Türkiye

'Politika sokak serserileriyle belirlenmez'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye iç ve dış politikasını sokak serserileriyle belirleyecek bir ülke değildir" dedi, Kobani eylemleri nedeniyle CHP liderini ve HDP'yi hedef aldı. 14 Ekim'den sonra yasalarda değişiklik yapılacağını söyledi.

Konular: Türkiye
Erdoğan'a göre, tezkereye karşı çıkanlar şimdi Türkiye’nin Kobani’ye asker göndermesini konuşuyor. [Fotoğraf: Zahidin Köşüş/Al Jazeera Türk]

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, trabzon'da katıldığı toplu açılış töreninde halka hitap etti. kobani'ye saldıran işid'i protesto gösterileri nedeniyle chp'yi ve hdp'yi eleştirdi. chp lideri kılıçdaroğlu'na, "ana muhalefet lideri esed’i korumak için mi böyle konuşuyor? sen o aklını kendine sakla" diye seslendi. erdoğan, "türkiye iç ve dış politikasını sokak serserileriyle belirleyecek bir ülke değildir" dedi. "ayın 14'ünden sonra gerekli tüm tedbirler alınacaktır ve azami ölçüde yasalarda gerekli değişiklikler yapılacaktır." ifadesini kullandı. erdoğan, isim vermeden suriye'de esed rejimini destekleyen iran'ı da eleştirdi; "bazı komşu ülkelerin kalkıp esed rejimini korumaya çalışmaları akla ziyandır" dedi.  

erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle: 

"bölgemiz hassas bir süreçten geçiyor" 

"konuşmamın hemen başında dün bingöl’de haince bir saldırı neticesinde şehit edilen polislerimize allah’tan rahmet niyaz ediyorum, ailelerine milletimize sabırlar diliyorum. yaralı emniyet müdür yardımcımıza, komiserimize şifa diliyorum. kendileriyle az önce bir telefon görüşmesi  yaptım. durumları iyi. emniyet birimlerimiz bu hainlerin peşine düştü, ölü olarak ele geçirdi. diğer sorumluların yakalanması için operasyonlar devam ediyor."

"bölgemiz son derece hassas bir süreçten geçiyor. yanıbaşımızda son derece kanlı çatışmalar yaşanıyor. bu hadiseler karşısında türkiye’yi güvenli, istikrarlı şekilde güçlendirmeye çalışıyoruz. bugün buradan trabzon’a, milletime, tüm dünyaya ilân ediyorum. türkiye bölgemizde yaşanan çatışmaların hiçbirinde taraf değildir. hiçbir mezhebin, etnik kökenin yanında ya da karşısında değildir. bütün bu krizler başladığı andan itibaren bizim tarafımız barış, diyalog ve insanların özgürce emniyet içinde yaşamaları oldu. suriye ve irak’ta arap, türkmen, ezidi, süryani, şii, nusayri, müslüman gibi ayrımlara prim vermiyoruz. çünkü biz yaradılanı yaradan’dan ötürü sevdiğimizi hep söyledik, söylüyoruz. fakat bizi ne ülkemizin bir kısmı ve dünya ülkeleri anlamadı, anlamamakta direnler var.

"30 yılı aşkın bir süredir pkk’ya karşı evet çok insanımızı kaybettik, aynı şekilde şimdi de irak’ta başlayıp şimdi de palazlanan ve terör estiren işid’e karşı da tavrımızı sürdürüyoruz. bunun dışındaki terör örgütleri de bir tehdittir. onlara karşı da her tedbiri aldık, alıyoruz, alacağız. çatışmalardan kaçanlara kapılarımızı açtık, imkanlarımızı seferber ettik."

"terör örgütleri arasında iyidir - kötüdür ayrımı yapmıyoruz"

"onları terörist eylemlerin, bombaların, katil esed rejiminin altında bırakamazdık. onlar bu ülkeye hicret ediyorlarsa biz onlara ensar olmaya mecburduk. biz bunu yaptık. 4 buçuk milyar dolar harcamamız oldu. sadece avrupa’da 130 bin sığınmacı var, avrupa dert yanıyor. sadece türkiye’de 1 buçuk milyon sığınmacı var. bizim farklılığımız batı’ya göre bu. suriye ve irak’ta etnik köken ve mezhep ayrımı yapmıyoruz. terör örgütleri arasında bu iyidir, kötüdür diye ayrıma gitmiyoruz. türkiye’yi ilgilendiren bu hususlar içinde sorumlu, ilkeli, sağduyulu bir tavır sergiliyoruz. bölgede akan kanın durması, insanların evlerine dönmesi, adil sistemlerin kurulması için elimizden geleni tereddüt etmeden yapıyoruz." 

