Gazze
Şecaiyye'yi hatırlamak
İsrail'in yüzlerce kişiyi öldürdüğü Gazze'nin Şecaiyye bölgesinde katliamın izleri silinmeye çalışılıyor. Şecaiyye sakinlerinin amacı sadece evlerini değil, yıkılan hayatlarını da bir an önce onarabilmek.
gazze şeridi'nin şecaiyye bölgesinde yıkılmış binaların gölgesinde bir öğle sonrası. oturuyor ve düşünüyorlar. şecaiyye sakinlerinden velid zaza buranın bir zamanlar şecaiyye'nin güzel mahallelerinden biri olduğunu söylüyor: burada evlerimiz, işlerimiz, hayatlarımız vardı.
zaza'nın arkadaşlarının daha önce evi olan binada şimdi beton levhalar moloz yığınlarının üzerinde tehlikeli biçimde sallanıyor.
zaza'nın dikkati, yakınlarda park edilmiş kamyonun arka koltuğunda oturan daha yeni yürümeye başlamış bebeğine kayıyor. "bu küçük bebek artık bir hava saldırısının ne anlama geldiğini, savaşın ne olduğunu biliyor" diyor.
birleşmiş milletler verilerine göre, israil'in temmuz ayında başlayan ve 51 gün süren gazze saldırısında yaklaşık 2 bin 200 filistinli can verdi, yarım milyondan fazla insan evsiz kaldı ve on binlerce ev zarar gördü veya yıkıldı. saldırılarda en çok hedef alınan noktalardan biri de nüfus yoğunluğu fazla olan gazze'nin şecaiyye bölgesiydi. israil tankları ve savaş uçakları şecaiyye'de sadece bir günde 72 kişiyi öldürdü, 200'den fazla kişiyi de yaraladı. katliam uluslararası toplum tarafından kınandı.
beş aydan daha uzun bir süre sonra, yıkılan evlerin sadece çok küçük bir kısmı yeniden inşa edilebildi. şecaiiye hâlâ bir savaş bölgesi görünümünde. caddeler, sokaklar, duvarları harap, kimisi tamamen yıkılmış evler ve dükkanlarla dolu.
saldırıda annesini kaybetti
45 yaşındaki ekrem hellu o yıkıntılardan birini, evini gösteriyor. hellu, "evimin arkası bir zamanlar yeşil alandı ve savaştan önce orada çocuklarım ve annemle oturuyorduk" diyor.
israil ordusu hellu'nın evini bombaladığında annesi hayatını kaybetmiş. kardeşi ise bir başka saldırıda, uçaklar bir oyun parkını bombaladığında ölmüş.
tüm bunlara rağmen hellu şecaiyye'nin geleceğinden ümitli. "başkan mahmud abbas yönetimde oldukça buralar asla yeniden inşa edilmeyecek. eğer hamas'tan nefret ediyorsa, bu onun kendi işi. bu bizim suçumuz değil. biz sadece evlerimizin yeniden inşa edilmesini istiyoruz" diyor.
hellu'nun arkasında otura issam eleyva başını sallıyor. "bu çocuklar politikacılar veya hamas hakkında hiçbir şey bilmiyor. o sadece kalacak bir yer isteyen bir çocuk" diyor.
'bir sabah uyandık ki...'
eleyva, mahalle sakinlerinin her sabah şecaiyye'nin eskiden nasıl bir yer olduğunu hatırlamak için sokakta bir araya geldiklerini belirtiyor ve ekliyor: "burası doğduğumuz yer. burası evimiz. çok güzel bir yerdi, ama bir sabah uyandık ve kendimizi molozların arasında bulduk"
o konuşurken 10 yaşındaki maar habib de bombalanan bir apartmanın boş bir katında arkadaşları ile kovalamaca oynuyor. burası şimdi bütün çocukların oyun alanı olmuş. metal kaplar, cam, parçalanmış tuğla ve mobilyalarla oynuyorlar. renkli battaniyeler yıkılan duvarların yerini almış vaziyette.
mayar kaybettiği birçok şeyin içinde en çok ramazan bayramı kıyafetini özlüyor. ramazanın sonu için hazırlanan özel bir kıyafetmiş ama savaşta yok olmuş.
diğer köşede ise küçük bir çocuk elindeki kürekle moloz parçalarını bir taraftan diğerine atıyor.
