesi kaçınılmazdır ve adaletin bir gereğidir' denildi. 

'15 günde gerekçeli karar yazamayız'

gerekçeli kararın tamamlanmamasına da değinen mahkeme, şu ifadeleri kullandı:

"sanık sayısı, sanıklara isnat edilen eylemlerin sayısı, sanıklara isnat edilen suçların ve mahkum oldukları suçların sayısı, dosyada mevcut belge sayısı, tanıkların sayısı ve dinlenme süresi, dava konusu olayların özelliği, sanıkların birbirleri ile irtibatlarını ortaya koyan hts (hızlı veri toplama sistemi) raporlarının kapsamı, genelkurmay başkanlığı'ndan celp edilen bilgisayarların incelenmesinden sonra verilen bilirkişi raporu ve dosyadaki diğer raporların kapsamı ve dosya kapsamı dikkate alındığında öngörülen 15 günlük süre içerisinde gerekçeli kararın yazılamayacağı açıktır.”

'kanun anayasa’ya aykırı'

tmk 10. maddeyle yetkili mahkemeleri kaldıran yeni kanunun 1. maddesinin, ayrıca yasal düzenlemedeki "gerekçeli karar 15 gün içinde tamamlanır" hükmünün anayasa'ya aykırı olduğunu belirten mahkeme, anayasa mahkemesi'ne başvurduğunu bildirdi.