"esed rejimini korumak akla ziyan"

erdoğan konuşmasında isim vermeden suriye'de esed rejimine destek veren iran'ı da eleştirdi. 

"bazı komşu ülkelerin kalkıp esed rejimini korumaya çalışmaları akla ziyandır. örgüt olarak teröristler olduğu gibi, devlet terörü estirenler var. örneği suriye’nin şu anki rejimidir. bizim suriye halkıyla değil devletiyle terör estirdiği için bir sorunumuz var. biz buna nasıl alkış tutabiliriz. halkı müslüman olan bazı ülkeler esed rejimine sahip çıkıyorlarsa bunun hesabını bu dünyada da, öbür dünyada da veremezler. silah ve mühimmattan bahsedenler bunun hesabını veremezler. dürüst olmaya mecburuz. esed rejiminin kimyasal, konvansiyonel silahlarla insanları katletmesinin hiçbir izahı olamaz."

"türkiye’nin dik duruşu hem içerde hem dışarda bazı çevreleri ciddi şekilde rahatsız ediyor. büyüyen türkiye ekonomisi hem içerde hem dışarda rahatsızlık veriyor. demokratikleşme alanında atılan özellikle de çözüm süreci, içerde ve dışarda birilerini rahatsız ediyor. önce 'türkiye teröre destek veriyor' dediler, başarılı olamadılar. türkiye ekonomisine yönelik algı operasyonu yaptılar, kredi derecelendirme kuruluşlarını devreye soktular başarılı olamayacaklar.
sokakları terörize etmek gibi alçakça bir yöntem uygulamaya başladılar. başarılı olamadılar. gezi’de başaramadılar, 17-25 aralık’ta başaramadılar , şimdi de başaramayacaklar."

"sen o aklı kendine sakla"

erdoğan, kobani'ye saldıran işid'e protesto eylemleriyle başlayan olaylara da değindi, chp ve hdp'yi hedef aldı. 

"son vandallık olaylarında maalesef 31 kişi hayatını kaybetti. kamu binalarına, bindikleri belediye otobüslerine, işyerlerine, kızılay’ın kan araçlarına alçakça, türk bayraklarına haince saldırdılar. ne yazık ki ana muhalefet partisi bunlara sahip çıkıyor. parlamentoda bir parti eylemlerde bunlarla hareket ediyor. ana muhalefet ve bu parti tezkerede de birlikte hareket ettiler. tezkereye karşı çıkanlar şimdi türkiye’nin kobani’ye asker göndermesini konuşuyorlar. biz oradan 200 bin insanı içeri aldık, insani yardımlarını ve bakımlarını üstlendik.

olay sadece kobani mi? oradaki kürt kardeşlerimiz mi, suriye’deki 250 bin kişi öldürülürken sesi çıkmayan ana muhalefet ve muhalefetin sesi ne oldu da şimdi çıkıyor? ana muhalefet lideri, esed’i korumak için mi böyle konuşuyor? sen o aklını kendine sakla. bu makamda bunları söylemek istemezdim. türkiye bu şiddete asla boyun eğmez, tarih boyunca eğmedi, bugün de eğmeyecek.

bunların canı yanmıyor."

"politika sokak serserileriyle belirlenmez"

erdoğan türkiye'nin iç ve dış politikasının bu eylemler nedeniyle değişmeyeceğini vurguladı: 