şecaiyye'deki harara sokağı israil bombardımanında en fazla hasar alan bölgelerden biri. bugün ise gençler sokaktaki molozlar arasında kurtarılabilir bir şey var mı diye dolaşıyorlar.
hedef evlerin yeniden inşası
bükülmüş demirleri düzeltmeye çalışan 19 yaşındaki ali hveh "yapacak hiçbir şeyim yok, umarım bu evlerin yeniden inşa edilmesine yardım edilebilir" diyor. hveh, yıkılan binalardaki metali yeniden kullanmak için çalışan bir mühendise yardım ediyor.
sokağın karşısında bekir batneci ise yıkılan evinin önünde kahvesini yudumluyor. diğer elinde yıkıntıların arasından çıkarılmış bir plastiği tutuyor. evinin enkazının arasında bazı parçalanmış mobilyalar ve renkli kıyafetler görünüyor. batneci'nin savaştan aylar sonra gördüğü yıkıntılar ona geçmişteki hayatının izlerini hatırlatıyor.
batneci, "burada 14 kişilik ailemle birlikte iki katlı ve üç daireli çok güzel bir evde yaşıyordum. zeytin ağaçları, domates ve salatalık vardı. savaş birden geldi. kaçtık, döndüğümüzde ise her şey yıkılmıştı" diyor.
batneci daha önce bu topraklarda çiftçilik yapmış. şimdi ise şecaiyye'nin diğer sakinleri gibi işsiz. "işte buraya geliyoruz, yıkılmış evlerin arasında oturuyoruz. kahve ve çay içiyoruz" diyor.
bu sıralarda yakınlardaki küçük çocuk her geçene ona bir oyuncak getirmesini söylüyor.
"tek gelirim bu"
nidal hellis şecaiyye'de küçük bir mahalle bakkalını işletiyor. dükkandaki raflarda cips ve bisküviler dizili. şemsiyeler ve plastik toplar tavana asılı. buzdolabının içi sodalarla dolu olsa da bombalamalardan dolayı dolabın camı kırıldığından içecekler soğutulamıyor.
hellis, savaştan bu yana işlerin epey azaldığını söylüyor. israil saldırıları sonucu hayatta kalan, ancak evlerini kaybeden birçok şecaiyye sakini çadırlarda yaşıyor ve artık harcayabilecek çok daha az paraları var. ancak hellis, "ama tek gelirim bu, çalışmaya devam etmek zorundayım" diyor.
tozlu sokaktan aşağıya doğru, selva ebu elata kısmen yıkılmış fabrikanın dış tarafında duruyor. mutfağı bombalar tarafından yerle bir olan evini hatırlıyor. oğlu evlendiği zaman tüm aile evin dışında toplanırmış. bu onun savaştan önceki hayatına dair en güçlü hatırası.
'bir torba çimento bile vermediler'
elata al jazeera'ye "evlerimizi tekrardan inşa etmek için hiçbir yardım alamadık, bir torba çimento bile..." diyor.
birçok vakada, insanlar savaştan sonra şecaiyye'yi terk ettikleri zaman, bombalanmış evlerinin kalıntıları üzerine orada kimin yaşadığını gösteren işaretler koydular. beraberinde bir de yardım etmek isteyen birileri arasın diye telefon numarası. ama, zaza'nın söylediğine göre kendilerine çok az yardım geldi.
zaza, "gazze'ye birçok bağışın geliyor olduğunu duyduk, fakat gerçekte hiçbirini görmedik" diyor ve ailesinin sadece yerel bir yardım kuruluşundan eski kıyafetler aldığını belirtiyor.
"ihtiyacımız olan şey bu değil. bizim yaşayacak bir yere ihtiyacımız var."
o ve etrafındaki herkes şecaiyye'nin yerle bir olmuş kalıntıları içinde oturuyorlar. ikindiden akşama doğru zaman geçerken, oturuyor ve hatırlıyorlar. artık yapabilecekleri pek bir şey yok.
kaynak: al jazeera
Yorumlar