Türkiye
Reyhanlı davası ertelendi
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, 11 Mayıs 2013'te 52 kişinin hayatını kaybettiği iki ayrı bombalı saldırıyla ilgili 33 kişinin yargılandığı dava 8 Mayıs'a ertelendi. Mahkeme olay öncesi ihbar olup olmadığının MİT'e, Jandarma'ya ve Emniyet'e sorulmasına karar verdi.

hatay'ın reyhanlı ilçesinde, 11 mayıs 2013'te 52 kişinin hayatını kaybettiği iki ayrı bombalı saldırıyla ilgili 33 kişinin yargılandığı ve güvenlik nedeniyle ankara'ya nakledilen davanın buradaki ilk celsesi yapıldı.mahkeme, reyhanlı'daki bombalı saldırılara dair gizli belgeleri sızdırdığı öne sürülen er utku kalı hakkında açılan dava dosyası ile niğde ulukışla'da 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili 3 yabancı hakkında açılan dava dosyasının incelenmek üzere istenmesine karar verildi.
duruşmaya tutuksuz sanıklar ali düzel, ismail gürbüz, ferdi gazel, nebil kabasakal, ilhan küçükdüvekin, süleyman okur, mehmet gümüşlü, ali ekşi ve muhammet gümüş ile müştekiler, müdahiller ve taraf avukatları katıldı. tutuklu 9 sanık ise adana f tipi yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumundan görüntülü olarak duruşmaya bağlandı.
saldırıda oğlu halil erdemci'yi kaybeden medine erdemci de "ben onlara ceza değil, patlama yerinde darağacı kurulmasını, asılmalarını istiyorum" dedi.
eşi yusuf işgör'ü saldırıya kurban veren canan işgör ise sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi, "çocuklarım babasız kaldı. oğlum 2,5 yaşına geldi. 'babam nerede' diyor, milletin babalarına 'baba' diyor. ne yapılması gerekiyorsa yapılsın, suçlular sonuna kadar cezalandırılsın" diye konuştu.
saldırıda ölen oğulcan tuna'nın babası ahmet tuna da "bu olayı ateist bile yapmaz. neyin kini, neyin nefreti? biz bunu hak ettik mi? çocuklarımızın katillerinin mutlaka yargılanmalarını istiyoruz. içimiz yanıyor, yaşayan ölüyüz. sayın hakim, siz bize analık yapın, siz bize babalık yapın. insanca yaşamak varken bu niye?" diye konuştu.
"ihmal var"
müdahil avukatlarından deniz özbilgin, saldırı öncesinde ihbarlar olduğunu, bu ihbarlara ilişkin bazı kurumların ihmali olduğunu savundu. niğde ulukışla'da, 2'si güvenlik görevlisi 3 kişinin ölümü, 7'si asker 8 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan ve suriye'de işid'e bağlı kampta 9-10 ay kaldıkları bildirilen yabancı 3 kişi hakkındaki dava ile reyhanlı davası arasında ilişki bulunduğunu iddia eden özbilgin, bu dosyanın da getirtilmesini talep etti.
sanık avukatlarından özay arıkan da reyhanlı'dan önce cilvegözü’nde bombalı saldırı olduğunu hatırlatarak, "dolayısıyla ihbar ve istihbarat hat safhadaydı. jandarma, mit ve emniyet teşkilatının, olaydan en az iki yıl öncesine ait ihbar ve istihbarat kayıtlarının dosyaya kazandırılmasını talep ediyorum" dedi.
cumhuriyet savcısı ibrahim şahin, katılma taleplerinin kabulünü, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını ve yakalamalı sanıkların yakalanmalarının beklenmesini istedi.
"suriye'ye müdahale bahanesi yapılmak istendi"
sanıklardan ergin ördek'in avukatı murat savul, patlamayla ilgili "delil karartma durumu olduğunu" öne sürdü. "mobese kayıtları bozuk. peki bankaların, işyerlerinin, kuyumcuların, gümrüğün kamera kaydı yok mu?" diye sordu.
tutuklu sanık mehmet kılıç’ın avukatı reşat ipek bayrak ise "bu patlama, obama'nın 'el nusra’ya yardımı kesin' çağrısının üzerine geldi. bu şekilde kargaşa çıkartılmak ve suriye’ye müdahale bahanesi yapılmak istendiği kanaatindeyiz" dedi.
diğer sanıkların avukatları da müvekkillerinin olaydan haberleri olmadığını söylediler. tutuklu sanıkların avukatları, müvekkillerinin tutukluluklarının 2 yıla yaklaştığını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
adana'dan telekonferans yöntemiyle bağlanılan tutuklu sanıklar da suçlamaları reddetti.
mit, emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire başkanlığı ve jandarma genel komutanlığından, saldırı öncesinde ihbar olup olmadığı, olduysa ne işlem yapıldığının ayrıntılı olarak sorulmasına ve tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
reyhanlı'daki olay
hatay’ın reyhanlı ilçesinde11 mayıs 2013'te patlayıcı yüklü iki araç infilak etti. savaş alanına dönen ilçede 51 kişi hayatını kaybetmiş, 100'den fazla kişi yaralanmıştı.
saldırının ardından hükümet, olayın arkasında suriye istihbaratıyla bağlantılı bir örgütün bulunduğunu öne sürdü. muhalefet ise hükümetin ve istihbarat birimlerinin olayı engellemekte yetersiz kaldığını belirtmiş ve olayda suriyeli muhalif grupların parmağı olabileceği iddiasında bulundu.
muhaliflere karşı silahlı mücadele yürüten şam yönetimi ise, saldırılarda rolü olduğuna ilişkin iddiaları yalanlamıştı.
davanın geçmişi
saldırıya ilişkin dava ilk olarak adana'da açılmış, terörle mücadele kanunu'nun 10. maddesiyle görevli mahkeme ve savcılıkların kaldırılmasının ardından hatay ağır ceza mahkemesi'ne gönderilmişti.
hatay 1. ağır ceza mahkemesi de davanın kamu güvenliği gerekçesiyle başka yerdeki ağır ceza mahkemesine naklini istemiş, yargıtay 5. ceza dairesi, davanın ankara'da görülmesine karar vermişti. 110 sayfalık iddianamede 15'i tutuklu, 11’i tutuksuz, 7’si firari 33 sanık; 5’i çocuk 52 kişiyi öldürmek, 130 kişiyi öldürmeye teşebbüs, 25 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
sanıklara silahlı terör örgütüne üye olmak ve yardım etmek, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, tasarlayarak ve patlayıcı madde kullanarak öldürmek ve öldürmeye teşebbüs etmek, patlayıcı madde bulundurmak, mala zarar vermek, kasten yaralama ve suçluyu kayırma suçları yöneltiliyor.
kaynak: anadolu ajansı
Yorumlar