"o vandallar er ya da geç bulunacak, hesabı sorulacaktır. türkiye iç ve dış politikasını sokak serserileriyle belirleyecek bir ülke değildir. hem o maşalar hem de onların iplerini tutan efendileri bilsin ki türkiye sokak eylemlerinden korkup istikamet değiştirecek bir ülke değildir. sokaktaki şiddet durduğunda da bu şımarıklığın hesabı mutlaka sorulacak. 
ülkenin huzurunu kaçırmak, nefreti büyütmek, parlamentoda siyasi parti dışındakiler bakıyorsunuz aynen onunla hareket ediyor, diğeri temkinli duruş sergilediğini zannediyoruz, o da iktidarla uğraşıyor. şimdi birlik beraberlik, el birliği, güç birliği zamanıdır. bu tuzağa düşersek kaybeden millet olur. öfkesine yenilen bunların arzularını yerine getirmiş olur. bunlar istiyor ki türk ile kürt birbirinden nefret etsin, öfke beslesin. bunu tarihin hiçbir döneminde başaramadılar. biz de aziz milletimizle sağduyu ve itidalle bu kirli tuzağı bozacağız.
"ayın 14'ünden sonra tedbirler alınacak"
erdoğan meclis'in açılacağı 14 ekim tarihinden sonra yasal düzenlemeler yapılacağını söyledi:
"kobani diyorlar. allahaşkına türkiye’den başka yardım eli uzatan, dert edinen ülke var mı? halep, musul, kerkük’ü ne kadar dert edindiysek, kobani’yi de o kadar dert edindik. sadece birkaç gün içinde 200 bin insan türkiye’ye sığındı. 'türkiye kobani’ye yardım etmiyor' diyerek içerde ve dışarda türkiye’yi hedef yapmak nankörlüktür.
hem mecliste tezkere oylanırken karşı çıkacaksın, hem de 'türkiye kobani'ye yardım etmiyor' diye, şımarıkça şiddet çağrısı yapıyorlar. kimler yapıyor bunu? bakıyorsun işte o. maalesef partinin milletvekilleri... ve kalkıp şu anda iktidar partisine doğru yürüyerek, molotoflar atarak, bu molotofkokteyleriyle, bunu atmak suretiyle bombalama. maskeler, nedir o maskeler? demek ki sen teröristsin. eğer terörist değilsen o maskeyi çıkar yüzünden. tabii bunlara yönelik ayın 14'ünden sonra gerekli tüm tedbirler alınacaktır ve azami ölçüde yasalarda gerekli değişiklikler yapılacaktır. 
bu kervan, barış kervanıdır. barış kervanını tehdit eden hangi unsurlar varsa, bunlara karşı hukuki zemin çok daha güçlü hale getirilecektir. kusura bakmasınlar bu tür alçakça hareketlere prim vermeyiz.''
çözüm süreci şımarıklığa göz yummak değildir, gayrimeşruluğa, illegaliteye boyun eğmek, tehditlerden korkup geri çekilmek değildir. birileri çözüm sürecini şımarıklık olarak algılıyorsa yanılgı içindeler. bir taraftan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkıp barıştan, sevgiden, saygıdan bahsedeceksin; ondan sonra da sıkılmadan, utanmadan milleti sokağa davet edeceksin. sonra da 'ben bunu şiddete karışmak suretiyle demedim'... e ne dedin? o sokağa davet ettiklerin silahlarla, molotoflarla askerimizin, polisimizin üzerine saldıkları gibi; kamu binalarını, araçları, hastaneleri, okulları yaktılar, yıktılar.
 
"çocukların arkasına sığınıp..."
cumhurbaşkanı erdoğan çözüm sürecinin devamıyla ilgili kararlılık mesajı verdi:
"biz sorunların sokakta, dağda, silahla değil konuşarak ve siyaset zemininde çözümünü istedik. siyaseti değil şiddeti ve terörü tercih edenler çözüm sürecine hiçbir katkı sağlayamazlar. silahlı efendilerinden korkup iradelerini ayaklar altına alanlar, çocukların arkasına saklanıp korkakça siyaset yapanlar çözüm sürecine katkı sağlayamazlar. elimi, bedenimi, canımı koydum. 75 milyonun kardeşliğini tesis etmek için son nefesime kadar mücadeleye devam edeceğim.
bizimle yol yürümek isteyenlerle yol yürürüz ama korkarak, ürkerek, silahlı efendilerine boyun eğerek, her gün farklı bir kılığa girenlerle çözüm olmayacağını iyi biliriz. öfkesine mağlup olan; bu alçakların, bu hainlerin tuzağına düşer. bu şiddete, bu vandallığa karşı dimdik fakat itidalli durmayı sürdüreceğiz.
erdoğan tahriklere karşı özellikle gençleri uyardı:
"şu anda güneydoğu’da ölenler, öldürenler kim diye baktığınızda orada kürt vatandaşlarımı göreceksiniz. araçları yakılanlar kim? kürt vatandaşlarım. adeta nokta nokta her şeyi tespit etmişler. o mağazalar, onların dünya görüşünü paylaşmadığı için yakmakla kalmıyor, yağmalıyorlar. bunun özgürlükle, barış ortamıyla ne ilgisi var. polisimiz, askerimiz, istihbarat birimlerimiz fedakarca çalışıyor. özellikle gençlerimizin kışkırtmalara, tahriklere dikkatli olmalarını istiyorum. onların diledikleri öfkenin büyümesi. onlara istediklerini asla vermeyeceğiz."
kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;